Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, “ExxonMobil-Qatar Petroleum” konsorsiyumunun Güney Kıbrıs’ın sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi” ((MEB) içerisindeki sondaj çalışmasının Kasım ayı içerisinde yapılacağını söyledi.

Alithia gazetesinin haberine göre, Lefkoşa Rum Kesimi’nde dün yapılan “Economist” toplantısında konuşma yapan Anastasiadis, konuşmasında Güney Kıbrıs’ın enerji stratejisi ile dış politikasından bahsederek, Rum Hükümeti’nin uluslararası camiada “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin varlığını sağlamlaştırmaya yönelik faaliyetlerde bulunduğunu kaydetti.

Habere göre Anastasiadis, Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’de doğalgaz koridoru oluşturulmasını aktif şekilde ileri götürdüğünü belirtirken, bu koridorun, “Kıbrıs’ın jeopolitik rolünü daha da yükselteceğini ve AB’nin enerji güvenliğini artıracağını” ifade etti.

Anastasiadis, Güney Kıbrıs ile Mısır arasında, denizaltı doğalgaz boru hattı inşa edilmesi konusunda imzalanan son anlaşmanın da, doğalgaz koridoru oluşturulması ve “Afrodit” yatağından daha etkin şekilde yararlanılabilmesi yönünde atılmış önemli bir adım olduğuna vurgu yaptı.

Konuşmasında, “East Med” projesinden de bahseden Anastasiadis, bu projenin ana hedefinin, Doğu Akdeniz’de keşfedilen doğalgaz yataklarından bölge ülkeleri ve AB’nin çıkarlarına yönelik ticari istifade için alternatif bir seçenek oluşturmak olduğunu kaydederken, Güney Kıbrıs’a uygulanan enerji ambargosuna son verilmesi için önemli altyapı çalışmaları yapıldığından bahsetti.

Anastasiadis, bu çalışmalar arasında Güney Kıbrıs-İsrail-Yunanistan (Eurasia Interconnector) ile Güney Kıbrıs-Mısır-Yunanistan (Eurafrica Interconnector) elektrik bağlantılarının bulunduğunu söyledi.

Habere göre Anastasiadis, AB’nin “CyprusGas2EU” çalışması ile Vasiliko Elektrik Santrali’ne doğalgaz tedarik edilmesi için 101 milyon Euro ödenek verdiğini de belirtti.

Anastasiadis, adadaki tüm “yasal sakinlerin”, Kıbrıslı Türkler ile Rumların menfaatine olacak enerji planlarının ilerlemesi için aralıksız çalışacaklarını ve “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin egemenlik haklarını kullanacaklarını kaydetti.

Anastasiadis ayrıca, Kıbrıs’ın bölgede oynayacağı rolü yükseltecek en önemli unsurlardan birinin de, Kıbrıs sorununa bulunacak çözüm olacağının altını çizdi.

LAKKOTRİPİS

Gazete, bir diğer haberinde ise, Rum Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis’in, Güney Kıbrıs’ın sözde “MEB”inde sondaj izni olan şirketlerle, ilerleyen aylarda araştırma planlarını daha geniş bölgelere yaymak isteyip istemediklerini görüştüklerini söylediğini yazdı.

Habere göre “Economist” toplantısında konuşan Lakkotripis, öncelikleri arasında “ExxonMobil” şirketinin Kasım ayı içerisinde yapacağı iki sondajın bulunduğunu kaydederken, bu sondajların önemli riskler içerdiğini ve hiçbir şeyin garanti olmadığını belirtti.

Konuşmasında 7. parsele de değinen Lakkotripis, ilerleyen aylarda şirketlerin de göstereceği ilgiye göre yeni izinler verilebileceğini söyledi.

Lakkotripis, 12. parselle ilgili olarak ise, şu anda söz konusu parselle ilgili sözleşmeler ve ekonomik konular üzerinde tartıştıklarını; bunların sonucunda da 12. parselle ilgili nihai yatırım planına ulaşmayı hedeflediklerini kaydetti.

Habere göre Lakkotripis, Rum Hükümeti’nin Mısır ile imzalanan devletlerarası anlaşmaya benzer yeni bir anlaşma imzalanması arzusunda olduğunu ve bu kez, Yunanistan, İsrail, İtalya ve Güney Kıbrıs arasındaki “East Med” boru hattına yönelik bir anlaşma olması yönünde niyet bulunduğunu ifade etti.

Lakkotripis, kısa bir süre sonra “East Med” projesinin rekabet edilebilirliğiyle ilgili raporun sonuçlarının ellerine ulaşacağını ve işbirliğine, Bulgaristan ile Romanya’nın da katılmasını arzuladıklarını söyledi.

Haberde, “Noble Energy”, “ExxonMobil” ve “TOTAL” şirketlerinin direktörlerinin de toplantıda konuşma yaparak, yapılan ön hazırlıklar ve planlanan çalışmalara dair bilgi verdiği kaydedildi.

HRİSTODULİDİS

Bu arada, Fileleftheros gazetesi de, Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in toplantıda yaptığı konuşmaya yer verdi.

Habere göre Hristodulidis, Güney Kıbrıs’ın, Türkiye’nin de bölgedeki enerji gelişmelerine dahil olmasını arzu ettiğini, ancak bunun, yalnızca Kıbrıs sorununun çözümüyle olmasını istediğini söyledi.

Türkiye’nin mevcut statükodan yaşadığı kaybın, bölgedeki işbirliği ağına katılmasından daha fazla olduğunu iddia eden Hristodulidis, Türkiye’nin son 6 aydır “Kıbrıs’ı ve MEB içerisinde sondaj izni olan şirketlere tehditvari söylemlerde bulunduğunu” öne sürdü.

Hristodulidis, Güney Kıbrıs’ın ne yaptığı konusunda oldukça emin olduğunu; çünkü uluslararası hukuk zemininde hareket ettiklerini belirterek, Türkiye’nin bu “tehditlerinin”, İsrail’e, Mısır’a ve Lübnan’a da yapılmış sayıldığını savundu.

Güney Kıbrıs’ın bölgedeki probleminin Türkiye olduğunu ifade eden Hristodulidis, sorunun, Türkiye’nin bölgedeki perspektifi yok etmesine izin verilip verilmeyeceği olduğunu söyledi.

CHİZHOV

Haravgi gazetesi de, Rusya'nın AB'deki Daimi Temsilcisi Vladimir Chizhov’un toplantıdaki konuşmasında, Rus şirketlerin Güney Kıbrıs’ın sözde “MEB”indeki doğalgaz yataklarına ilgi duyduğunu söylediğini yazdı.

Habere göre Chizhov, ülkesinin Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi için gösterilen çabaları desteklediğini kaydederken, BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin, Kıbrıs sorununun çözümünde daha aktif rol oynaması gerektiğini ifade etti.