Rum basınında bugün yer alan bir haberde, Lefkoşa Rum kesimi ile Atina’nın, ABD’nin bölgedeki Amerikan çıkarları ve özellikle de güvenlik ve terör konularındaki çıkarlarının ileriye götürülmesi konusundaki taleplerine istekli bir şekilde hizmet ederken; Washington’un ise garip bir şekilde, Kıbrıs’ta Türk yaklaşımlarına hizmet eden bir tezde ısrarcı olduğu savunuldu.

Fileleftheros gazetesi New York çıkışlı haberinde, Amerika’daki Trump hükümetinin Birleşmiş Milletler (BM) karşısındaki politikasının içerisinde, barış operasyonları konusunun da bulunduğunu yazdı ve bu politikanın başlıca özelliklerini ise “maliyetin ekonomik yükünün daha adil bir şekilde paylaşımı, barış güçlerinin stratejik bir şekilde gözden geçirilmesi, ekonomik kesintiler, gelişmelere bağlantılı olarak misyonların kısıtlamaya gidilmesi veya kaldırılması ve misyonunun süresinin, problemlerin çözümünü hedefleyen politik gelişmelerle ilişkilendirilmesi” olarak sıraladı.

Gazete, genel anlamda, bunların, ABD açısından çok doğru kararlar olarak dikkate alınabileceklerini belirtti.

Geçtiğimiz yılın Mart ayında gerçekleştirilen BM Güvenlik Konseyi toplantısında, ABD’nin o dönem BM’deki daimi temsilcisi olan Nikki Haley’in, ABD’nin “BM’nin barış operasyonlarının milyarlarca dolarlık maliyetinin dörtte birinden fazlasını artık üstlenmeyeceğini söylediğini” anımsatan gazete, gerek Haley, gerek de ABD’nin BM’deki bugünkü daimi temsilcisi Jonathan Cohen’in, Trump hükümetinin bu politikası çerçevesinde, Kıbrıs’taki BM Barış Gücü’nün (UNFICYP) görev süresinin uzatılmasıyla ilgili son 6 aylık süreçlerde problem çıkardıklarını belirtti.

Gazete Amerikalıların esasında “Ya Kıbrıs sorunu kısa zamanda çözülür, ya da artık Kıbrıs’ta barış gücü olmayacak. Ya iki toplum aranızda ne yapacağınıza ve nasıl yaşamak istediğinize karar vereceksiniz, ya da biz BM’nin Kıbrıs’ta süresiz askeri olamayacağına karar vereceğiz” demeye çalıştığını ekledi.