Türk tarafının kapalı Maraş’ın bir bölümünü daha pilot uygulama olarak erişime açmaya hazırlandığı, Rum yönetiminin ise bunun engellenmesi için uluslararası toplumdan somut bir tepki planı bekleyişinde olduğu ve bunun için yoğun perde gerisi faaliyetlerde bulunduğu bildirildi.
Haftalık Kathimerini “Maraş’ın Bir Bölümünü Daha Açıyorlar… Ankara’nın Hedefi Kapalı Bölgenin Tamamının Açılması İçin Model Olması” başlığıyla manşete çektiği haberinde, bölgede yapılan çalışmalara işaret ederek, Türk tarafının, kapalı Maraş’ın bir bölümünü daha pilot bölge olarak açmaya hazırlandığını yazdı.
Avrupa Birliği’nin kapalı Maraş’taki faaliyetlere son verilmesi ve iki devlet çözümünü kabul etmesinin söz konusu olmadığı “uyarısına rağmen” Türk faaliyetlerinin normal şekilde devam etmekte olduğuna dikkat çeken gazete, bunun, önümüzdeki dönemde Kıbrıs sorununun çözüm sürecini “çok zorlaştıracağı” iddiasında bulundu.
Habere göre, kapalı Maraş’ta yeni “emrivakilerin” engellenmesi için uluslararası unsurdan somut bir tepki planı bekleyen Rum Yönetimi, ABD ve diğer AB üyesi ülkelerin desteğini alabilmek için perde gerisinde yoğun faaliyet gösteriyor ancak diplomatik kaynaklar, beklenen desteğin henüz netleşmediğine dikkat çekiyor.
Gazete, “AB, iki devlet çözümünü kabul etmeyeceğini vurgulamış olsa bile, Maraş’ın bir bölümünün açılması ve Kıbrıs MEB’inde yeni Türk sondajları gibi çoklu cephelerde tezahür edecek olası yeni Türk maharetleri Ankara’nın Brüksel ile gelecekteki ilişkilerine hiçbir şekilde bağlanmış değil. Yani Ankara şu veya bu şekilde mülteciler için para alacak ve gümrük birliğinin güncellenmesi yoluna sokulacak. Son 24 saattir Türkiye Cumhurbaşkanı’nın 20 Temmuz’da gelmesi ile birlikte kapalı kentteki gelişmelerin süratlenebileceği hipotezi zemin kazanıyor” ifadesine yer verdi. 
Gazete, başka bir haberinde, AB’nin Almanya önderliğinde, Türkiye’nin pozitif ajandasını Kıbrıs sorunu ve Maraş meselesine bağlamayarak Rum yönetimini “zora soktuğunu” yazdı.
Politis “Maraşlıların Büyük İkilemi… Karpaz’dan Mağusa’ya ve Girne’ye Kadar” başlıklı haberinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Temmuz’da KKTC’ye yapacağı ziyaret sırasında Maraş kökenli Rumlara geri dönme iradelerini sunmaya çağırıp çağırmayacağının büyük bir merakla beklenmekte olduğunu yazdı.
550 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararında ifade edildiği üzere, kapalı Maraş’ı BM’nin kontrolüne verme yönünde hiçbir niyeti olmadığı için Maraş kökenlilerin, döneceklerse Kıbrıs Türk idaresi altında geri döneceklerine işaret edilen haberde “bu olasılık karşısında Maraşlılar çok ciddi bir ikilemle karşı karşıya kalacak” vurgusu yapıldı.
"BÜYÜK İKİLEM"
Haberde, özetle şunlar aktarıldı:
 “Kıbrıs Türk idaresi altına geri dönmek demek, dolaylı ancak net şekilde ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımak anlamına gelir. Fiiliyatta geri dönecek olanlar Kuzey sakini olacaklar, aşamalı olarak kimlik alacak ve vergi ödeyecek. Barikatlar açık kalmaya devam eder ve iki toplum arasındaki ilişkiler normalleşirse Maraşlı Rumlar mantıken Koruçam’daki Maronitler ve Dipkarpaz’daki Rumlar gibi çifte vatandaş olacak.
Öte yandan, geri dönenler Maraş’taki mülklerinin kendilerine ait olmasını güvenceye alacak ve artık, tıpkı Girne veya Güzelyurt sakinleri gibi, mülkiyet hakları sorgulanamayacak. Bu göçmenlerin mülkleri, Annan planı ve sonrasındaki müzakerelerin şu ana kadarki kazanımlar temelinde, çözüm olursa iade, takas veya tazminat prosedürüne girecek.  Çözüm olmazsa, bu mülkler kesin olarak kaybedilecek. Maraşlılar şimdi geri dönerse, çözüm olsun ya da olmasın mülklerini almayı güvence altına alacak.
Türkiye ikna edici ve meşruiyet sınırları içerisinde olmak isterse, kentin altyapılarını yeniden inşa etmek için devasa bir program ilan edebilir ve kent sakinlerini bu programa katılmaya çağırabilir. Böyle bir durumda 30 bin Avrupa vatandaşı Kıbrıslı Rumun Kıbrıs Türk idaresi altında (kente)  yerleşmesi Kıbrıs Cumhuriyeti’ne çok büyük siyasi sorun çıkarabilir. Maraşlıların ikilemi de ortada. Ya fırsat verilirse mülklerini talep edecekler veya diğer göçmenler gibi onlar da tamamen kaybedecek.  Kıbrıs sorununun çözümünün yaratacağı, altyapısı yapılmamış haldeyken mülklerini alırlarsa belki artık resmî olarak Türk yatırımcılara satmak zorunda kalacaklar.”
“YAPTIRIM UYGULAMADA AB’Yİ ÇOK ZOR DURUMA SOKAR”
Haberde Türkiye’nin, BM Güvenlik Konseyi kararlarının bir ayağına bile uyması, yani kapalı Maraş’taki yasal mal sahiplerinin yasal haklarına saygı göstermesi halinde AB’nin de Türkiye’ye, yaptırım uygulamak konusunda çok zor durumda kalacağına dikkat çekildi. 
YOĞUN “ENGELLEME” ÇABALARI 
Fileleftheros ise “Maraş İçin Diplomatik Baraj… Lefkoşa Yeni Türk Emrivakilerini Bozmak İçin Destek Arıyor” başlıklı haberinde ise Rum yönetiminin Kıbrıs sorunu, kapalı Maraş ve BM Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılması konularında bir dizi temas yürüttüğünü yazdı.
Habere göre, Türk tarafının Kapalı Maraş’ı açma aşamasında olduğu bir dönemde, bunu engellemek için Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastaiadis yarın (pazartesi) BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar ile görüşecek. Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis de AB diplomasisinin başı Joseph Borrell ve Norveçli dengi Jonas Gahr Store ile telefon görüşmeleri yaptı. 
AKEL’li AP milletvekili İrini Haralambidu ise Avrupa Konseyi’nin 29’uncu yıllık toplantısı çerçevesinde internet üzerinden yapılan Genel Siyasi Konular ve Güvenlik Komitesi toplantısında kapalı Maraş konusunu gündeme getirerek Türkiye’yi şikâyet etti. 

Editör: TE Bilisim