Doğu Akdeniz ve Ege’de şekillenen durumu “endişe verici, çok karmaşık ve tehlikeli” bulduğunu açıklayan Yoannis Kasulidis, “Kıbrıs AB’nin Türkiye’ye yaptırım uygulamasına bu kadar ağırlık vermek yerine Fransa ile ikili savunma işbirliğine ve bölgedeki diğer devletlerle ilişkilerine daha çok yatırım yapmalıydı” dedi.

Alithia, Rum eski Dışişleri bakanlarından Kasulidis’in dün bir yayın organına yaptığı açıklamayı “Yoannis Kasulidis: Türkiye’ye Ciddi Yaptırım Uygulayacaklarından Emin Değilim” başlığıyla aktardı.

Gazeteye göre, “Türkiye, Doğu Akdeniz’deki ihlalleri yüzünden TPAO’nun iki yetkilisine yapılana benzer yaptırımlar ile sarsılacak bir ülke değildir” vurgusunu yapan Kasulidis, Yunanistan’ın AB Dış Konular Konseyi’nin olağanüstü toplanmasını talep etmesine ve bu toplantının yaratacağı etkilerin öngörülme şekline itirazını şu cümlelerle dile getirdi:

“Türkiye’nin sarsılabilmesi için, Türk ekonomisi için tehlikeli olan bu ekonomik konjonktür içerisinde, ciddi ekonomik yaptırımlar uygulanması gerekir. Peki, yaptırım dayatmaya hazırlar mı? Ben o kadar emin değilim. AB, hiçbir şey dayatamadığı için ne kadar etkisizleşmiş görünürse Türkiye 
o kadar cesaretlenir. Hiçbir şey olmasa da Türkiye’ye bu cesaret verilmese daha iyiydi.”

Kasulidis, Rum yönetiminin çabasını ve Türkiye’nin sözde Rum MEB’indeki faaliyetlerini “çok karmaşık” diye niteleyerek şu izahta bulundu:

“Herkesin, bir savaşın tetiklenmesi tehlikesini bertaraf etmek için çaba harcadığı Türk-Yunan diyaloğunun aksine, olgular çok farklıdır. Bir diyalog tek yol olduğunda, Türkiye de Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımadığı için muhatap almadığına göre tek yol, meselenin otomatikman, Kıbrıs sorununun halli yoluyla çözülmesidir. Bu nedenle, işgal bölgelerindeki seçimden sonra müzakere masasına dönmemiz gerekecek.”

“KAPALI MARAŞ’IN YERLEŞİME AÇILMASI PLANI UYGULANACAK”

Yoannis Kasulidis, Kapalı Maraş’ın Kıbrıs Türk idaresi altında yerleşime açılması planının uygulanacağı kanaatini de ortaya koydu ve bütün bunların, Ada’daki fiili durumun statik olmadığının göstergesi olduğuna dikkat çekti. “Güvenlik Konseyi bu eylemi kınıyor ama planlamalar hayata geçirildikten sonra bunun ne önemi var?” diye sordu.

Fileleftheros, AB dönem başkanı Almanya’nın 24 Eylül’de gerçekleşecek Avrupa Konseyi öncesinde Türkiye ile Yunanistan’ı diyalog masasına getirme çabası çerçevesinde gerek Rum, gerek Yunan hükümetlerinin, “mevcut şartlarda diyaloğa kesinlikle karşı olduğuna” işaret etti.

TÜRK-YUNAN DİYALOĞU TÜRKİYE’YE KARŞI TEDBİR ALINMASINDA CAYDIRICI OLABİLİR”

Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in CNN’e, Rum Müzakereci ve Rum yönetiminin BM’deki daimi temsilcisi Andreas Mavroyannis’in Rum Haber Ajansı’na yaptığı açıklamaların satırbaşlarını yeniden aktaran gazete, Almanya’nın 24 Eylül’e kadar Türkiye ile Yunanistan’ı masaya oturtma çabasının “Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri nedeniyle Ankara’ya karşı tedbir alınmasında caydırıcı olabileceği” görüşünü ortaya koydu. 

Gazete, edindiği bilgilere dayanarak, sözü edilmekte olan tedbirlerin, Oruç Reis sismik araştırma gemisiyle değil, Türkiye’nin sözde Rum MEB’indeki faaliyetleri ile ilgili olduğu bilgisini verdi.

Habere göre, Rum Sözcü Vekili Panayotis Sendonas Rum yönetiminin, AB’nin daha fazla yaptırım uygulamak suretiyle Türkiye’ye karşı daha kararlı bir tavır sergilemesi gerektiğinde ısrar ettiğini, 24-25 Eylül’deki AB zirvesinden de bunu beklediğini açıkladı. 

MİÇOTAKİS’İN AÇIKLAMASI

Gazete haberinin “Aleksandros Diakopulos İstifa Etti” başlığıyla ayırdığı bölümünde ise Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in ulusal güvenlik danışmanı emekli koramiral Aleksandros Diakopulos’un, bu görevinden istifa ettiğini, Miçotakis’in de istifayı kabul ettiği bildirdi.

Habere göre, Diakopulos’un “Open TV”ye son günlerde Doğu Akdeniz’deki gerçek operasyonel görüntüyü anlatırken “sonuç olarak Oruç Reis araştırma yaptı” ifadesini kullanması üzerine Yunanistan’da kargaşa yaratması, Miçotakis’e ve hükümetine sorun çıkarması üzerine gündeme geldi.  

YUNAN HÜKÜMETİNE ULUSAL STRATEJİ ÇAĞRISI

Alihtia, Selanik-Aristotelus Üniversitesi öğretim görevlilerinin inisiyatifinde, aralarında emekli subaylar, akademisyenler, gazeteciler ve yazarların da bulunduğu 84 şahsiyetin, Oruç Reis’in Doğu Akdeniz’e çıkıp araştırma yapması sebebiyle Miçotakis hükümetine hitaben, 6 maddeden oluşan “kırmızı çizgi” önerisi ile Rum yönetimine destek verilmesi taleplerini içeren bir metni imzaladığını bildirdi.

Habere göre, Yunan hükümetinin bu dönemdeki tepkilerinin ciddiyetten uzak olduğu kaydedilen ve “sakinleştirme politikası yerine ulusal strateji” talep edilen metinde 6 “kırmızı çizgi” maddesi aktarıldıktan sonra şu ifadeler kullanıldı:

“Çelişkili ve mahcup hareketler ile hükümetin ve ülkenin uluslararasındaki itibarı değersizleşiyor.  Unutulmasın ki onursuzluk ve savaş arasında onursuzluk tercih edilirse, savaştan da kaçılamaz”  

Editör: TE Bilisim