Exxon Mobil-Quatar Petroleum konsorsiyumunun, sözde Rum “MEB”inin 10’uncu parselde çalışmalarına bu sonbahar teyit sondajlarıyla başlayacağı ancak Mısır’ın Zohr yatağı kadar büyük bir yatak bulma ve jeopolitik yükseltme beklentisi bulunmadığı haber verildi.
Haftalık Kathimerini gazetesi, Crans Montana’nın hemen ardından Exxon Mobil’in bölgeye gelerek sondajlara başlamasıyla bölgede Zohr benzeri devasa bir yatak bulunacağı, böyle bir yatak bulunması halinde Rum yönetiminin Kıbrıs müzakere masasında elinin güçleneceği yönündeki beklenti çıtasını yükselttiğini ancak nihayetinde “yeni bir Zohr” beklentisinin asla gerçekleşmediğini hatırlattı. 
ExxonMobil’in bölgeye dönüyor olmasının, Amerikalıların Doğu Akdeniz’de ve Zohr yatağının hemen yanında hidrokarbon keşfetmeye ilgisini gösterdiği belirtilerek, şirketin 10’uncu parsel çevresindeki muhtemel yataklarla ilgili büyük resmi görmek, sonrasında da teyit sondajarına başlamak hedefinde olduğu kaydedildi.
Gazete, bugünkü konjonktürde, Exxon’un bölgeye gelmesinin Kıbrıs sorununun bilinmeyen sulara girdiği bu dönemde çok da bayram havası yaratmadığını yazdı. Büyük bir keşif yapsa bile, özellikle hem kendi hem KKTC hesabına arama ve sondaj yapan Türkiye’nin tavrı nedeniyle bu keşfin Kıbrıs sorununda katalizör olmasının beklenmediği belirtildi.
Exxon’un bölgeye, Rum yönetimi ile yaptığı sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri çerçevesindeki ticari ve yatırım planı temelinde geleceğine vurgu yapılan haberde, Exxon’un bölgeye dönmesinin, Güney Kıbrıs’ın Washington tarafından jeopolitik açıdan yükseltmesi anlamına gelmeyeceği belirtildi
Habere göre, Exxon Mobil 10’uncu parselde sondaj yaparken, aynı dönemde (yılsonunda) TPAO’nun da ada çevresinde ve KKTC’ye ait parsellerde Exxon’unkine paralel sondaj yapması, “Türkiye’nin KKTC adına sondaj yapmakta olduğu görüntüsü ve sembolizmini” kalıcılaştıracak. 

Editör: TE Bilisim