BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, Kıbrıs’taki Barış Gücü’nün görev süresinin 6 ay daha uzatılmasını önerdiği raporunun satır aralarından, BM’nin KKTC ile Rum Yönetimi arasında doğrudan temas mantığı geliştirmekte olduğunun ortaya çıktığı öne sürüldü.

Fileleftheros gazetesi, konuyla ilgili haberi “Çözümden Önce Oluşturucu (Devletler) Modeli… BM Kıbrıs Cumhuriyeti İle Sahte Devletin Doğrudan Teması Mantığı Geliştiriyor… Guterres Raporunun Artı ve Eksileri ve Satır Aralarından Okunanlar” başlık ve spotlarıyla aktardı.

Haberde, Guterres’in ilgili raporunda verilen iki mesaj bulunduğuna işaret edildi. Bunlardan birinin, fiili durumun sürdürülebilir olmadığı, zamanın geçmekte olduğu ve bir anlaşmaya varılması gerektiği uyarısı olduğu belirtildi, ikinci mesajın ise satır aralarında bulunduğuna dikkat çekildi.

“Rapor özellikle de gözlemler başlığı okunurken, durumun işgal fiili durumu korunarak normalleşmesi mantığına atıf yapan çeşitli ifadelerden bir bilmece ortaya çıkıyor” ifadesini kullanan gazete raporda kaydedilenleri okurlarına şöyle aktardı:

“‘İlaveten, tarafları, BM Barış Gücü’nün de desteğiyle, gerilimleri azaltmak için kendi askerî, polisiye veya sivil (askerî olmayan) türdeki mekanizmalarını  geliştirme olasılığını incelemeye teşvik ediyorum.’ ‘Kendi mekanizmaları’, ‘polisiye veya sivil türde’  meselelerine atıf yapılması, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ve sahte devlete göndermede bulunur. Bu atıf da iki paralel ve yan yana iki varlığın yavaş yavaş işlemeye başlaması çabasıyla bağlantılıdır. Yani, anlaşma sonrası dönem için  iki oluşturucu devlet olarak tarif edilenler, çözüm olmadan işleyecek, normal ilişkiler geliştirecek.”

Ankara’nın böyle bir olasılığı uygun bulduğunu ve yukarıda ifade edilen mantıkta hareket ettiğini belirten gazete, TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın  enerji, cep telefonları, elektrik konularında işbirliği konularına atıf yaptığını, BM Barış Gücü’nün gereği kalmadığından ve iki tarafın anlaşmazlıklarını çözüp sorunları yönetebileceklerinden söz ettiklerini hatırlattı.

Raporda bu eğilimi destekleyen başka ifadeler de bulunduğunu  belirterek ekonomi, eğitim, spor v.b. çeşitli düzeylerde ilişkiler geliştirilmesinden söz edildiğine işaret eden gazete, raporda “işgal”  ifadesine de, Türkiye için “işgal kuvveti” nitelemesine de yer verilmediğine dikkat çekti.

Gazeteye göre hidrokarbonlar konusuna da değinilen raporda, Kıbrıs kıyıları dışında araştırma  sondaj faaliyetlerinin devam etmesinin, daha çok gerginlik tehlikesi yarattığına dikkat çekiliyor. Raporda “Kıbrıs içindeki ve etrafındaki doğal kaynaklardan her iki toplumumun da yararlanması, doğal kaynakların Kıbrıs sorununa sürdürülebilir bir çözüm bulunmasına güçlü teşvik olmaları gerektiğini yineliyorum” deniliyor.

Gazete haberinin “BM’nin Yaklaşımı Türkiye’nin B Planını Uygun Buluyor” başlığıyla ayırdığı bölümünde Genel Sekreter’in, önümüzdeki yaza kadar  Kıbrıs sorununda görüntünün netleşmesi gerektiği görüşünde olduğuna dikkat çekti, özetle şöyle devam etti:

“Ya çözülecek ya da kesin çıkmaz temelinde hareketler olması,  Türk tarafının ısrarla şimdiden konuşulmasını istediği ‘çıkmazın ertesi günü’nün ajandaya girmesi gerektiğini düşünüyor. Bu yaklaşım, masada kendi B planının da olduğunu  bilecek olan Türk tarafının işine gelen bir yaklaşımdır.”

ANASTASİADİS LUTE’UN DÖNMESİNİ BEKLİYOR

Gazete başka bir haberinde BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs için geçici atadığı özel danışmanı Jane Holl Lute’un Ada’ya geliş tarihinin Ocak sonu-Şubat başı olarak belirlendiğini, gelişi için en muhtemel senaryonun Şubat ayı olduğunu belirtti ve “bugün var olan olgular uygun zemin yaratmıyor bu da Özel Danışman’ın Kıbrıs’a bir sonraki gelişini daha da geciktirebilir” ifadelerine yer  verdi.

Rum tarafının, Jane Holl Lute’un Ada’ya gelişini beklediğine işaret edilen haberde, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in de dün bir etkinlikte yaptığı konuşmada “(Kıbrıs sorununu) nasıl yöneteceğimizi görmek için Sayın Lute’un bir sonraki gelişini bekliyoruz” dediğine dikkat çekildi.

Habere göre Anastasiadis, Genel Sekreter’in son raporundan memnun  olup olmadığı sorusuna ise “evet” demekle yetindi.

AKINCI’YA ELEŞTİRİ

Aynı gazete “Akıncı Kışkırtıyor” başlıklı haberinde, Ekologlar Hareketi’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ı anma töreninde yaptığı konuşma nedeniyle Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı eleştirdiğini yazdı.

Habere göre parti tarafından yapılan yazılı açıklamada “Kıbrıslı Türklerin liderliğinde müzakerelere yeniden başlama niyeti olmadığını saptıyoruz” denildi ve Akıncı’nın “Ankara’nın taleplerini ve diğer kışkırtıcı açıklamalarını tekrarladığı” öne sürüldü ve bunun, “münferit değil Ankara ile Kıbrıs Türk liderliğinin koordineli eylemleri” olarak şikayet edilmesi gerektiği iddia edildi.

Haravgi ve Alithia, Nikos Anastasiadis’in, Türkiye’nin ülkedeki yerel seçimler nedeniyle Kıbrıs sorunundaki çabaların durması isteğini nasıl yöneteceğini görmek için Lute’un Ada’ya gelişini beklemekte olduğunu yazdı.

Politis, Lute’un Şubat ayının  ilk yarısında Ada’ya gelmesinin beklendiğini belirterek, Rum tarafına verilen bilginin, Lute’un garantör güçler ve Kıbrıs’taki iki taraf ile bir sonraki temas turunu Şubat ayı içerisine kadar tamamlamak istediği yönünde olduğunu yazdı.

Habere göre Lute’un beraberinde, ‘referans şartları’na eklenebileceğini düşündüğü, “Guterres Çerçevesi’nde belirtilen meseleleri halledebilmeleri konusunda  bütün tarafların, uzlaşabileceği ilkelerin listelenmesiyle alakalı bir yazılı kayıt da getirmek hedefinde olduğu anlaşılıyor.