Brüksel’de bugün ve yarın gerçekleştirilecek Avrupa Konseyi Zirvesi’nin karar taslağında Türkiye için çok sert ifadeler yer aldığı, AB’nin Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Ege’deki faaliyetlerini izlemeye alacağı öne sürüldü.

 

Brüksel’deki Avrupa Konseyi Zirvesi’nin karar taslağında Türkiye için çok sert ifadeler yer aldığı, AB’nin Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Ege’deki faaliyetlerini izlemeye alacağı öne sürüldü.

 

Fileleftheros gazetesi, AB’nin, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini izlemeye almaya çalıştığını, karar taslağında  Rum yönetiminin tek yanlı MEB ilan ettiği alandaki “egemenlik haklarının” hatırlatıldığı ve Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in Genel İşler Konseyi’nden talep ettiği üzere “Türkiye’nin tavrı nedeniyle ilk kez şiddetle kınandığını” yazdı.

Edindiği bilgilere dayanarak, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in karar taslağını, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ile görüşmesinde kesinleştirmeye çalışacağını yazan gazete, içeriğinden, özetle şu satırbaşlarını aktardı:

“Türkiye’nin Kıbrıs MEB’indeki faaliyetleri şiddetle kınanıyor, Kıbrıs ve Yunanistan’a destek beyan ediliyor. 2014 kararları ve 2005’teki Karşı Beyan hatırlatılarak Türkiye’ye, faaliyetlerine son verme, Kıbrıs’ın doğal kaynaklarını Avrupa hukuku ve uluslararası hukuka uygun şekilde araması ve değerlendirme konusundaki egemenlik hakkına saygı gösterme çağrısı yapılıyor. Türkiye’den, Kıbrıs Cumhuriyeti de dahil AB üye devletleri ile ilişkilerini normalleştirmesi isteniyor. Avrupa, vatandaşlarının Türkiye tarafından tutuklanmasının neden olduğu sorunların kısa zamanda çözülmesini de istiyor. Bu, iki Yunan askerin serbest bırakılmasını da kapsıyor.”

Alithia gazetesine göre de Anastasiadis, Yunanistan Başbakanı Tsipras’ın da yardımıyla çalışma yemeğinde, AB üyesi devlet ve hükümet liderlerinin, Tusk’un Türkiye’nin faaliyetleriyle ilgili geçen ay ortaya koyduğu “sert çizgiden ve felsefeden çıkmayıp Zirve karar metni vasıtasıyla Türkiye’ye  yeni, açık ve çok daha sert bir mesaj vermesi” için uğraşacak.

Anastasiadis, Türkiye’nin bu tavrının, Kıbrıs müzakerelerini yeniden başlatma çabalarına da “yan etki yaptığını” öne sürerek, örnek olarak Kıbrıs Türk tarafının Kıbrıs sorunu çözülmeden önce doğal gaz konusunda anlaşma talebinde bulunmasını ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın  kendisiyle “tamamen sosyal nitelikli bir görüşmeye isteksiz yaklaşmasını” gösterecek.

Ayrıca, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerinin Avrupa tarafından şiddetle kınanmasının Varna Zirvesi sırasında şahsen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iletilmesi dışında AB heyetinin Erdoğan’ı “sorumluluklarıyla yüzleştirerek kendisine, Doğu Akdeniz’deki Türk faaliyetleri devam ederse ülkesinin Avrupa sürecini havaya uçuracağının açıkça söylenmesini” isteyecek.

Editör: TE Bilisim