Kıbrıs Rum tarafının eski müzakerecisi ve Güney Kıbrıs’taki başkanlık seçimlerinde AKEL’in desteklediği aday olan Andreas Mavroyannis, 2017 yılında Kıbrıs sorununda yaşanan gelişmelere ilişkin kendi deneyimlerini aktararak, BM tutanaklarının doğru olduğunu ifade etti.

Fileleftheros ve diğer gazeteler, Andreas Mavroyannis’in dün bir radyo kanalına yaptığı açıklamalarda, Crans Montana’daki müzakereler ve 31 Temmuz'da “Fileleftheros” gazetesinde yayımlanan belge hakkında konuştuğunu ve belgenin doğruluğunu teyit ettiğini yazdı.

Habere göre Mavroyannis açıklamasında, 31 Temmuz'da Fileleftheros gazetesinde yayımlanan 4 Temmuz 2017 tarihindeki görüşmeye ilişkin Kıbrıs Rum tarafının tutanağı olduğu belirtilen belgenin, “BM’nin tutanaklarının yeniden yayınlanması olduğunu” ifade etti.

“Bizim tutanaklarımız daha ayrıntılı ancak BM’ninkilerle çatışan bir durum yok” şeklinde konuşan Mavroyannis, BM Genel Sekreteri'nin 30 Temmuz'da dile getirdiği unsurların 4 Temmuz’a doğru bir şekilde aktarıldığını öne sürdü.

“Önümüzde 4 Temmuz tarihinde netleştirilen Guterres Çerçevesi’ne ilişkin yeterince ayrıntı veren bir tutanak bulunuyor” diyen Mavroyannis, “30 Haziran tarihinde Genel Sekreter Türk tarafının haritasını geri alması ve daha fazla bölge vermesi gerektiğini söylediğinde tam olarak neyi kastettiği konusunda kuşkuların oluştuğunu” iddia etti.

Mavroyannis, “Biz Morfu’yu (Güzelyurt) kastettiğini düşündük. O da buna 4 Temmuz tarihinde açıklık getirdi ve ‘Morfu demelisiniz’ dedi” ifadesini kullandı.

“O gün hiç kimsenin Genel Sekreter'in söylediklerinden kuşku duymadığını ancak sonradan herkesin istediği her şeyi söyleyebileceğini” belirten Mavroyannis, “Türkiye’nin garantilerin kaldırılmasını ve askerlerin tamamen çekilmesini ise kabul etmediğini” belirtti.

“Benim bildiğim tek şey, Genel Sekreter'in, garantilerin kaldırılması ve askerlerin çekilmesini önermeyen bir Türk belgesine değindiğidir. Yani Genel Sekreter'in taleplerini karşılamıyordu” iddiasında bulunan Mavroyannis; “Genel Sekreter görüşmemizde, Türk tarafının bu konuda gayriresmi bir belgesinin olduğu bilgisini verdi. Görüşmede Genel Sekreter, bu belgenin garantileri kaldırdığını söylemedi. Bize, bu konudaki bir belge olduğunu söyledi” şeklinde konuştu.

Mavroyannis sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yemek gecesi BM Genel Sekreteri, görüşmeler temelinde bir stratejik anlaşma sağlamayı denediği ve garantilerin kaldırılmasına değindiği anda Sn. Çavuşoğlu 'ama bizim tezimiz bu değil' dedi. Genel Sekreter özür diledi ve konuşmuş oldukları şeyleri kendinin önermesi durumunda Türk Dışişleri Bakanı’nın kabul edeceği şeklinde yanlış bir izlenim edindiğini ifade etti”.

Mavroyannis, aslında sorunun, iki yıl sonra, Jane Holl Lute görevi devraldığında, BM’nin 2 Temmuz tarihli belgesini 'Guterres Çerçevesi' olarak sunması ve Kıbrıs Rum tarafının Lute’a “elindeki belgenin BM’nin sunduğu ve üzerinde anlaşmazlıklar olan bir taslak olduğu ve Genel Sekreter'in 4 Temmuz’da netleştirmeler yaptığının” söylenmesiyle ortaya çıktığını iddia ederek Lute’un yaptığı kontrollerde 4 Temmuz görüşmesinin tutanaklarına ulaşmayı ise başaramadığını vurguladı.

Mavroyannis, Guterres Çerçevesinin 30 Haziran 2017 tarihinde sözlü sunulduğunu ve “her görüşmede bazı kelimelerinin değişmesini mümkün olduğunu” belirtirken “Ancak işin özü, Genel Sekreter'in, Kıbrıs sorununda stratejik bir anlaşmanın varlığıyla ilişkili olduğuna inandığı 6 konu sunduğudur” dedi.

Daha sonraki aşamada, her iki tarafın da Guterres Çerçevesini farklı yorumladığının anlaşıldığını ve Eide’nin çalışma arkadaşlarından birinin Guterres Çerçevesini yazıya dökmesi konusunda uzlaşıldığını vurgulayan Mavroyannis, 2 Temmuz 2917 tarihinde Eide’nin çerçevenin yazılı şeklinde taraflara gönderdiğini ve her iki taraftan da itirazlar geldiğini öne sürdü.

Mavroyannis, bu belgenin Genel Sekreter'in söyledikleriyle örtüşmediğini ilettiklerini, Eide’nin ise Genel Sekreter’le görüşerek 4 Temmuz’daki toplantıda yeniden sunduğunu savundu.

Mavroyannis, “Çerçeve tektir. Buradaki sorun doğru aktarım ve kayıttır” şeklinde konuştu.

-Kiprianu: “Ne zaman sıkışsalar belge sızdırıyorlar”

Öte yandan gazete bir diğer haberinde, eski AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ve sözde belgeyi yayınlayan gazeteci Mihalis Ignatu’ya yönelik sert eleştirilerde bulunduğunu yazdı.

Habere göre Kiprianu açıklamasında, Anastasiadis ve Rum hükümetinin ne zaman köşeye sıkışmış hissetseler, bizzat kendileri bilgi sızdırarak insanları kandırmaya çalıştıkları iddiasında bulundu.

Kiprianu, bu konuların bir yıl boyunca tartışıldığını belirterek, söz konusu belgenin çok önemli unsurlar içerdiğini ancak Anastasiadis’in bu unsurların derinlemesine müzakere edilmesine ve Türkiye’nin ne kadar derine inmeye hazır olduğunun görülmesine müsaade etmediğini ifade etti.

Söz konusu gazetecinin, kendisinin Türkiye tarafından kandırıldığını ve tek bir belge olduğu konusunda Türkiye’ye inandığını söylediğini hatırlatan Kiprianu; “Tekrar ediyorum, belge bir tanedir. Türkiye tarafından kandırılmadım. Bizi aptal sanıyorlar. Kendi hedeflerini gizlemeye çalışıyorlar” şeklinde konuştu.