Dr. Fazıl Küçük Hareketi Başkanı Mustafa Çaluda, 20 Temmuz’un anlam ve öneminin iyice kavranması, o günlerden tecrübe elde edilmesi ve geçmişte yaşananların tekrarlanmaması adına bunu gelecek nesillerin milli bilincine yerleştirmek gerektiğini belirtti.

Çaluda, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın 44’üncü yıldönümü nedeniyle yayımladığı mesajda, BM ve Kızılay raporlarına göre 1963-1974 yılları arasında 56 bin Kıbrıs Türkü’nün kantonlarda yaşamaya mahkum edildiğini kaydetti.
Kıbrıs Türkü’nün soykırıma uğradığını, tüm anayasal haklarının gasp edildiğini, azınlık olarak görüldüğünü ve sefalet içerisinde yaşamaya terk edildiğini belirten Çaluda, 11 yıl boyunca bu zulme karşı direnen halka anavatan Türkiye’den başka hiçbir ülke yardım elini uzatmadığını anlattı.
Türkiye’nin garantörlük hakkını kullanarak tam üç kez askeri müdahalede bulunmayı denediğini ve üçüncü denemesinde başarılı olabildiğini çünkü uluslararası örgütler ve dünya siyasetine yön veren devletler tarafından Kıbrıs’a müdahalede bulunmaması için çeşitli yönlerden baskılar yapıldığını anlatan Çaluda, Kıbrıs Türk halkının tüm dünyanın göz önünde yıllarca çektiği acıların görmezden gelindiğini ifade etti.
Çaluda, bu gelişmelerin güçlü devletlerin kontrolündeki uluslararası örgütlerin bir ayıbı olduğunu belirterek, “Eğer Anavatan Türkiye garantör devletimiz olmasaydı, bu gün bu adada özgürce yaşayamazdık. O yüzden bu gerçekler ışığında hareket ederek garanti ve güvenlik konusunda Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünden ve Türk ordusunun adadaki varlığından asla vazgeçmemeli ve bunları tartışmaya dahi açmamalıyız. Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün de dediği gibi, ‘Kıbrıs Meselesi Türkiyesiz halledilemez!’” değerlendirmesini paylaştı.