Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs için atadığı geçici özel danışmanı Jane Holl Lute’un, Kıbrıs sorunuyla ilgili gayri resmi konferans konusunda istişarelerde bulunmak için, Atina’ya gittiği haber verildi.
Haravgi gazetesi, Lute’un, geçtiğimiz Nisan ayı sonunda Cenevre’de gerçekleştirilen gayri resmi 5+1 konferansının ardından, Kıbrıs sorunuyla ilgili başka bir gayri resmi konferansın toplanmasının sağlanması için, istişarelerde bulunmak amacıyla Yunanistan başkenti Atina’ya gittiğini haber verdi.
Gazete Lute’un, Cenevre’de yapılan gayri resmi konferansın çıkmazla sonuçlanmasının ardından, Kıbrıs sorununda atılacak bir sonraki adımların ele alınması için Atina’da Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürü’yle görüşmesinin beklendiğini kaydetti.
Lute’un önümüzdeki günlerde Ankara ve Londra’yı da ziyaret edeceğini, akabinde ise liderlerle görüşmek için Kıbrıs’a geleceğini belirten gazete, öte yandan bu görüşmelerden kısa süre içerisinde bir konferans ortaya çıkmasının zor göründüğünü öne sürdü.
Alithia gazetesi ise “Beş Taraflı Konferans Eylül veya Ekim’e Taşınıyor- Lute Atina ve Ankara’ya, Daha Sonra da Lefkoşa’ya” başlıklı haberinde, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs için atadığı geçici özel danışmanı Jane Holl Lute, Cenevre konferansının ardından Kıbrıs sorununda atılacak bir sonraki adımları ele almak için Atina’da bulunurken, Kıbrıs Türk basınında yer alan haberlerin ise, bir sonraki gayriresmi konferansın muhtemelen Eylül veya Ekim ayında gerçekleşeceğinden söz ettiğine işaret etti.
Öte yandan Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yarın Atina’da Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’la bir araya geleceğini ve görüşmede ele alınacak konular arasında Kıbrıs sorununun bulunduğunu yazan gazete, Çavuşoğlu’nun pazartesi sabahı Dendias’ın eşliğinde, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’le bir araya geleceğini de ifade etti.
Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in dün Atina’da Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel’le bir araya geldiğini de belirten gazete, Miçotakis’in görüşme sırasında “Türkiye’yle özlü bir yakınlaşma olmasının tek yolunun meydan okumalar, yasadışı eylemler ve agresif söylemlerin sona ermesi olduğunu” öne sürdüğünü iletti.