Rum Savunma Bakanı Savvas Angelidis, Girne Limanı’na gelen Türk denizaltısının, Fatih ve Yavuz sondaj gemileriyle ilgilisinin bulunmadığını açıkladı.

Haravgi gazetesinin haberine göre, Angelidis, benzer ziyaretlerin Şubat 2018’den bu yana 11 kez gerçekleştirildiğini kaydederken, endişelenmeyi gerektirecek bir durum olmadığını ifade etti.

Denizaltıların gelişine engel olamayacaklarını belirten Angelidis, yine de denizaltıları sondaj gemileriyle ilişkilendirmeye çalışmamak gerektiğini söyledi.

 “Tuzağa düşmemek gerektiğini” kaydeden Angelidis,  ve böyle bir şeyin her zaman yaşandığını, her zaman da yaşanacağını ifade etti.

 Angelidis, KKTC’den Güney Kıbrıs’a geçen kaçak mültecilerle ilgili olarak ise, konunun gerek Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO), gerekse Rum hükümetini düşündürdüğünü ve Rum İçişleri Bakanlığı’nın uzun zaman önce konunun önemine işaret ettiğini söyledi.

Habere göre, Angelidis, Yeşil Hat’taki RMMO kulübelerinde yeterli personel bulunup bulunmadığına dair bir soruya ise, RMMO kulübelerinin farklı bir amacı ve misyonu bulunduğu ve iki durumun karıştırılmaması gerektiği yanıtını verdi.

Konuyla ilgili bütünlüklü bir çözüm bulunacağını belirten Angelidis, RMMO’nun misyonunun bu olayla ilgili ilişkisi bulunmadığını söyledi.

TÜRKİYE ALEYHİNDE TEDBİRLER “28”LERİN ÖNÜNDE

Öte yandan Fileleftheros gazetesi ise, edindiği bilgilere dayanarak, Avrupa Birliği Dış İlişkiler Servisi’nin Türkiye aleyhinde alınabilecek tedbirlerle ilgili listeyi, birkaç gün içerisinde 28 AB üyesi ülkenin önüne koymasının beklendiğini yazdı.

Gazete, AB Komisyonu’nun bir de “jest” yaparak, Türkiye ile tarımsal konulardaki üst düzey diyalogu ertelediğini kaydederken, AB Dış İlişkiler Servisi ile AB Komisyonu arasında yapılan müzakerelerin de, Türkiye’ye AB üyeliği öncesi verilen ödeneklerin kesilmesiyle ilişkilendirildiğini belirtti.

Türkiye aleyhindeki yaptırımların doğrudan uygulanmasında ise birtakım güçlükler bulunduğuna işaret eden gazete, İngiltere’nin bu yaptırımları onaylamama ihtimalinin bulunması, İngiltere dışındaki bazı AB ülkelerinin de Türkiye’ye yaptırımlar uygulanması konusunda acele etmek istememesi, belli tedbirlerin şahıslara odaklanması ve Türkiye’nin faaliyetlerine yardımcı olan bu şahısların AB üyesi olması halinde, olayın komplike hale gelebilecek olması gibi güçlükler bulunduğundan bahsetti.

Haberde, Hristodulidis’in tüm güçlüklere rağmen, Güney Kıbrıs’ın sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi” içerisinde “yasadışı eylemlerde bulunan” Türkiye’ye yaptırım uygulanması için eline geçen tüm fırsatları değerlendirdiği belirtildi.

Hristodulidis’in hedefinin, ilk kararların Temmuz ayı içerisinde alınması olduğunu kaydeden gazete, Temmuz ayı içerisinde karar üretilmezse ve Ağustos ayının “ölü ay” olduğu göz önünde bulundurulursa, Eylül’de de kurumlarda yapılacak değişikliklerle birlikte konunun önemini yitireceğini yazdı.

RUM YÖNETİMİ TPAO İLE İŞBİRLİĞİ YAPAN ŞİRKETLERE BASKI YAPIYOR

Bu arada, Kathimerini gazetesi, Rum Yönetimi’nin Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile işbirliği yapan şirketlere, bu işbirliğini bozmaları için baskı yaptığını yazdı.

Gazete, edindiği bilgilere dayanarak, TPAO ile işbirliği yapan üç şirketten ikisine, Rum Yönetimi tarafından “diplomatik tepki” gösterildiğini ve TPAO ile işbirliğinden ayrılmalarının istendiğini kaydetti.

Haberde, TPAO ile işbirliği yapan şirketlerden birinin Avrupa menfaatine çalışan bir şirket olduğu bilgisine yer verildi.

Editör: TE Bilisim