BM’nin, iki bölgeli iki toplumlu federasyonu ortadan kaldırıp Kıbrıs sorununu, "iki taraflı" (toplumlar arası değil) mekanizmalarla işbirliği yapan iki varlık düzeyine indirerek, bu bağlamda da teknik komiteleri özerkleştirerek, Rum tarafı açısından “tehlikeli bir dönüş” yaptığı bildirildi.

Haftalık Kathimerini, BM’nin rota değişikliği eğiliminin, BM Genel Sekreter Antonio Guterres’in BM Barış Gücü raporuna yansıdığını yazan gazete, Kıbrıs sorununda, çözüm zemini açısından artık açık bir alan yaratıldığını açıkça ortaya koyulduğunu ve neredeyse her düzeyde "ikili temeldeki işbirliği ve anlaşmazlıkların çözüm mekanizmaları"nın tercih edildiğini yazdı.

Gazete, bu şekilde bir yandan Türklerin konfederasyon ve/veya iki ayrı devlet çözümü değirmenine su döküldüğünü, bir yandan da Türkiye’nin sorumluluklarının devre dışı bırakıldığı yorumunu yaptı.

Gazeteye göre, bu çerçevede Guterres, iki taraf arasında mülteci meselesinin yönetilmesi mekanizması kurulmasına ve teknik komitelere de otonomi kazandırılmasına yatırım yapıyor. Guterres, Ergün Olgun ve Andreas Mavroyannis’in teknik komitelerin Kıbrıs sorununa dair geniş siyasi dinamiklerden izole edilmesi anlaşmasına atıf yapıyor. Bundan da, yan yana yaşayan iki varlık arasında, devlet yetkisine giren konulara dokunan bir işbirliği modeli kurularak, teknik komitelerin doğrudan müzakere prosedürünün yerine geçen bir platform olacağı sonucu çıkarıldı.

Guterres’in ayrıca teknik komiteler çerçevesinde iki taraflı (bilateral) anlaşmalara da atıf yaptığına dikkat çeken gazete, “Bu da BM Sekreterliği’nin istekleri konusunda soru işaretleri yarattığını” öne sürdü.

BM Barış Gücü raporunda düzensiz mülteciler konusunu da iki tarafa havale ederek, Türkiye’nin tamamen beraat edildildiğini yazan gazeteye göre raporda, göçmen ve düzensiz mültecilerin uluslararası hukuk uyarınca sığınma prosedürüne erişimleri olmamasının sorunu daha da büyüttüğü ve bu durumun BM’de ciddi kaygı yarattığı kaydedildi.

Habere göre, Guterres ayrıca “iki tarafı, sorunun kaynağıyla başa çıkmak için işbirliği yaparak çaba harcamaya çağırıyorum. İki taraftan bilirkişiler arasında, BM misyonlarının kolaylaştıracağı görüşmelerde, düzensiz mülteciler konusunun görüşülmesi rutininin devamını teşvik ediyorum” ifadelerine yererek “açıkça, ­varlıklar arasında ikili bir çözüm mekanizmasını" resmetti.

-“Pushback, dikenli tel, elektronik gözlem ve 300 kişilik yeni polis kuvveti”

Gazete, Guterres’in ilgili raporda Rum yönetimini, “Rum tarafının geçiş noktalarında mültecileri geri iterek (pushback) sığınma prosedürüne erişimlerini engellemek, sığınmacıların geçiş noktalarında poliste hazır bulunmalarını yasaklamak ve ara bölgeye geri itmeyi sürdürmekle” suçladığını yazdı.

Habere göre, raporda, 2021’de 9 mülteci taşıyan teknenin geri itilmesinin, sığınma prosedürüne erişebilmek için Yeşil Hat’tan düzensiz geçiş yapan, insan kaçakçıları tarafından kullanılma riskine atılan kişi sayısını artırdığı vurgulandı.

Rum yönetiminin aldığı engelleme tedbirlerinin, ara bölgenin devlet sınırı olduğu algısını güçlendirdiğine işaret eden Guterres'in, dikenli tel çektiği, Yeşil Hat’tın güney hattı boyunca teknolojik gözlem teçhizatı kurduğu ve 300 kişilik yeni bir kuvvet oluşturduğu için Rum yönetimini eleştirdiği belirtildi.

Gazete Guterres’in mülteciler konusunda özlü tek eleştirisinin, “Kıbrıs’ın Kuzey kesimi üzerinden mülteci akışının kısıtlanması için daha çok şey yapılabilirdi” ifadesiyle Kıbrıs Türk tarafına yönelik olduğunu ve Türkiye’ye hiç dokunmadığını yazdı.

-“BM eli ile kimliksizleştirilme”

Öte yandan Filelefheros gazetesi, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi ve Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart’ın, KKTC’deki büyük yangın sonrasında attığı tweet ve Rum Yönetimi Başkanıyla görüşmesinin ardından söyledikleriyle Anastasiadis’i toplum liderliğine indirgediğini yazdı.

Stewart’ın aynı eşit mesafe felsefesini, Genel Sekreterin İyi Niyet Misyonu ve Barış Gücü raporlarında da güttüğüne dikkat çeken gazete, “düzeltilememesi” halinde bu durumun, 2023’te seçilecek yeni Rum Yönetimi Başkanı’na “korkunç bir miras kalacağı” görüşünü ortaya koydu.

“BM Eli İle Kimliksizleştirme (tanımama)… Yeni Kıbrıs Cumhurbaşkanına Kalacak Korkunç ‘Miraslar’… BM Raporları Herkesi Harekete Geçirmeliydi” başlık ve spotlarını kullanan Fileleftheros, Rum yönetimi resmî ağızlarından, durumu düzeltmek için gereğini yapıldığına dair “ikna edici ve yatıştırıcı olmayan” açıklamalar yapıldığını kaydetti.

Barış Gücü ile ilgili raporun bazı noktalarını düzeltmeye çalışan Rum yönetiminin şimdi de Güvenlik Konseyi tarafından alınacak karar içeriğinin şekillendirilmesine odaklandığını yazan gazete, çaba harcanmış olsa da sonucun, ikna edici olunamadığını gösterdiğini yazdı.

Çoğu Rum siyasi partisinin, uluslararası hukuk ve insan hakları temelinde destek bulmak için başvurduğu BM’nin artık Kıbrıs sorununda, Türk tarafının iki eşit varlık tezine atıfta bulunan iki eşit tarafa eşit mesafe anlayışı benimsemekte olduğuna dikkat çekildi. “Çözüm şekline hiçbir atıf yapılmayarak Türk tarafına, iki bölgeli iki toplumlu federasyonun modası geçmiş model olduğunu ve iki ayrı devlet yolunu açma olanağı tanıyor” denildi.

-“Stewart’ın, kendi temaslarını yaparak sahneyi istediği gibi şekillendirmesine alan bırakıldı”

Gazete, Güney Kıbrıs’ta herkesin 2023 başkanlık seçimine odaklanarak Stewart’a, kendi temaslarını yapması ve sahneyi istediği gibi şekillendirmesi için alan bırakıldığını vurguladı.

Güney Kıbrıs açısından diğer bir büyük sorunun da Rum yönetiminin tezlerinin yine anlayış bulmadığı mülteciler konusu olduğu belirtilerek, Barış Gücü raporunda Rum yönetiminin, uluslararası hukuk uyarınca sığınma prosedürlerine erişim sağlamamakla suçlandığı kaydedildi.