Kıbrıs sorununa ilişkin yorumsal haberler bugün de Rum basınında yer almaya devam etti.

Kathimerini gazetesi “Türkiye Gayri Resmi Konferansı Reddetti-Çıkmazın Aşılmasında Belirsizlik” başlıklı haberinde, Güvenlik Konseyi’nin Genel Sekreter’in,  İyi Niyet Misyonu Raporu hakkında bilgilendirilmesi haberine yer verdi.

Güvenlik Konseyi’nin, Siyasi Konular ile ilgili BM Genel Sekreter Yardımcısı Miroslav Jenca tarafından, herhangi bir sürpriz olmaksızın,bilgilendirildiğini anımsatan gazete Güvelik Konseyi’nin tüm üyelerinin BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Lute’un çabalarına destek verdiklerini, bazı üyelerin ise  Temmuz 2017’den bu yana çıkmazın hala devam ettiği ve tarafların; müzakereleri tekrarlamak için zemin bulmakta başarısız olduklarına ilişkin hayal kırıklıklarını dile getirdiklerini belirtti.

BM Güvenlik Konseyi üyelerinin, Genel Sekreterin iyi niyet misyonu raporu konusunda bilgilendirilmesi ve Güvenlik Konseyi’nin, Guterres’in, Kıbrıs sorunu için görevlendirdiği geçici özel danışmanı Jane Holl Lute’tan çabalarına devam etmesi kararına destek vermesinin, Lute’un bir sonraki hamlesini sorgulayanları minimum derecede aydınlattığını belirten gazete Lute’un bir kez daha Güvenlik Konseyi’nde gözükmediğini de yazdı.

Gazete haberinde Amerikalıların, Kıbrıs’taki Barış Gücü’nün bugünkü şekliyle kalmasının kesin olarak addedilmemesi gerektiğini ancak kalması gerekliliğini de vurguladıklarını belirtti.

Rum müzakereci Andreas Mavroyannis’in, Güvenlik Konseyi’ndeki istişareler öncesinde, Güvenlik Konseyi üyeleri, BM Genel Sekreterlik yetkilileri ve Lute ile görüşmek için New York’a gitmesinden de söz eden gazete Güvenlik Konseyi açısından temasların verimli geçtiğini yazdı.

Türkiye’nin, “Fatih” gemisiyle, Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisinde araştırma sondajlarına başlayacak olmasına da yer veren gazete, Rum Başkanlığı’nın “müzakerelerin, olası başarısızlığına neden olacak faaliyetlerden kaçınılması gerekliliğinden” söz eden açıklamasına da yer verdi.

BM Genel Sekreterliği’nin ve Lute’a ilişkin olarak Mavroyannis’in, Lute’un bir sonraki hamlesi konusunda net bir görüntüyle  Ada’ya dönmeyeceğini yazan gazete Türkiye’nin; Kıbrıs’a ilişkin konferansta katılımcıların gayri resmi yer almasına ilişkin prosedürel formülü ret ettiğinin de açık olduğunu savunarak, böylelikle bilgilendirme sırasında, Genel Sekreterlik yetkilisi tarafından başka çeşit çabalardan söz edilmediğini belirtti.

Gazete Güvenlik Konseyi üyelerinin taraflara yönelik referans şartları üzerinde anlaşmaları konusundaki teşvikini de yinelediklerini anımsattı.

Gazete diplomatik kaynaklara dayanarak Lute’un , müdahil taraflarla nabız yoklama temaslarının ilk aşamasına-ilk başta telefon görüşmeleriyle-daha sonra ise, belki de Avrupa Parlemantosu seçimleri öncesinde, Lefkoşa’ya bir ziyaretle başlayacağını tahmin ettiklerini yazdı.

Habere göre Haziran ayı ortasına kadar olumlu gelişmeler olmaması durumunda tüm dikkatler, BM Genel Sekreteri’nin UNFICYP raporuna çevrilecek.

BM GENEL SEKRETERİ AKINCI VE ANASTASİADİS’TEN  ORTAK GÖRÜŞME İSTEYECEK

Fileleftheros gazetesi yukarıdaki başlıkla verdiği haberinde Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisindeki gerginliğin tırmanmasının BM Genel Sekreteri AntonioGuterres’in muhtemelen yön vereceği çabaları da etkileyeceğini yazdı.

Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölge içerisinde sondajlar yapılırken ve “Barbaros” gemisi Kıbrıs’ın deniz bölgesinde dolaşırken müzakereler sürecinin başlamasının zor olduğunu yazan gazete, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in,  ilk başta müdahil tarafları, Crans Montana modeli gibi gayri resmi bir zirve için, nabzını yokladığını ancak muhtemelen bunun Ankara tarafından ret edilmesi üzerine başka formüllerin aranmaya başladığını belirtti.

Gazete elde ettiği bilgilere atıfta bulunarak Guterres’in, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’i ortak görüşmeye çağırma düşüncesinin bulunduğunu yazdı. 

Anastasiadis’in, Çin’de Genel Sekreter ile bu konuyu görüştüğünün görüldüğünü ve böyle bir gelişmeye olumlu baktığını yazan gazete, bunun da öncelikle iki konuya bağlı olduğunu, birincisinin; Türkiye’nin, Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisindeki tavrı, ikincisinin ise Lute ile telefonda görüşen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın bu konuya ne yanıt vereceği, olduğunu belirtti. 

Gazete  “Birkaç Aylık Açık Fırsat Penceresi” başlıklı bir başka haberinde, Lute’un son dönemlerdeki temaslarının BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’a ilişkin gayri resmi bir konferansa çağırma niyetiyle ilgili olduğunu yazdı.

BM Genel Sekreteri’nin Crans Montana formatında, iki liderin ve üç garantör ülke, Türkiye-Yunanistan-İngiltere ve AB’nin de gözlemci rolüyle katılacağı gayri resmi bir konferans düzenlemeyi istediğini yazan gazete Guterres’in tezinin, böyle bir görüşmenin, referans şartlarına yönelik olarak alternatif şekilde işlev gösterebileceği şeklinde olduğunu da belirtti.  

“BELÇİKA MODELİ ÇÖZÜM”

Kathimerini gazetesi yukarıdaki başlık altındaki haberinde ise Ankara’nın, gelecek aylarda Kıbrıs sorunundaki mevcut olguları değiştirecek gelişmeler beklediğini, bununla birlikte Kıbrıs açıklarındaki sondaj hazırlıklarını tamamlamak üzere olduğunu yazdı.

Türkiye’nin aynı zamanda yabancı unsurların ve özellikle Rusya’nın niyetleri konusunda da ağız yokladığını yazan gazete Türkiye için şu anda öncelikli konuların Suriye, S-400 ve Türk ekonomisinin ekonomik geleceği olduğunu belirtti.

Habere göre BM çevrelerine gönderme yapan Ankara’ya göre, Kıbrıs sorununda, yabancı unsur, müzakereler masasından federal çözümün resmen çekilmesinin ertesi gününü düşünüyor.

Türk yetkililerinin, BM Genel Sekreteri’nin, yegane çözüm formülü olarak  iki bölgeli, iki kesimli federasyonda ısrar etmesini görmezlikten gelmeksizin, gelişmelerin müdahil tarafları, bazı nedenlerden dolayı  başka bir sonuca iteceğini düşündüğünü savunan gazete bu nedenleri şöyle sıraladı: “a) iki toplumun önemli boyutlarında ve özellikle iç yönetim ve yetkilerin dağıtılması konusunda anlaşamamasına bağlı olarak  tüm tarafların mevcut konjonktür üzerinde  iki kesimli iki toplumlu federasyon  üzerinde anlaşmanın mümkün olmadığını bilmesi; b) üç garantör ülkenin bugün çok farklı önceliklere sahip olması; c) gerek Lefkoşa gerekse yabancı başkentlerde alternatif formüllerin görüşülmesine çok önceden başlanması”. 

Gazete Türk kaynakların ayrıca BM ile görüşmelerinde, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, koşulların olgunlaştığı zaman ancak bunun ele alınmasının mümkün olduğu düşüncesiyle konfederasyon fikrini tartışmayı-bunu ret etmeksizin-  üstlenmeyi seçtiğinden söz ettiklerini yazdı

Habere göre Ankara’ya göre “Anastasiadis’in düşüncesi, Kıbrıs Rum tarafının her türlü yapıcı öneriyi, yeter ki koşullar bunun hayata geçirilmesine izin versin, görüşmeye  hazır olduğu” şeklinde.

Gazete haberinde ayrıca Türkiye-Kıbrıs ekseninde ayrıca diğer başkentlerde, mevcut dönemde Belçika tipi federasyon modeli üzerinde nabız yoklama nitelikli görüşmelerin yer aldığını savundu.

Gazete, Kıbrıs’ta, Ada’yı uluslararası toplumda doğal olarak temsil edecek üçüncü bir merkezi yapı aracılığıyla, işbirliği yapacak olan iki özerk bölge oluşturulmasından söz edildiğini yazdı.

Bu iki özerk yapının, siyasi eşitlik ilkesi temelinde merkezi yönetime dahil olacağını yazan gazete bu fikrin, bir yandan Cumhurbaşkanı Akıncı diğer yandan da Ankara’yı memnun edeceğini, Belçika modelinin Türkiye’nin, kuzey özerk devlette garantör ülke olarak kalmasını da sağlayacağını belirtti.  

Gazete elde ettiği bilgilere atıfta bulunarak Guterres’in, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı NikosAnastasiadis’i ortak görüşmeye çağırma düşüncesinin bulunduğunu yazdı.