Rum Dışişleri eski Bakanı ve Kıbrıs sorunu müzakere grubu üyesi Erato Kozaku Markulli, Kathimerini gazetesine verdiği söyleşide, genel olarak Kıbrıs sorunuyla ilgili düşüncelerini aktardı. 
Rum Dışişleri eski Bakanı ve Kıbrıs sorunu müzakere grubu üyesi Erato Kozaku Markulli, Kıbrıs sorunuyla alakalı duyulanlarla ilgili olarak, çerçeve dışındaki herhangi bir tartışmanın yanlış mesajlar vereceğini hatta süreçten sapılmasına katkı koyacağını savundu.
Kıbrıs sorunuyla alakalı alternatif çözümlerin tartışılmasının oldukça tehlikeli bir gelişme olacağını ifade eden Markulli, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in bunu kesin bir şekilde netleştirmesi gerektiğini de belirtti. 
Markulli açıklamaları çerçevesinde, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in bu kadar önemli bir öneriyi (çerçeveyi) taraflara yazılı değil de sözlü vermesinin yanlış olduğunu söyledi. 
KKTC’deki yetkililerin son haftalarda Anasasiadis’in iki devlete dayalı çözümden konuştuğu yönünde mesajlar verdiği ve böyle bir tartışmanın yapıldığına inanıp inanmadığı şeklindeki soru üzerine Markulli, söylenenleri enine boyuna düşünülmemiş şekilde benimsememesinin kendisi için prensip meselesi olduğunu ancak kendi taraflarında, sadece Türk tarafı için öyküyü teşkil eden iki devlete dayalı çözüm veya konfederasyonun son dönemlerde ilk kez tartışılması konusunda da yoğun endişeye sahip olduğunu ifade etti. 
Markulli, bir yandan iki kesimli iki toplumlu federal çözümün bazı siyasi dinamikler tarafından “şeytanlaştırılması”, diğer yandan da başka alternatif çözümlerin tartışılmasına girilmesini oldukça ciddi bir gelişme olarak değerlendirdi ve Kıbrıs Rum toplumunun lideri olarak Anastasiadis’in bunu, gölgeler bırakmayacak şekilde netleştirmesi gerektiğini söyledi. 
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs sorunu için görevlendirdiği geçici özel danışmanı Jane Holl Lute’un yapmış olduğu çalışmayla ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine Markulli, Lute’un, kendisine, çok acele etmediği imajını verdiğini, Ada’yı 3 kez ve kısa süreliğine ziyaret ettiğini, ziyaretleri arasında da uzun aralıkların bulunduğuna dikkati çekti. 
Markulli, sözlerinin devamında, istişarenin yapıldığı yöntemin eşi görülmemiş olduğunu, BM’nin, 6 maddelik çerçeve gibi BM Genel Sekreteri’nden gelen bu konulara ilişkin görüş ortaya koymaksızın, sürekli olarak, tarafların referans şartlarına ilişkin pozisyonlarını avlamaya çalıştığını, bu yöntemle de Türkiye de dahil olmak üzere, taraflara kendi anlatısını sunma olanağı tanıdığını; Türkiye’nin durumuna atıfta bulunarak, bunun BM parametreleri dışında olduğunu savundu. 
Kıbrıs sorununda yeni fikirlerden söz edildiğinin sorulması üzerine Markulli, BM Genel Sekreteri’nin Güvenlik Konseyi’ne yönelik son raporunun giriş kısmında 6 maddelik çerçevesinin ötesinde, “yeni fikirlerden” veya “yenilikçi önerilerden” söz etmesinin, talihsiz ve tehlikeli bir gelişme olduğunu belirtti.