Sivil Toplum Örgütü Reaction’ın girişimiyle Kıbrıs Avrupa Üniversitesi’nin “ATHİNA” eğitim programı çerçevesinde düzenlenen “Öğrenciler soruyor” adlı etkinlikte konuşan Rum Dışişleri Bakanı Nikos Christodoulides, lise son sınıf öğrencilerine gönderdiği mesajında, dış politikada romantizm, kalıcı dostluklar ya da başkalarının çıkarlarını koruyucular olmadığını, sadece çıkarlar olduğunu ve Kıbrıs’ın da bu nedenle kendi çıkarlarını komşu ülkeler ve büyük ülkelere göre tanımlamaya çalıştığını söyledi.
Kıbrıs’la ilgili bir sonraki gelişmeler sorusuna “Jane Holl Lute’nin ocak sonu ya da şubat başlarında UNFİCYP’in görev süresinin yenilenmesinden sonra Kıbrıs’a dönmesiyle müzakerelere yol açacak sonuçların doğacağı” umudunu dile getirdi.

Başka bir soruyu yanıtlayan Bakan “Genel Sekreter, Kıbrıs sorununun çözümünde ortaya çıkan çıkmaz konusunda kimseyi suçlamadı, çünkü Kıbrıs sorununun çözüm olasılığını açık bırakmak istiyor. Herhangi birisine sorumluluk yükleseydi, yeni bir çaba başlatması kolay olmayacaktı. Aynı şey AB için de geçerli, bir sonuca varılmamasının sorumlusunun kim olduğu biliyor”.
Kıbrıs’ın NATO’ya katılması olasılığıyla ilgili olarak “bu konuda bizim pozisyonumuz bu konunun şu an bizi ilgilendirmediği yönündedir” yanıtını verdi.

Kıbrıs sorunun çözümü konusunda NATO tarafından garantiler olması ihtimaliyle ilgili olarak “2019 yıllarında AB üyesi olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üçüncü ülkeler tarafından garantilere ihtiyacı olduğunu sanmıyoruz. Yasalarımızın %82’s, AB’den geliyor”.

Preston Anlaşmasının Kıbrıs Cumhuriyeti’ni etkileyip etkilemediği sorusuna Christodoulides “bu, Yunan hükümetini ilgilendiren bir karardır ve biz onların aldığı her türlü karara saygı duyuyoruz. Bu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dış politikasını ve Münhasır Ekonomik Bölgesini etkilemiyor” yanıtını verdi.

“Christodoulides öğrencilerin sorularını yanıtlayarak “diğer ülkeler bize yardım etmeli, bundan kendilerinin de kazançlı çıkacaklarını anlamaları gerekir” dedi.

Christodoulides, “Birisiyle konuştuğunda kendi konularında destek bulabilmek için önce ona da sunabileceğin bir şey olduğunu göstermen gerekiyor”.
“Dışişleri Bakanlığında yapmak istediğimiz büyük değişiklik budur”.

“Kimseden teveccüh görmedik. Birisinin bizi desteklemesi için kendisinin çıkarları olmalı. Dış politikada romantizm yok. Ne de kalıcı dostluklar var, sadece çıkarlar var”.

"Günlük bazda içinde faaliyette bulunmamız için bize çağrı yapılan uluslararası sistem anarşiktir. Bu nedenle ister ABD olsun ister diğer ülkeler, küçük bir ülke olduğumuz için çıkarlarımızı onlarınkine uygun olarak düşünmeliyiz. Tek yol budur”.
 
Türkiye’nin tehditleri konusunda ve Kıbrıs’ın bu konuda ne yaptığıyla ilgili bir diğer soruya Dışişleri Bakanı, “çıkarlarımızı bölgedeki komşu ülkelere uygun olarak oluşturmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin Kıbrıs’ın egemenlik haklarına karşı günlük bazdaki bu tehditleri, Kıbrıs MEB’in de faaliyet gösteren şirketlerin geldiği komşu devletler için de tehdittir. Tüm bu tehditleri göğüslemek amacıyla istişare ve görüşmeler yoluyla diğer ülkelere tanıtmaya çalışıyoruz”.

Kıbrıs’ın hava sahasının Türkiye tarafından ihlali konusunda Christodoulides, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anında tüm örgüt ve Avrupa devletlerini siyasi düzeyde, güvenlik konusunu gündeme getirerek bilgilendirdiğini söyledi ve konunun AB tarafından Türkiye’nin katılım süreci başlığında içerildiğini duyurdu.
Göçmenlerle ilgili soruları da yanıtlayan Christodoulides, AB’nin şu ana kadar bu sorunu yönetmede başarısız kaldığını, bunun, AB’nin uyumunu da tehdit ettiğini, Güney ve ilk sıra ülkelerinin, tüm bu göçmenlerin bölüşülmesini istediklerini ve Kıbrıs’ta tüm bu insanları yönetme sorunu bulunduğunu açıkladı.

“Bu konu büyük açıdan AB’nin geleceğini de belirliyor. Acil olarak çözümler bulunmalı ve Kıbrıs’ın bu yönde önerileri var”.

“Bu insanların ülkelerini terk etmelerine neden olan nedenlere bakmalıyız. Bu ülkelerde, özellikle gençlerin ülkelerini terk etmemeleri için gerekli koşulları oluşturmalıyız”.

Bunun bir de insancıl boyutu olduğunu belirten Bakan, “üye devletlerin karşı karşıya bulundukları sorunların sorumlusunun bu insanlar olduğunu düşünmek yanlıştır. 1974’ten sonra Kıbrıs’tan ayrılmak zorunda kalan Kıbrıslılar olduğunu unutmamalıyız”.  

Editör: TE Bilisim