Sosyal medyada sıkça rastladığımız, mevsim geçişlerinde (özellikle yaz mevsimi yaklaşırken) insanları, bir haftada 5-6 kilo kaybettiren diyetlere teşvik etmelerini ve bunu da yazın daha ince görünmek, hatta sadece bikini giyebilmek için yapmalarını kabullenmekte zorlanıyorum. Yazımın başlığını da “Dört Mevsimde Diyet” seçmemin asıl nedeni budur; çünkü sağlıklı bir bedene sahip olmak, bir bireyin kendisine karşı olan en önemli görevidir. Bizler beslenmenin tanımını yaparken dahi “vücudun gerek duyduğu her gruptaki besinlerin yeterli ve dengeli miktarda organizmaya alınmasıdır” açıklamasını yaparız; çünkü günlük ihtiyaç duyduğumuz kalorinin fazlasını almaya vücudumuzun zaten ihtiyacı yoktur; fakat bazı durumlarda malesef ruhumuz buna ihtiyaç duyabilir ve sonuçta kötü beslenme alışkanlıklarına sahip olabiliriz. Duygusal beslenme denilen bu olay stres, üzüntü, duygusal depresyon ile birlikte hayatımıza girmiş olup, bunun yanında ailesel ve çevresel faktörler, bireyin yaşam tarzı ve bırakılması zor bazı alışkanlıkların etkisi ile birey olması gereken kilonun üzerine çıkabilir.

Diyet kelimesinden korkmayın !

Diyet kelimesi kilo problemi yaşayan insanlar için biraz ürkütücü olabilir. Sanki zoraki yapılması gereken bir şeymiş gibi. Aslında öyle değil. Diyette bugüne kadar yapılan yanlışların silindiği ve yerine doğru alışkanlıkların getirildiği unutulmamalıdır. Diyet yapacak birey öncelikle sadece fit görünmek ya da dönemsel zayıflamak için değil, başta kalp sağlığı olmak üzere, diyabetten de uzak durmanın yolunun sağlıklı beslenmekten geçtiğini bilmelidir. O nedenle ben diyet ve sağlıklı beslenme kelimelerini birbirlerinden hiç ayırmıyorum. Bu konuda kendi diyetisyenim diyete başlamadan önce bana (5 aylık kilo kontrol problemim boyunca diyetisyen ve yaşam koçu ile çalışmıştım) “sağlıklı bir beslenme programına hazır olup olmadığımı” sormuştu. Bu hala unutamadığım, adeta bir çıkış cümlesiydi benim için.

Spor olmazsa olmazı…

Diyetin olmazsa olmazı nedir derseniz ben kesinlikle spor derim. Çünkü diyet yaparken amaç vücudunuzdaki yağ miktarını olması gereken orana düşürebilmektedir. Bunun sırrı da beslenmenin haricinde yapılan egzersizde yatıyor. Yağ oranınız normalden çok yüksek ise normal değere yaklaşana kadar sadece günde 40-60 dakikalık orta tempoda yürüyüşü sizlere tavsiye ediyorum. Çünkü diyette öncelikli amacınız kas yapmak değil, yağlardan kurtulabilmek! Size bu noktada küçük bir ip ucu vermek isterim: yürüyüşten bir saat önce içilen iki fincan türk kahvesi yürüyüşte yakacağınız yağ yakımını hızlandırmaktadır .Ben çok faydasını gördüm, siz de mutlaka denemelisiniz.

Başlarda yaşayacağınız duygusal çöküntüleri de yoga ile atlatabilirsiniz. Ruhsal ve fiziksel olarak rahatlamayı sağlayan yoga, sizi diyete dair tüm olumsuz düşüncelerden, bir yasak listesi içinde olduğunuz hissinden kısa sürede arındıracaktır. Evde bile yapabileceğiniz basit yoga hareketleri ve meditasyonu denemeden geçmeyin.

Diyet harici normal beslenme hayatımızda da yapmamız gereken bir diğer unsur da gıdaları tam çiğneyebilmektir. Çünkü sindirim ağızda başlar ve midenize ne kadar çok parçalanmış besin gönderirseniz onun işini de o kadar kolaylaştırmış olursunuz; çünkü unutmayın midenizin dişleri yoktur

Diyet programındayken çevrenizdekilerin size acımasına da asla izin vermeyin. Size sunulan diyet programı dışı ikramları kibarca “Hayır, teşekkürler” diyerek reddedin. Çünkü hayır kelimesinin karşısında emin olun kimse duramıyor. Ve unutmayın siz acınılacak bir şey yapmıyorsunuz. Hayatınıza daha sağlıklı devam edebilmek, uzun yaşamak, geç yaşlanmak, iç organlarınızı korumak ve belki sağlıklı bebek dünyaya getirmek için bu programa dahil oldunuz.

Diyete başlamadan önce neler yapılmalıdır?

*Kendinize ilgili, sizinle bilgilerini her zaman paylaşmaya hazır, takıldığınız her noktada kendiniz çözüm aramak zorunda kalmadan kolayca ulaşabileceğiniz bir diyetisyen bulmak.

*Günlük yapacağınız egzersiz için de bir spor salonuna yazılmak ya da akşam güneşin batışında açık havada yürüyüşün tadını çıkarmak

*Yapmanız gereken belki de en önemli madde ise kan analiz testinizi yaptırmak (İnsülin direnci, glukoz, TSH-troid aktivitesi, tam kan sayımı, üre miktarı, toplam kolesterol ve özellikle trigliserid). Bu testlerin önemini vurgulamak için ise küçük bir örnek vermek istiyorum. Mükemmel bir diyet programındasınız, sporunuzu da hiç aksatmıyorsunuz ama bir türlü istediğiniz şekilde yağ yakıp kilonuzu düşüremiyorsunuz. İşte bundan sorumlu olanın sizdeki D vitamini eksikliği ya da insülin direnci olabileceğini unutmayın.

Kilo vermek için sağlıklı uyku şart !

Sağlıklı kiloda olabilmek adına yapılması gereken, aslında üzerinde çok konuşulmayan konu ise sağlıklı uykudur. Sağlıklı uykunun 2 önemli temeli olan "yeterli miktarda uyku" ve "gece kesintisiz uyku". Bu konuda yapılan bazı araştırmalara göre yetersiz ve sağlıksız uyku gece geç saatlerde atıştırmaları tetikliyor, aburcubur isteğini arttırıyor, iştah kontrolü sağlanamadığı için de porsiyon miktarı artıyor ve sonucunda da sağlıksız beslenme boy gösteriyor. O nedenle diyet esnasında (aslında hayatımızın genelinde) uyku durumumuza normalden daha fazla dikkat edilmesi gerekiyor.

Hafif olmanın tadına varmanız dileğiyle, sağlıkla kalın…