Türkiye’nin Karpaz burnu açıklarında sondaj faaliyeti gerçekleştireceği yönündeki açıklamasına sert tepki gösteren Rum Başkanlık Sarayı, Türkiye’ye “tüm sondajları sona erdirme” çağrısında bulunduğu bildirildi.

Fileleftheros gazetesi: “Başkanlık Meydan Okudu – MEB’deki Yasadışı Türk Eylemlerine Sert Yanıt” başlıkları altında verdiği haberinde, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs için görevlendirdiği geçici özel danışmanı Jane Holl Lute’un adaya gelişi arifesinde Türkiye’nin yeni sondajlar yapacağını duyurmasının Rum hükümetince sert tepkiyle karşılandığını yazdı.

Gazete, Rum Başkanlık Sarayı’ndan dün yapılan açıklamada bu kez sert bir üslup kullanıldığını ve Türkiye’yi “tüm yasadışı faaliyetlerini sonlandırarak tüm sondaj ve sismik araştırma gemilerini geri çekmeye” çağırdığını yazdı.

Habere göre, Rum Başkanlık Sarayı’nın açıklamasında, AB’nin Türkiye’ye uygulama kararı aldığı yaptırımlar hatırlatılarak, Türkiye’nin söz konusu faaliyetlerine müdahil olan tüm özel ve tüzel kişilere de bu faaliyetlerde yer almaktan vazgeçmeleri çağrısında bulunuldu.

Türkiye’nin Karpaz yakınlarında gerçekleştireceği sondajın ve Oruç Reis gemisinin faaliyetlerinin sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını çiğnediği” iddiası yinelenen açıklamada, “Türkiye’nin uluslararası hukuku ve AB hukukunu kışkırtıcı düzeyde küçümsediği” savunuldu.

KKTC’nin TPAO’ya söz konusu araştırmalar için yetki verdiği argümanının hiçbir yasallığı bulunmadığı öne sürülen açıklamada, Türkiye’nin Kıbrıslı Türklerin haklarını savunduğu açıklamasının da gerçekleri yansıtmadığı iddia edildi.

Açıklamada, Kıbrıslı Türklerin haklarının en iyi şekilde korunmasının ancak Kıbrıs sorununa bulunacak bütünlüklü bir çözüme mümkün olduğu da öne sürüldü.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis de dün 15 Kasım KKTC’nin kuruluşu yıldönümü sebebiyle yayınladığı kınama mesajında benzer konulara değindi.

Anastasiadis yazılı açıklamasında, “Türkiye’nin niyetleri her ne olursa olsun, 25 Kasım tarihinde Berlin’de gerçekleştirilecek görüşme sırasında tam anlamıyla yapıcı ve olumlu olma yönündeki kararlığını ve siyasi iradesini hiçbir şeyin etkilemeyeceğini” öne sürdü.

Rum lider, Türkiye’nin söz konusu eylemlerle Kıbrıs Rum tarafını, müzakerelerin sonucunu etkileyecek tavizler vermeye mecbur bırakacak yeni oldubittiler yaratmaya çalıştığı iddiasında bulundu. Anastasiadis, üçlü görüşmede arzu edilen sonuçlara ulaşılabilmesi için “karşı tarafın da aynı iyi niyet ve olumlu ruhla ve müzakerelerin bir parçası olan konular hakkında önceden kararlar alınmasını talep etmeyen bir tutum sergilemesi gerektiğini” ifade etti.

Anastasiadis, BM Güvenlik Konseyi kararları, Zirve Anlaşmaları, AB normları ve AB’nin temel aldığı ilkelere dayanan bir çözüme bağlı olduğunu yineleyerek, bugüne kadar benimsemiş olduğu ilkelerle Kıbrıs Türk toplumunun endişelerine saygı gösterdiğini ve her türlü uzlaşmazlığın aşılması yönünde çabalamaya hazır olduğunu kanıtlamış olduğunu ileri sürdü.

Anastasiadis ayrıca, fonksiyonel ve kalıcı olmayan bir çözüme yol alacak hiçbir ilke ihlalini kabul etmeyeceğini de sözlerine ekledi.