Muratağa ve Sandallar köyünde 14 Ağustos 1974’te şehit edilen ve yapılan kazı çalışmaları sonucu kimlik tespiti tamamlanan, 14 şehit, bugün düzenlenen askeri törenle defnedildi.

Törene, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay, Başbakan Ersan Saner, KTBK Komutanı Tümgeneral Sezai Öztürk, GKK Komutanı Tümgeneral Zorlu Topaloğlu, Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Erhan Arıklı, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, milletvekilleri ve diğer yetkililer ile şehit aileleri katıldı.

Şehitlerin, askeri törenle ebedi istirahatgahlarına uğurlandığı törende, cenaze namazını Din İşleri Başkanı Talip Atalay kıldırdı.

Şehit Aileleri ve Malül Gaziler Derneği Başkanı Gürsel Benan'ın konuşması, cenaze namazının kılınması, saygı duruşu, saygı atışı, bayrak ve resimlerin şehit ailelerine teslim edilmesinin ardından şehitler defnedildi.

1974’te EOKA-B’cilerin gerçekleştirdiği Muratağa-Sandallar katliamıyla ilgili olarak Kayıp Şahıslar Komitesi’nin Muratağa’da yürüttüğü kazılarda bulunarak, DNA testleri aracılığıyla kimlikleri tespit edilen 7’si kız, 7’si erkek toplam 14 çocuğun en küçüğü 4 aylık, en büyüğü ise 16 yaşındaydı...

Acıların tazelendiği duygusal törende, şehit yakınları gözyaşı döktü.

Defin töreninde en acılı olanlarsa hiç şüphesiz bugünkü törende yer alarak evlatlarını defneden bir anne; Emine Reyhan ile bir baba; Bayram Karabudak’tı.

Katliamda eşini ve 5 çocuğunu kaybeden Bayram Karabudak, 46 yıl önce kaybettiği çocuklarını defnederken onların ardından bir kez daha gözyaşı döktü.  Zaman zaman ayakta durmakta zorlanan Bayram Karabudak yakınları tarafından teskin edildi.  Cumhurbaşkanı Tatar ve Başbakan Saner de Bayram Karabudak’a başsağlığı diledi.

Emine Reyhan da, 1974 yazında köyde nenesinin ve dedesinin yanında kalan 11 yaşındaki oğlu Aziz’i toprağa verdi.  Katliamda, annesini, babasını, kardeşlerini ve yeğenlerini kaybeden Emine Reyhan da bugün oğlunu ebedi istirahatgahına defnetti.  Emine Reyhan, yanında olan çocukları tarafından teskin edildi.

Katliamda annesini ve kardeşini kaybeden,1974’te köyün öğretmeni olan Aysel Soykara ise öğrencilerine son görevini yerine getirmek için törendeydi.

Askeri törenle defnedilen 14 şehidin isimleri ve yaşları söyle:

“Havva Süleyman 12; Aliye Süleyman 10; Halil Bayram 11; Eren Bayram 12; Mustafa Bayram 3; Ayşe Bayram 9; Zehra Bayram 6 aylık; Hüseyin Arif 11; Yüksel Arif 9; Hayriye Arif 4 aylık; Göksel Arif 10; Sevgi Hasan 10; Ayşe Hasan 16; Aziz Fikri 11.”

BENAN: İNSANLIK TARİHİNE KARA BİR LEKE OLARAK GEÇEN BÖYLESİ ACILARIN BİR DAHA YAŞANMAMASINI TEMENNİ EDİYORUZ

Şehit Aileleri ve Malül Gaziler Derneği Başkanı Gürsel Benan, törende yaptığı konuşmada, bugün, 46 yıl önce yaşanan ve toplumsal bellekte büyük yer eden acıları, savaşın acı yüzünü hatırladıklarını söyledi. 

Benan, insanın en temel hakkının yaşama hakkı olduğuna vurgu yaparak, 46 yıl önce burada yaşananların, EOKA terör örgütünün saldırılarının, katliamlarının Türkiye Cumhuriyeti ve Türk askeri sayesinde son bulduğunu vurguladı.

Bu olayların asla unutulmayacağını ifade eden Benan, geçmişte yaşanan acıların ve vahşet olaylarının iyi değerlendirilmesinin, tarihi gerçekleri öğrenerek, bağımsızlık ve özgürlüğün değerinin iyi bilinmesinin önemine vurgu yaptı.

Benan, gelecek nesillerin bayrağı altında, vatanında, özgür yaşamalarının şehitler sayesinde olduğuna işaret ederek, "İnsanlık tarihine yüz karası olarak geçten bu olayları unutmadık ve unutmayacağız" dedi. 

Türkiye ve Türk ordusunun Kıbrıs'a barışı getirdiğini, barışın da en garanti teminatı olduğuna işaret eden Benan, kayıp şahısların bulunmasında büyük özverisi olan Kayıp Şahıslar Komitesi çalışanlarına, ayrıca bu kayıpların bulunmasına katkı koyan araştırmacı yazar Sevgül Uludağ’a şehit aileleri olarak  teşekkür ettiklerini belirtti.

Benan, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçen böylesi acıların bir daha yaşanmamasını temenni ederek, şehitleri andı.

CUMHURBAŞKANI TATAR: ŞEHİT YAKINLARI 46 YILDIR ACI İÇİNDE

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şehitlerin defin törenin ardından basına yaptığı açıklamada, Muratağa Sandallar’da insanların katledildiğini kaydetti.

Tatar, 14 şehidin bugün gözyaşları içinde defnedildiğini ifade ederek, şehit yakınlarının 46 yıldır acı içinde olduğunu söyledi.

Kıbrıs'ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşma olacaksa, Kıbrıs Türk halkının güvenliği için Türkiye'nin etkin ve fiili garantörlüğünün önemine vurgu yapan Tatar, tüm dünyanın gözü önünde Kıbrıs Türk halkının büyük bir vahşete maruz kaldığını dile getirdi.

"Bu olayların iki halkın iç içe yasamasını mümkün kılmamaktadır " ifadelerini kullanan Tatar, 1974 Mutlu Barış Harekatı'yla adaya barış geldiğini vurguladı.

Yaşanan vahşeti göz önünde bulundurarak, bir anlaşma olmasının şehitlere olan bir borç olduğuna vurgu yapan Tatar, kimlik tespit çalışmalarında emeği geçen herkese teşekkür etti.

Bugün 14 yavruyu, çocuğu defnettiklerini ifade eden Tatar, Allahtan rahmet ailelere başsağlığı diledi.

46 yıldır annelerin ailelerin ağladığını ifade eden Tatar, Kıbrıs'ta adil kalıcı sürdürülebilir bir barış olacaksa bu yaşanan acıların dikkate alınması gerektiğini vurguladı.

Kıbrıs'ta maruz kalınan bu durumun insanlık adına utanç olduğunu ve bu utancın tüm dünyanın gözü önünde yaşandığını ifade eden Tatar, bunların Hiçbir zaman unutulmayacak hadiseler olduğuna işaret etti.

Bugün Barış ve huzur içinde geleceğe güvenle baktıklarını ifade eden Tatar,  gelecekte bir anlaşmayı buna göre şekillendirmek istediklerini kaydetti.

Bu acılı günde törenin düzenlenmesinde emeği geçen herkese ve Toplu mezarlarda yatan şehitlere Ayrı mezar kazandıran uzmanlara teşekkür eden Tatar, şehitleri andı.

20 Temmuz 1974’te Atlılar-Muratağa ve Sandallar köylerini basan EOKA güçleri, burada yaşayan Kıbrıslı Türkleri esir almıştı.  Özellikle eli silah tutan erkeklerin çoğu esir kamplarına götürülmüş, kadınlar, çocuklar ve yaşlılar ise köyde kalmıştı. İkinci Barış Harekatı’nın başlamasının ardından silahlı Rumlar bu köylerdeki kadınlar, çocuklar ve yaşlılar toplamış ve en küçüğü 16 günlük, en yaşlısı ise 95 yaşında olmak üzere 126 Kıbrıslı Türkü katlederek katliam çukuruna gömmüştü.  Katliam çukuru, bölgenin Türk askerleri tarafından kurtarılmasından günler sonra bulunmuştu. 

Katliam çukurunda bulunarak daha sonra toplu olarak defnedilenlerin kalıntıları, Kayıp Şahıslar Komitesi tarafından yürütülen kimlik belirleme çalışmalarıyla saptanarak Muratağa’daki şehitlikte ayrı ayrı mezarlarına defnediliyor.