Kıbrıs’taki liderlerin yaptıkları açıklamalarla zıt görüşlerde bulundukları belirtildi. 
Fileleftheros gazetesi “Zıt Tezlerle Mesajlar” başlıklı haberinde, gerek Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, gerekse Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Kıbrıs sorunuyla alakalı açıklamalarına yer vererek Kıbrıs’taki iki liderin tezlerinde en ufak bir yakınlaşma bile görülmediğini yazdı.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in dün Kıbrıs sorununun BM kararları doğrultusunda çözümlenmesi yönündeki tezini bir kez daha yinelediğiniz yazan gazete karşı cephede ise Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın iki devlete dayalı çözüm ısrarını dile getirdiğini belirtti. 
Gazete iki tarafın tezlerinde herhangi bir görüş birliği işareti bulunmazken dikkatlerin, yeni yılla birlikte, Güvenlik Konseyi düzeyinde olması beklenen görüşmeyle ilgili BM gidişatına çevrildiğini yazdı.
ANASTASİADİS 
Habere göre, noel yortusu nedeniyle dekonfrantasyon hattı üzerinde görev yapan askerleri dün ziyaret eden Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, bu çerçevede yaptığı açıklamada Kıbrıs sorununa değinerek, uluslararası unsurlara yönelik mesajlar verdi.
Anastasiadis, her zaman uluslararası hukuk, BM ve Güvenlik Konseyi kararları, Doruk Anlaşmaları ve AB müktesebatına uygun bir şekilde, diplomasi ve diğer ülkelerle ilişkileri güçlendirme aracılığıyla, Türkiye’nin adadaki varlığını kalıcı hale getirmek ve tüm adayı kontrol etmek için “çevirdiği dolapları ve kurduğu hayali” engellemek adına verimli bir şekilde çalıştıklarından söz etti. 
Anastasiadis, Türkiye’nin bunu başaramayacağını çünkü Türk hükümetinin “revizyonist pozisyonları” ve yayılımcı görüşlerinin dayanağının bulunmadığını ileri sürdü.  
Rum lider, “topraklarının yüzde 36’sı işgal altında oluğu ülkede, zorla ata topraklarından kovulan sadece Kıbrıslı Rumların değil, kendilerinin de acı çektiğini anlaması gerektiği” yönünde Kıbrıslı Türklere mesaj gönderdi. 
Anastasiadis, mülklerin gasp edilmesinin, bir ülkenin bir bölümünün gasp edilmesinin her zaman için gaspçının yararına olmadığını söyledi.
Anastasiadis, Kıbrıslı Türklerin de “Türkiye’nin kontrolü içerisinde kendilerini doğrudan etkileyen işgalin kötü etkilerini yaşadıklarını” ileri sürdü.