Türkiye’nin Oruç Reis’in çalışmaları için ilan ettiği Navtex’in süresini 27 Ağustos’a kadar uzatınca Yunanistan da Girit’in güney doğusu, Karpat, Rodos ve Meis’in güneyini kapsayan alanda hava-deniz tatbikatı icra etme gerekçesiyle bugün sabah saatlerinden 27 Ağustos akşam saatlerine kadar bağlayan Navtex yayımladı.

Rum basını, Türkiye-Yunanistan diyaloğunu kotarmaya çalışan Almanya’nın Dışişleri Bakanı Haiko Maas’ın bugün Atina’ya, yarın da Ankara’ya yapacağı ziyaret öncesinde yaşanan gelişme üzerine Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis ile Yunan dengi Nikos Dendias’ın dün sabah saatlerinde “uzun” bir telefon görüşmesi yaptığını haber verdi.

Alithia, “Türk Navtex’inin Uzatılması Yanlış Yönde… Türk-Yunan Tezleri Konusunda ‘Önemli Kilometre Taşları’” başlıklı haberinde Hristodulidis’in, Türkiye’nin Navtex’inin süresini uzatmasını “Kesinlikle olumlu gelişme değil. Niyetleri de gösteren bir gelişme denilebilir” sözüyle değerlendirdiğini yazdı.

Habere göre Hristodulidis dün EDEK Başkanı Marinos Sizopulos’la görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, önceki günkü Navtex ve Alman Dışişleri Bakanı’nın bugün Atina’ya gidecek olması vesilesiyle dün sabah Dendias’la uzun bir telefon görüşmesi yaptığını açıkladı.

Bu hafta AB Dışişleri Bakanları Gayrıresmi Konseyi’nin de toplanacağını hatırlatan Hristodulidis, “Perşembe günü görüşülecek önemli konulardan biri de Türkiye-AB ilişkileri ve Türkiye’nin davranışlarının bunları nasıl etkilediği olacak. Ancak şurası kesin –ki bizimle temas eden AB’deki ortaklarımızın da ilk tepkisi böyledir- Türkiye tarafından Navtex’in uzatılması yanlış yöndedir” ifadesini kullandı.

“AB DIŞİŞLERİ BAKANLARI GAYRIRESMİ KONSEYİ’NDE KARAR ALINMAZ”

Hristodulidis, AB Dışişleri Bakanları Gayrıresmi Konseyi’nde karar alınmadığını, orada Türkiye-AB ilişkilerin geleceğinin görüşüleceğini kaydetti, daha sonra iki önemli kilometre taşı olduğunu söyledi. Bunlardan birinin –Sizopulos’le de görüştükleri- Korsika’da 10 Eylül’de gerçekleşecek AB üyesi 7 Akdeniz ülkesinin toplantısı (MED7), diğerinin de doğrudan Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin ele alınacağı olağanüstü Avrupa Konseyi olduğunu söyleyen Hristodulidis, “Karar da orada alınacak” dedi.

Kendilerinin, Doğu Akdeniz’deki tansiyonun düşürülmesi ve Türkiye’nin faaliyetlerine son verilmesi yönünde çalıştıklarını savunan Hristodulidis, geçen hafta AB’deki bütün denklerine, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun AB Yüksek Temsilcisi’ne gönderdiği ve bütün AB Dışişleri Bakanları’na dağıtımı yapılan mektuptaki Türk argümanları hakkında “bilgi” verdiğini söyledi.

Hristodulidis, “tezlerimizin, hukuki ve siyasi argümanlarımızın not edilmesi, deniz sınırlarımızın belirlenmesi için Türkiye ile görüşmeye hazır olduğumuzu –ki AB’nin ortak tezi de budur- yinelemek için önemli gördüğümüz çerçeve buydu” da dedi.

Fileleftheros, Hristodulidis’in açıklamasını “Gymnich Öncesinde Hristodulidis ve Dendias Koordinasyonu… Perşembe Gecesi Türkiye Konusu Görüşülecek” başlığıyla aktardı.

Gazeteye göre EDEK Başkanı Sizopulos, Hristodulidis’le görüşmelerinin, Rum tarafı için çok önemli iki ana konuda koordinasyon çabası çerçevesinde gerçekleştiğini söyledi. Çok önemli diye nitelediği konulardan birinin Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri olduğunu anlatan Sizopulos, “Kıbrıs Cumhuriyeti’ne destek vermeleri ve artan Türk meydan okumalarına karşı Kıbrıs’ı zırhlandırmaları için elimizden geldiğince Sosyalist Avrupa ülkeleri nezdinde devreye girmeye çalışacağız” dedi.

Sizopulos, ikinci konunun ise Kapalı Maraş ve Türk tarafının, Kapalı Maraş’ı çok yakında açacağı yönündeki “tehditleri” olduğunu söyledi.

“ULUSLARARASI HUKUK YETERLİ DEĞİL ANCAK MEB, ONU KONTROL ETME GÜCÜNE SAHİP OLANA AİTTİR”

Gazete haberinde, küçük partilerin yayımladığı açıklamalara da yer verdi. Gazeteye göre Ekologlar “Ankara, Kıbrıs Cumhuriyeti ile diyalog yoluyla deniz sınırlarını belirleme veya Uluslararası Mahkeme’ye başvurma seçeneklerinden birini derhal tercih etmelidir” iddiasında bulunurken Dayanışma Hareketi “Uluslararası hukuk yeterli değil ancak MEB, onu kontrol etme gücüne sahip olana aittir” görüşünü ortaya koydu.

“AB’NİN DOĞU AKDENİZ’DE DAHA ÇOK VARLIK GÖSTERMESİNİ İSTİYORUZ”

Aynı gazetenin “Fransa AB’nin Doğu Akdeniz’de Varlık Göstermesini İstiyor… Dimon: Yaptırımlar Araç Olsun, Amaç Değil” başlıklı haberine göre Fransa’nın Güney Kıbrıs’taki büyükelçisi Isabel Dimon, ülkesinin, AB’nin Doğu Akdeniz’de istikrar sağlanması için daha çok varlık göstermesini ve daha büyük rol oynamasını istediğini söyledi.

Gazete Fransa Cumhurbaşkanlığı’nda Bağımsız Devletler Parlamentoları, Balkanlar ve Türkiye masası şefliğini üstlenmesi teklifini kabul ettiği için Rum tarafında sadece bir yıl büyükelçilik yaptıktan sonra yakında Fransa’ya dönecek olan Dimon’un Rum Haber Ajansı’na (KİPE) verdiği söyleşinin satırbaşlarını aktardı.

Habere göre Isabel Dimon, “Doğu Akdeniz bölgesindeki Fransız askerî varlık nedeninin gerilimlerin düşürülmesi olduğunu” öne sürdü ve yeni makamından Güney Kıbrıs’a ve bölgeye daha çok yardım etmeyi umduğunu söyledi, Ada’dan ayrılacak olması vesilesiyle Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’le ve bakanları ile görüşmelerinde bu niyetini de aktardığını anlattı.

“YAPTIRIMLAR AMAÇ DEĞİL ARAÇTIR”

AB’nin Türkiye’ye yaptırım uygulaması ihtimaline değinirken “son aylarda Fransa’nın pozisyonu çok netti. Fransa, AB tarafından kararlaştırılmış bazı araçlar olduğu ve durumdaki gelişmeye göre, bu araçları duruma göre kullanmamız gerektiği görüşündedir” diyen Dimon “yaptırımlar amaç değil araçtır” vurgusunu yaptı.

Fransız savaş gemileri ve savaş uçaklarının Doğu Akdeniz bölgesindeki varlığının gerilimi tırmandırmak maksadı taşımadığını iddia eden Dimon, “Fransa’nın bölgede oynamak istediği rol gerilimi düşürmektir. Gerilimin düşürülebilmesi için, mevcudiyetimizi göstermemiz gerekir. ‘Fransa ve AB mevcuttur, bölgede bir yeri vardır’ı göstermemiz lazım” ifadesini kullandı, şunları ekledi:

“Fransız Deniz Kuvvetleri’nin Doğu Akdeniz, Orta Akdeniz’deki ve BM’nin Libya’ya silah ambargosunun sağlanmasındaki varlığı bölgedeki güvenliği sağlamak içindir. AB’nin bölgede daha çok varlık göstermesini ve daha büyük rol oynamasını istiyoruz.”

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Temmuz ayı sonunda Paris’i ziyaret ederek Emmanuel Macron ile görüştüğünü hatırlatan Dimon, “Çok olumlu bir görüşmeydi, oradaydım ve başkanlarımızı bu kadar yakın, vizyonlarının ortak ve gelişmelere dair aynı kaygıları, gerilimlerin giderilmesi gerektiği ortak dileğini paylaşıyor görmek çok heyecan vericiydi. Bu zemin üzerinde birlikte çalışacağız” dedi.
 

“KIBRIS’A ERİŞİMİMİZ OLMASI, FIRKATEYNLERİMİZİN LİMANALRI ZİYARET EDEBİLMESİ BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”

Dimon, Güney Kıbrıs ile Fransa arasındaki askerî iş birliğine dair bir soruya karşılık, “Kıbrıs coğrafik konumu ile ve istikrar noktası olarak çok önemli bir rol oynuyor. Kıbrıs’a erişimimizin olması, bölgede olduklarında fırkateynlerimizin limanları ziyaret edebilmesi bizim için çok önemli. Şimdi, bölgede sürekli Fransız fırkateynleri var ve bu işbirliği oldukça hassas. Ancak Kıbrıs’a gelenler sadece fırkateynlerimiz değil. Sürekli yaptığımız ve artırmamız da muhtemel olan askerî eğitimler de var” dedi.

Fransa’nın Güney Kıbrıs’ta deniz üssü kurmak istediğine dair haberler sorulduğunda “Görüşülen tam olarak bu değil” diyen Dimon, şunları ekledi:

“İş birliğimizi nasıl daha da güçlendirebileceğimizi görüştük ama bir Fransız üssü hakkında konuşmadık. Masada olan bu değil. Çok net olmamam, bazı gizli planlar olduğundan kaynaklanmıyor. Sadece, ‘iyi bir erişimi sürdürmeyi nasıl güvenceye alırız’ görüşmesinin tam ortasındayız. Her iki tarafın da bu iş birliğinin güçlendirilmesine dair ortak çabası var. Ancak Fransa ile Kıbrıs arasında yeni bir plan olduğu düşünülmemeli çünkü halen mükemmel düzeyde iş birliğimiz var, bu nedenle mevcudu daha büyük ve istikrarlı hale getirmeyi görüşüyoruz.”

“NÜFUS ÇÖZÜM İLE GİTTİKÇE DAHA AZ İLGİLENİYOR GÖRÜNÜYOR”

İsabel Dimon, Kıbrıs sorunu bağlamında, her iki tarafta da siyasi irade olması halinde bütün toplumların çıkarına bir çözüme ulaşılmasının zor olmayacağı görüşünü de dile getirdi.

“Nüfus, çözüm ile gittikçe daha az ilgileniyor görünüyor” vurgusunu yapan Dimon, “Zaman geçiyor. Bu nedenle liderlerin bir çözüm bulmak için yeniden çalışmaya birlikte çalışmaya başlamalarını gerçekten umuyorum. Korona nedeniyle barikatların kapanması ve şu anda fiili olarak iki toplum arasında bağlantı olmaması da çok endişe verici. Bu gerçekten sorunlu. İnsanların zannettiğinden çok daha fazla sorunlu” diye konuştu.

Editör: TE Bilisim