Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Güney Kıbrıs’ta haftalık yayımlanan Kathimerini gazetesine verdiği özel söyleşi aracılığıyla “Kıbrıslı Türkler aynen Kıbrıslı Rumlar gibi egemendir” mesajını verdi.

Gazeteye göre New York’ta gerçekleşen üçlü görüşmede ne olduğu, Genel Sekreter’in yeni özel temsilcisinin atanmama sebebi sorulduğunda “Biz, yetkileri Jane Holl Lute’tan daha fazla olmayacak bir temsilci atanmasını istiyoruz” diyen Tatar, şunları ekledi:

“Şu anda müzakerelerin yeniden başlamasına zemin olup olmadığını görmeye çalışıyoruz. Bizim saptamamız, resmî müzakerelerin başlaması için uygun zemin olmadığıdır. Gerçek bu olduğuna göre, çözüme yaklaştığımız ve meseleye Güvenlik Konseyi’nin de dâhil olduğu yanılgısı yaratacak, Lute’unkilerden daha fazla yetkilere sahip bir temsilci atanması doğru olmaz.”

“SPECIAL ENVOY DEĞİL PERSONAL ENVOY”

Cumhurbaşkanı Tatar dışarıya, iki bölgeli iki toplumlu federal çözüm çabası devam ediyor görüntüsü verilmesinin istenmediğini belirterek temsilcinin “Special (özel) envoy” değil, görev ve yetkisi Lute’unkilerin üzerinde olmayacak bir ‘personal (kişisel) envoy’ atanması gerektiğine işaret etti.

New York görüşmesinin bitiminden sonra temsilci konusunda çıkmazda mı olunduğu sorulduğunda Tatar, “Görüşmeden sonra bize gönderdiği mesajda Genel Sekreter’in açıklamasına dair birinci versiyonda ‘kişisel temsilciye atıf yapılıyordu. Sayın Anastasiadis’in beni, görüşmenin bitiminden sonra Türkiye’den baskı gördüğüm gerekçesiyle tavır değiştirmekle suçlaması haklı değil”  ifadelerini kullandı.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in New York’taki üçlü görüşme sırasında, çözüm anlaşmasına imza atıldığı gün Türkiye’nin askerini çekmesi ve garantörlüğüne son vermesini istediğini söylediğine de işaret eden Tatar, Türkiye’nin böyle bir anlaşmaya imza atmayacağını ve Kıbrıslı Türklerin de kabul etmeyeceğini belirtti.

“ANASTASİDİS YANLIŞ YAPTIK DEDİ”

Gazete Tatar’ın şu ifadeleri kullandığını yazdı:

“Hiçbir Türk’ün garantilerin sona ermesini kabul etmesi söz konusu değildir ancak Kıbrıslı Rumların güvenlik meselesindeki kaygısını anlıyorum ama 1974 öncesinde onca cefa çeken Kıbrıslı Türkleri de düşünmemiz gerek. Üçlü görüşmede Anastasiadis’e bu konudaki görüşünü sordum, kabul etti, ‘Yanlış yaptık’ dedi. Belirli sayıda Türk askerinin caydırıcı unsur olarak Ada’da kalmasının Kıbrıslı Türkleri rahatlatacağına inanıyorum. Aynı zamanda da Türk garantilerinin yeni çözüm modeline uyumlanması gerekecek.”

Göreve geldiğinden beri egemen eşitlik fikrini öne sürdüğü hatırlatarak bu şekilde konfederal modelin yolunu açmaya mı çalıştığı sorulduğunda ise “Meclisimin kararı olmadan ve Türk hükümeti ile istişare etmeden bu konuda görüş belirtemem” diyen Tatar, özetle şunları ekledi:

“NEW YORK’TA NE DEDİ? KIBRISLI RUMLARIN (!) KIBRIS CUMHURİYETİ SAĞLAMLAŞACAK…”

“Vurguladığım, Kıbrıs’ta iki ayrı egemen halk olduğudur. Kıbrıslı Türkler kendi devletlerini kurdu. Uluslararasında tanınmış Kıbrıs Cumhuriyeti’ne entegre olmak için bundan feragat etmesi söz konusu değildir. Federal çözümü destekleyen Kıbrıslı Türkler federasyonun iki ayrı devletçiğe dayalı olacağını savunuyor. Bu geçerli değil. Anastasiadis New York’ta bana ne dedi? Kıbrıslı Rumların (!) Kıbrıs Cumhuriyeti sağlamlaşacak. Anayasa değişecek ve biz de ona katılacağız. Bu Kıbrıslı Türklere hakarettir.”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İngilizlerin Kıbrıs sorununu iyi bildiğini, şu ana kadar da ağızlarından Kıbrıs Türk tarafının tezine yaklaşan bir şey çıkmadığını belirterek “(İngilizlerin) egemenliğimizin tesis edilmediği federasyon sınırları içerisinde kalacak iki ayrı yapıdan söz ediyorlar” dedi, çözüme kadar Doğu Akdeniz’de doğal gaz sondajı yapılmaması gerektiğini de söyledi.