Rum Lider  Nikos Anastasiades, salı akşamı düzenlediği basın toplantısında, Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunması durumunda âdem-i merkezi federasyon sistemiyle ilgili önerisi hakkında kamuoyunu bilgilendirdi.
Basın mensuplarının sorularına geçmeden önce yaptığı açılış konuşmasında, Anastasiades, konu üzerindeki önerisinin Kıbrıslı Türklerde güven duygusu yarattığını, Türkiye`nin garanti ve müdahale haklarını muhafaza etme ısrarıyla ilgili bahanelerine son verdiğini; aynı zamanda, Kıbrıslı Rumların devletin çalışabilir ve yaşayabilir olmasıyla ilgili endişelerine yanıt verdiğini belirtti.
 Anastasiades, sorumlu bir lider olarak, çıkmazı uzatmanın tehlikelerini göz ardı edemeyeceğine vurgu yaparak; “aynı zamanda, çalışamayacak bir devlete yol açacak bir çözümü kabul etmeyeceğim. Halk tarafından ikinci kez reddedilecek bir çözüm felaket olacak” diye vurguladı.
 
"Âdem-i merkezi sistem başka bir şey gevşek federasyon ise başka bir şeydir" diyen Anastasiades, sunulan önerinin yeni bir öneri olmadığını kendisinin Nisan 2010 tarihinde Ulusal Konsey üyelerine benzer bir öneri sunduğunu belirtti.
 
İki toplumlu, iki bölgeli federasyon anlaşmasına değinen Anastasiades, “Şubat 1977 tarihinde, Kıbrıs Devletinin gelecekteki statüsü; iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon haline geleceği acı verici ama tarihi bir uzlaşmayı kabul ettik" dedi.
 
 

O zamandan bu yana kendisinden önceki “altı cumhurbaşkanı Kıbrıslı Türklerin endişelerini dikkate alarak ve Kıbrıslı Rumların makul beklentilerini karşılayan; devletin, halkın, ekonominin ve kurumların birlik ve bütünlüğünü koruyan  güçlü merkezi hükümet temelinde bir çözüm bulunması amacıyla yorulmaz bir şekilde çabalarına devam ettiler" şeklinde konuşan Nikos Anastasiades, “böylesi bir çözüm, aynı zamanda; tüm ada halkının serbest dolaşım, yerleşim ve ikamet özgürlüğü,  istihdam özgürlüğü ve mülk edinme hakkı dâhil insan hakları ile temel özgürlüklerine tam saygı gösterilmesini; adil toprak düzenlemeleri ve en önemlisi; Türk işgal ordusunun adadan ayrılmasını sağlayacaktır" dedi.
 
Anastasiades devamla, şu ana kadar harcanan tüm çabaların "siyasi irade eksikliğinden değil, Türk uzlaşmazlığından" dolayı başarısız kaldığını söyledi.
 
Harcanan çabaların doruk noktası 2004 yılında yapılan referandum olduğunu ifade eden  Anastasiades,  Kıbrıslı Rumların önerilen planı %75,8lik bir oranla reddettiğini, Kıbrıslı Türklerin de %64,9’unun da evet dediğini belirterek, "çünkü plandaki maddeler önemli endişeler yarattı" dedi.
 
2004 yılından bu yana "Sayın Talat veya bugün Sayın Akıncı gibi ılımlı Kıbrıslı Türk politikacılarla bir dizi müzakereler yer aldı" şeklinde konuşan Anastasiades, müzakereler sırasında bazı konularda ilerleme kaydedildiğini; ancak egemen, tam bağımsız, çalışabilir ve yaşayabilir bir devlete  yol açan ve "BM Genel Sekreteri`nin söylediği gibi; normal bir devlet için" bir çözümün bulunmasına izin vermeyen önemli farklılıklar da olduğunu belirtti.
 

Anastasiades, şahsen kendisinin Başkanlık  görevini üstlenmesinin ardından bir çözüm bulunması amacıyla verimli bir müzakere yapılması konusunda bazı hedefler koyduğunu ifade ederek "ilk hedef,  Kıbrıs sorununun anakronik garantiler sistemi ile müdahale haklarının sona erdirilmesi ve tüm işgal ordusunun ayrılmasını kapsayan uluslararası boyutunun da ele alınması amacıyla Türkiye`nin diyaloğa katılmasını sağlamaktı" dedi.
"İkincisi; Kıbrıs sorununa potansiyel bir çözümün topluluk müktesebatıyla uyumlu; Kıbrıs`ın AB üyeliğinden kaynaklanan yükümlülükleriyle uyumlu olması amacıyla Avrupa Birliği`nin diyaloğa katılmasıydı" diyen  Anastasiades "ve üçüncüsü Kıbrıs sorununun iç boyutu hakkında; yönetimin çalışabilir sistemi ve Kıbrıslı Rum oluşturucu devletine olabildiğince çok göçmenin dönüşüne ve yerleştirilmesine izin verecek toprak düzenlemelerinin yer alınmasıdır" dedi.
 
Yoğun müzakerelerden dolayı ve özellikle  Akıncı`nın Kıbrıs Türk Toplum liderliğini üstlenmesinin ardından Ocak 2017 tarihinde Kıbrıs için ilk zirvenin yer aldığını ifade edenAnastasiades, söz konusu zirvede ilk kez olarak toprak düzenlemeleri ile ilgili haritalar sunulduğunu ve ilk kez olarak Türkiye`nin güvenlik başlığında doğrudan diyalog ve müzakerelere resmi olarak katıldığını belirtti.
 
 Anastasiades, Ocak 2014 tarihinde Britanya Başbakanı David Cameron ile varılan anlaşmanın sonucu olarak Britanya`nın garantörlük hakkından feragat ettiğini söyledi.
Yunanistan`ın görüşünün bilinen bir görüş olduğuna işaret eden ı Anastasiades, "garantörlük hakkında tek ısrar eden Türkiye idi" dedi.
 
Avrupa Birliği`nin üst düzeyde ilk kez müzakerelere katıldığını ifade eden  Nikos Anastasiades, maalesef, Türk uzlaşmazlığından dolayı Crans-Montana`da yapılan Kıbrıs için ikinci zirvenin arzu edilen sonuçla tamamlanmadığını belirtti.

Editör: TE Bilisim