Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkisiyle geçen yıl yüzde 3,4 daralan küresel ekonomi, yaralarını sarma ve toparlanma mücadelesini sürdürüyor.

Çin'de Aralık 2019'da ortaya çıkarak tüm dünyaya yayılan Kovid-19, şu ana kadar 118 milyondan fazla kişiye bulaştı, 2,6 milyonu aşkın kişinin de ölümüne neden oldu.

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) 11 Mart 2020'de "salgın" ilan ettiği Kovid-19, 100 yıldan uzun süredir görülen en kötü sağlık krizine yol açarken, küreselleşen ekonomiyi de benzeri görülmemiş şekilde etkiledi.

SINIRLAR KAPATILDI, KÜRESELLEŞMEDE KIRILMA YAŞANDI

Kovid-19'un salgın ilan edilmesinden bu yana geçen bir yılda küresel çapta ekonomik faaliyet ve ticaret durma noktasına geldi, milyonlarca kişi de işini kaybetti.

Salgın, gelişmiş ülkelerin bile sağlık sistemleri üzerinden ekonomilerini zorlarken, düşük gelirli ülkelerdeki mevcut sorunları da daha derinleştirdi.

Uluslararası dayanışmanın sağlanması gereken bir dönemde ülkeler sınırlarını kapattı, küreselleşme de bir kırılma yaşadı.

Gelişmiş ekonomiler Kovid-19 salgınının yayılımını kontrol altına almaya çalışırken, gelişmekte olan ülkeler de insan hayatı, toplumsal bütünlük ve ekonomilerine yönelik daha önce görülmemiş bir tehditle karşı karşıya kaldı.

EKONOMİK HAYAT KARANTİNAYA ALINDI

Dünyanın dört bir yanında etkili olan salgın nedeniyle hükümetler, virüsün yayılmasını önlemek amacıyla karantina önlemleri uygulamak zorunda kaldı ve ekonomik hayatta bazı kısıtlamalara gitti.

Eş zamanlı arz ve talep şoku küresel ekonomide durgunlukla, küresel ticarette ise benzeri görülmemiş bir daralmayla sonuçlandı.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verilerine göre, küresel ekonomi 2020'de yüzde 3,4 daraldı. Dünya ekonomisinin 2021'de yüzde 5,6, 2022'de ise 4 büyüyeceği öngörülüyor.

Dünya Ticaret Örgütü ise küresel ticaretin geçen yıl yüzde 13 ila 32 arasında azaldığı tahmininde bulundu.

NEREDEYSE TÜM ÜLKELERİN BÜYÜME PERFORMANSINI ETKİLEDİ

Salgın, gelişmişinden az gelişmişine kadar neredeyse tüm ülkelerin büyüme performansını olumsuz etkiledi.

Uluslararası Para Fonu (IMF), ABD ve Avrupa ülkelerinin de aralarında bulunduğu gelişmiş ekonomilerin 2020'de ortalama 4,9 küçüldüğü tahmininde bulundu.

Dünyanın en büyük ekonomisi ABD, salgının etkisiyle geçen yıl yüzde 3,5 daralırken, Avro Bölgesi ekonomisi yüzde 6,6 küçüldü.

ÇİN VE TÜRKİYE, 2020'Yİ BÜYÜMEYLE TAMAMLADI

IMF verileri, gelişmekte olan ülke ekonomilerinin 2020'de ortalama yüzde 2,4 daraldığının tahmin edildiğini ortaya koydu.

Gelişmekte olan ülkeler arasında Çin ve Türkiye, 2020'de büyüme gösteren ekonomiler olarak öne çıkarken, söz konusu dönemde Çin'in büyüme hızı yüzde 2,3 ve Türkiye'nin büyüme hızı yüzde 1,8 olarak kaydedildi.

OECD verilerine göre, gelişmekte olan ülkeler arasında yer alan Hindistan yüzde 7,4, Rusya yüzde 3,6 küçüldü.

Asya ülkelerinde ekonomik toparlanmanın hızlı olması beklenirken, İngiltere gibi hizmet sektörüne bağımlı ekonomilerde toparlanmanın bu yıl yavaş olmasının öngörüldüğü kaydedildi.

Gelişmekte olan ekonomilerde Kovid-19 krizi etkisinin 2008-2009 küresel finansal krizinin çok üzerinde olduğu hesaplanıyor. Gelişmekte olan ülkelerin geçen yıl 800 milyar dolarlık ihracat geliri kaybı yaşadığı ve turizme bağımlı ülkelerde salgının etkisinin daha da yüksek olduğu tahmin edildi.

Salgından önce gelişmekte olan ekonomilerin üçte biri yüksek borç seviyelerine sahipken, salgın nedeniyle mali politika için gerekli manevra alanları da kısıtlandı.

MİLYONLARCA KİŞİ İŞSİZ KALDI

Ekonomideki durgunluk ve salgının neden olduğu krizin en ağır şekilde hissedildiği alanlardan biri de iş gücü piyasası oldu.

Karantina önlemlerinin etkisiyle işleri durma noktasına gelen ve gelirleri düşen işletmeler, maliyetlerini azaltabilmek için işten çıkarmalara yöneldi.

Salgın döneminde birçok çalışan işini kaybederken, ülkelerin işsizlik oranlarında da artış yaşandı.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre, salgının etkisiyle 2009 küresel krizine kıyasla 4 kat daha fazla istihdam kaybı yaşandı ve küresel çalışma saatlerinde yaşanan yüzde 8,8'lik azalma 255 milyon kişilik iş kaybına denk geldi.

İstihdam kaybının en sert şekilde hissedildiği ülkelerden biri ABD oldu. Ülkede 10 yıldır devam eden istihdam büyümesi, salgınla birlikte yerini iş kayıplarına bıraktı.

ABD'de Şubat 2020'de yüzde 3,5 gibi son 50 yılın en düşük seviyesinde olan işsizlik oranı, salgınla birlikte geçen yıl martta yüzde 4,4'e, nisanda ise yüzde 14,7'ye yükseldi. Salgına karşı alınan önlemlerin gevşetilmeye başlamasıyla işsizlik oranı kademeli düşüş kaydederek şubatta yüzde 6,2'ye kadar geriledi.

Uzmanlar, dünya genelinde salgın kaynaklı işsizlikte kaydedilen düşüş eğilimine rağmen iş gücü piyasasının toparlanmasının uzun zaman alabileceği öngörüsünde bulunuyor.

SALGIN YOKSULLUĞU ARTIRDI

Kovid-19 salgını, düşük gelirli ülkelerdeki mevcut sorunları derinleştirirken, yoksulluğu daha da artırdı.

Birleşmiş Milletler (BM) Ticaret ve Kalkınma Konferansı'nın (UNCTAD) "2020 En Az Gelişmiş Ülkeler Raporu"na göre, Kovid-19 salgınının etkisiyle en az gelişmiş ülkeler, 2020'de son 30 yılın en kötü ekonomik performansını sergiledi.

Kişi başı ortalama GSYH'nin 1.088 dolar olduğu bu ülkelerde halihazırda düşük olan yaşam standartları iyice gerilerken, yüksek seviyelerdeki yoksulluk oranları da salgın öncesinde elde edilen kazanımları tersine çevirerek daha da arttı.

SEYAHAT, KONAKLAMA VE EĞLENCE SEKTÖRÜ KAYBETTİ, İLAÇ ŞİRKETLERİ KAZANDI

Kovid-19 salgınını kontrol altına almak için uygulanan karantina önlemleri, seyahat, konaklama ve eğlence gibi hizmet sektörlerinin alt kollarını olumsuz etkiledi.

Sınırların kapanması, hava yolu şirketlerinin uçuşlarını durdurması, iş gezileri ve tatillerin seyahat kısıtlamalarıyla iptal edilmesi sonucu özellikle seyahat ve konaklama sektöründe büyük kayıplar yaşandı.

Aşı iyimserliğiyle bu yıla dair umutların artmasına karşın birçok analist, uluslararası seyahat ve turizm sektörünün 2025 yılına kadar salgın öncesi seviyelere dönmeyeceği öngörüsünde bulunuyor.

Salgının en çok kazananı ise büyük ilaç şirketleri oldu. Dünya genelinde hükümetler, Kovid-19 aşısı ve tedavi seçenekleri için milyarlarca dolarlık harcama yaparken, aşı geliştirme çalışmaları yürüten Moderna, Novavax, AstraZeneca ve BioNTech gibi ilaç şirketlerinin hisselerinde sert yükselişler kaydedildi.

ALIŞVERİŞLER SANAL ORTAMA TAŞINDI

Kovid-19 salgını, perakende ve konaklama gibi sosyal mesafeyi korumanın zor olduğu sektörlerde fiziksel temasla ilgili yeni endişeleri tetikledi.

Salgına karşı alınan karantina önlemleri, ekonomi ve finanstaki dijitalleşmeyi de hızlandırdı.

Evden çalışma kavramı salgın ile daha yaygın hale gelirken, çevrim içi alışveriş de büyük artış kaydetti.

MERKEZ BANKALARI PARASAL GENİŞLEME BAŞLATTI

Salgının küresel ekonomilerde neden olduğu zararın tam olarak hesaplanamayacağını belirten analistler, 2019'da yaklaşık 86,6 trilyon dolar olduğu tahmin edilen küresel GSYH'nin neredeyse 3,5 trilyon dolar kayıp yaşadığını ifade etti.

Kovid-19'un yarattığı endişe, finansal piyasalarda da sert dalgalanmalara neden oldu. Salgının ilk aylarında özellikle ABD ve Avrupa'da vaka sayıları arttıkça Dow Jones, S&P 500, Nasdaq, Dax, FTSE ve Nikkei gibi endekslerde büyük düşüşler kaydedildi.

Ekonomiler Kovid-19 salgınının neden olduğu kısıtlamalar nedeniyle can çekişirken, hükümetler ve dünyanın önde gelen merkez bankaları salgının ekonomik etkilerini sınırlamaya yönelik politikaları hızla hayata geçirdi.

Salgının neden olduğu krizin ekonomik etkileriyle mücadele etmek ve ekonomiyi canlandırmak için başta ABD Merkez Bankası (Fed) olmak üzere önde gelen merkez bankaları, hızla faiz oranlarını düşürdü ve parasal genişleme başlatarak piyasaya bolca likidite enjekte etti.

TOPARLANMA BELİRSİZLİĞİ SÜRÜYOR

İzlenen mali ve parasal politikalarla salgının ekonomi ve finans sektörlerinde açtığı yaralar sarılmaya çalışılırken, toparlanmanın nasıl olacağı ise belirsizliğini korumaya devam ediyor.

Kovid-19'a karşı hızla geliştirilen aşılar piyasalardaki iyimserliği artırsa da uzmanlar, sağlanan mali ve parasal desteklerin erkene çekilmemesi ve toparlanma sağlanana kadar sürmesi gerektiği uyarısında bulunuyor.

Virüsün son aylarda keşfedilen yeni varyantları risk oluşturmaya devam ederken, bu varyantların birçok ülkeyi önlemleri sıkılaştırmaya zorlaması da toparlanmayı geciktiriyor. 

Editör: TE Bilisim