Rum yönetiminin perde gerisinde, Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri nedeniyle AB’nin Türkiye’ye uygulayacağı yaptırımlar listesinin genişletilmesi yönünde çalışma yaptığı haber verildi.

Haftalık Kathimerini gazetesi,  Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Cuma günkü Avrupa Konseyi toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, sözde “Rum MEB’i içerisindeki” sondaj faaliyetlerine müdahil olan özel ve tüzel kişilere AB yaptırımlarının genişletilmesi ve Dış Konular Konseyi’nde alınan, Türkiye’ye karşı daha çok yaptırım demeti hazırlanması kararına destek istemesinin tesadüf olmadığını yazdı.

Habere göre Rum yönetimi üç tüzel kişiliğe (TPAO ve iki yan şirketi) ve 5 gerçek kişiye (TPAO Genel Müdürü ve muhtemelen Enerji Müsteşarı) yaptırım talep ediyor ve bir süredir de perde gerisinde bu yönde çalışma yapılıyor.

Gazete AB içerisinde Türkiye’ye karşı sergilenecek tavır konusunda bir görüş ayrılığı bulunduğunu, bir kısım üyenin Türkiye’ye yönelik tavrın sertleştirilmesi, bir kısmının da halen gergin olan ortamın yumuşatılmasına mı çalışılması gerektiği yönetilmesi gerektiği görüşünde olduğunu yazdı. Rum diplomatik kaynaklarına dayanarak Almanya’nın, yaptırımların sonuç getirmeyeceği, bu nedenle Türkiye’ye daha olumlu yaklaşılması gerektiği görüşünde olduğunu ekledi.

ANASTASİADİS İLE MİÇOTAKİS’İN ARASI İYİ DEĞİL

Anastasiadis’in Prespa anlaşmasında eski Başbakan Akeksis Çipras’a destek vermesinden sonra mevcut Başbakan Kiriakos Miçotakis ile ilişkilerinde soğukluk olduğunu, hatta Atina’da çoğu kez, Miçotakis hükümetinin Anastasiadis hükümetinin dış politikada ne istediğini bilmediğini dile getirdiğini hatırlatan gazete Anastasiadis’in Atina ziyareti öncesinde uzun süre ön hazırlık yapıldığını belirtti.

Gazete bu görüşme öncesinde, ortamın yumuşatılması için DİSİ Başkanı Averof Neofitu ve Haris Yeorgiadis ile başlayan ve Nikos Hristodulidis’le devam eden Atina ziyaretleri yapıldığını hatırlattı. Habere göre çok müstesna geçen görüşmede Miçotakis, ilk kez Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun dillendirdiği ve Rum yönetiminin o zamana kadar haberdar olmadığı Berlin’deki Yunanistan, Türkiye, Almanya üçlü görüşmesi hakkında bilgi de verdi.

Fileleftheros “Tayyip Erdıoğan Kimseye Kulak Asmıyor… Araştırma Gemisini Hazırlarken Berlin’deki Gizli Temaslara Katılıyor… Almanya Yaptırımları Görüşmeyi Reddediyor” başlığıyla manşete çektiği haberinde Almanya dönem başkanlığının, Doğu Akdeniz’de yükselen tansiyonu düşürmek için perde gerisi çaba harcadığını belirterek “gizli diplomasiyi devreye sokan Almanlar Türkiye ile Yunanistan arasında diyalog başlaması şartlarını oluşturmaya çalışıyor” ifadesine yer verdi.

“ALMANYA TÜRKİYE’YE YAPTIRIM KONUSUNU İŞİTMEK BİLE İSTEMİYOR”

“Berlin’de gerçekleşen gizli görüşmenin “sonuç vermemiş olmasına rağmen Türkiye’ye karşı yaptırım konusunu görüşmek bile istemeyen Almanya’nın işini kolaylaştırdığı” yorumunu yapan gazete yaptırımlar konusunun pazartesi günkü Dış Konular Konseyi’nde de görüşüldüğünü ancak sert anlaşmazlıklar çıktığını, Almanya’nın böyle bir önlemi işitmek bile istemediğini yazdı.

Gazete Berlin’in benimsediği gizli diplomasi metodunu bütün tarafların değerlendirdiğini, Atina’nın Ankara ile iletişim kanalı oluşturmak için katıldığını, Türkiye’nin kaybedecek bir şeyi olmadığını ancak açıklamak suretiyle gizli temasları “öldürme fırsatını da kaçırmadığını” öne sürdü.

Perde gerisi görüşmelerde, Türkiye’nin planlarını uygulama yolunda bundan sonraki adımlarına odaklandığının ortaya çıktığını savunan gazete Türkiye’nin, Girit’ten başlasa gelecek tepkilerden çok daha yönetilir olduğu için bu aşamada Meis bölgesine fırkateynler eşliğinde araştırma gemisi göndermeyi seçeceğini yazdı, Yunanistan’ın da “deniz bölgesine araştırma gemisi göndermesi halinde tepki göstereceği mesajı verdiğini hatırlattı.

“ATİNA’NIN ŞU ANDA, LEFKOŞA’NIN DA YAKINDA KARŞI KARŞIYA KALACAĞI İKİLEM…”

Bu arada Türkiye’nin sözde “Rum MEB’i içerisinde cirit attığına ve gelen tepkilerin de kısıtlı olduğuna” dikkat çekilen haberde asıl meselenin,  müdahalenin Türkiye ile Yunanistan arasında muhtemel sıcak bir olay çıkmasından önce mi yoksa sonra mı olacağı olduğuna işaret edildi, özetle şunlar kaydedildi:

“Doğu Akdeniz’de cereyan edenler hakkında bilgilendirilen çoğu üçüncü taraf diyaloğun başlamasına gönderme yapıyor. Türkiye masaya, grileştirdiği ve talep ettiği her şeyi koyuyor. Aynı zamanda, tanımadığı gerekçesiyle Kıbrıs Cumhuriyeti ile görüşmüyor. Ancak enerji konusunda! Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in Kudret Özersay ile diyaloğa başlamasını öneriyor. Atina’nın şu anda, Lefkoşa’nın da yakında; ‘uzlaşı’ (herkesin paylaşması) diyaloğu ile daha kötüsünden kaçınılır ikilemiyle karşı karşıya kalacağı aşikârdır.”

AKEL: “YAPTIRIMA İKNA EDEMEDİK, KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE ODAKLANALIM”

Haravgi’ye göre Anastasiadis, Avrupa Konseyi toplantısı çerçevesinde Almanya Başbakanı Angela Merkel ile görüşerek “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerine son vermesi için AB’nin kararlılıkla gerekli önlemleri alması gerektiğini” öne sürdü, Kıbrıs sorununa  “işleyebilir ve sürdürülebilir bir çözüm için müzakerelere en kısa sürede yeniden başlamaya hazır olduğu” söylemini de yineledi.

Gazete “dostane bir havada” gerçekleşen görüşmede Merkel’in Anastasiadis’e,  Doğu Akdeniz’deki gerilimin düşürülmesi yöntemlerini incelemeye hazır olduğu” cevabını verdiğini yazdı.

Aynı gazete AKEL’in, Anastasiadis ve hükümetinin Rum halkı arasında işlediği görüntünün aksine, AB’yi Türkiye’ye karşı yaptırım uygulamaya ikna etmekte başarısız olduğuna dikkat çekerek “Kıbrıs sorununun çözümüne odaklanmamız gerek” görüşünü ortaya koydu.

Öte yandan Politis “Akıncı Seçilirse Beşli Konferansa Gidelim… Hedef Kıbrıs Sorununun Noel’den Önce Derinleşmesi” başlıklı manşet haberinde Türkiye’nin, Almanya’ya, Crans Montana tipi (artı BM) yeni bir beşli konferansa hazır olduğunu ilettiğini yazdı. Rum ve Yunan hükümetlerinin Türkiye konusunda birbirinden farklı şeyler istediğine işaret edilen haberde, nihayetinde Atina ile Ankara müzakere masasına oturursa, bunun kaçınılmaz olarak Kıbrıs sorununda bir gerçek anı yaratacağına dikkat çekildi.

“ANLAMANIZ GEREKİR Kİ, BİZ DİYALOG İSTİYORUZ MİSİLLEME, YAPTIRIM DEĞİL”

Habere göre Yunanistan’ın Türk-Yunan ilişkilerine dair gerçek niyetleri konusunda bu gazeteye konuşan bir Yunan kaynak “Yunanistan ile Kıbrıs (Kıbrıslı Rumları kast ediyor) arasında bile çakışan çıkarların örtüşmesi zor.  Anlamanız gerekir ki biz her ne pahasına olursa olsun, düşük düzeyde de olsa diyalog istiyoruz, hemen şimdi Türkiye karşı misilleme, önlem, yaptırım değil. Bunlar bir süre bekleyebilir. Mesele, gelmekte olduğunu gördüğümüz sıcak olaydan kaçınmak” ifadelerini kullandı. Aynı kaynak Yunanistan’ın her şekilde, Türkiye’nin kendisini Lahey’e sürüklemek için Meis’te girişebileceği sıcak bir olaydan kaçınmak istediğini de söyledi.

Türkiye’nin bütün senaryolara hazır olduğuna işaret eden gazete üst düzeyli bir diplomatik kaynağı işaret ederek Türkiye’nin, ikili düzeydeki temasları sırasında Almanya’ya, Crans Montana tipi yeni bir beşli (artı BM) konferansa yılsonundan önce (KKTC Cumhurbaşkanı seçiminden sonra) bile hazır olduğunu ilettiğini yazdı, devamla şunları ekledi:

“AKINCI SEÇİLİRSE BEŞLİ KONFERANSA GİDERİZ”

“Kıbrıs Rum tarafı Crans Montana tipi bir beşli konferans yapılmasını, (12 Ekim’deki seçimde) ancak Mustafa Akıncı yeniden seçilirse kesin görüyor. Hükümetten bir kaynak ‘Aksi halde, yani Kıbrıs Türk liderliğine Ersin Tatar’ın seçilmesi halinde olgular çıkmaza sürüklenecek’ dedi.

Editör: TE Bilisim