Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’le 26 Ekim’de yapacakları görüşmede, adanın geleceğini konuşacaklarını, ayrıca Aplıç ve Derinya kapılarının Kasım ayı ortalarında açılması için bir gün belirleyeceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, 5. Bağlıköy Geleneksel Paluze Günü etkinliğine katıldı.
Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Akıncı, etkinlikte yaptığı konuşmada, Anastasiadis’le yapacakları görüşme ve kapıların açılması konusuna değindi.
Bölge halkının, uzun yıllardır Aplıç kapısının açılması konusunda beklentisi olduğunu, Aplıç’ın bir türlü açılamadığını kaydeden Akıncı, Cumhurbaşkanlığı görevine başladığı zaman Derinya ve Aplıç kapılarının açılması için siyasi karar üretildiğini, bu kararın hayata geçirilmesi yönünde de çeşitli sıkıntılar yaşandığını anlattı.
Aplıç’daki sıkıntının daha çok bölgenin fiziki koşullarından kaynaklandığını belirten Akıncı, ama artık her iki kapının da açılması için bütün sıkıntıların aşılmış gibi göründüğünü ifade etti.
Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis ile gerçekleştirilecek görüşmede ele alacakları iki temel madde olduğunu bunlardan birinin kapıların açılmasıyla ilgili gün belirlemek olduğunu kaydeden Akıncı, “Öyle inanıyorum ki, uzak olmayan bir zamanda, daha somut konuşmak gerekirse, Kasım ortalarında bir günü, kapıların açılmasıyla ilgili olarak Anastasiadis ile birlikte belirlemiş olacağız. Bunun, sadece Lefke’ye değil, yöresine bağlı köylere de ciddi katkı yapmasını temenni ediyorum” dedi. 
“ADAMIZIN GELECEĞİNİ DE KONUŞACAĞIZ”
Anastasiadis’le ile buluştuklarında, elbette Ada’nın geleceğini de konuşacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, “Geldiğimiz kavşakta daha fazla zaman yitirme lüksümüzün olmadığını artık bütün dünya biliyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, uzun zamandır seslendirdiği, “ucu açık süreçler dönemi bittinin” artık BM Genel Sekreteri’nin raporlarında da yer aldığına işaret ederek, şöyle konuştu:

“ ’Sonuç odaklı süreçlere ihtiyacımız var’ söylemi artık raporlara girdi. ‘Belli bir zaman takvimi içinde bu işler olmalı’ söylemimiz dolaylı bir ifadelendirmeyle de olsa yine BM Genel Sekteri’nin raporuna yazıldı. Dolayısıyla artık sadece bizim değil dünya teşkilatının da öngördüğü, ucu açık olmayan, sonuç odaklı ve makul bir zaman dilimi içerisinde tamamlanacak süreçler söz konusu olabilir. ‘Ucu açık, sonuç odaklı olmayan süreçler dönemi geride kalmıştır’, rapor bunu yazıyor. Biz, bu zihniyete uygun bir çerçevede ve çözüm anlayışını terk ermeden, bugüne kadarki mutabakatları çöpe atmadan kararlı bir duruş sergiledik. Elbette bundan böyle de bu kararlı duruşumuzu sürdüreceğiz.”
“AÇIK ZİHİNLE DİNLEYECEĞİZ”
Anastasiadis’in “gevşek federasyon” söylemi ile anlatmak istediklerini de açık zihinle dinleyeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle devam etti:
“Biz, Kıbrıs’ta iki kurucu devletli bir yapıyı öteden beri savunduk, bugüne kadar mutabakatlar hep bu yönde oldu. Bu kurucu devletlerin yetkilerinin yeterli düzeyde olması iki toplumun kendi kendini yönetme yönünde azami ölçüde yetkilendirilmesi öteden beri bir prensibimiz oldu. Ancak burada altı çizilmesi gereken bir husus var; ne kadar yetkilendirirsek yetkilendirelim eğer bir ortaklık devleti olacaksa, ki sonuçta olacak, o ortaklık devletinin kullanacağı yetkiler de olacak, işte o yetkileri nasıl kullanacaksınız? O yetkileri ortaklaşa kullanmanız lazım. Ortaklık devleti ise, ortak yetkilerin ortaklaşa kullanılması lazım. Bu ne demektir: kararlara iki tarafın da etkin katılımının sağlanması demektir. Yani, üniter devletlerde olduğu gibi basit çoğunlukla kararların alınmaması demektir. 
Eğer bunlara riayet edilirse anlaşılamayacak bir şey yoktur. Bu çerçevede kalındığı sürece ve kanatların daha yetkili olması için öneriler gelecekse bunları memnuniyetle değerlendirmeye hazır olacağız. İşte, bütün bu kafa karışıklıkları ve bulanıklıkları da giderebileceğimiz bir toplantı olmasını temenni ediyorum. Öyle ümit etmek istiyorum ki, bizim bu iyi niyetle çabalarımız karşılıksız kalmasın ve Kıbrıs’ta her iki toplumun da, her iki toplumun genç kuşaklarının, geleceğin büyüklerinin barış ve huzur içinde yaşayabileceği, daha iyi bir gelecek elde etmelerinin yolunu açabilelim.”