(kibrisgenctv.com / Burhan Canbaz)

Cumhuriyetçi Türk Partisi Gazimağusa Milletvekili Asım Akansoy, kibrisgenctv.com'un sorularını yanıtladı.

Rum Lider Anastasiades’in yaptığı basın toplantısı ile ilgili soruları yanıtlayan Akansoy, Türk tarafının; Guterres çerçevesinde, önceden uzlaşılmış güçlü bir yol haritas ile erken zamanda tamamlanacak ve sonuç alıcı olacak bir müzakere istediğini ve bunu  BM Genel Sekreterin de söylediğini anımsatırken,  Anastasiadis’in ne söylediğinin ise  çok belli olmadığını belirtti.

Akansoy, yeni kurulacak devletin işlevselliğinin  elbette önemli olduğunu belirterek şöyle devam etti.

" Buna katılmayan yok. Çünkü yeni bir dönemin krizle başlamaması, güçlü bir hukuk sistemi ile etkili bir şekilde çalışmasını küçümsememek gerekir. Çözüm olsun da nasıl isterse olsun görüşünü kimse taşımıyor. Ancak “işlevsellik endişesi”nin karşısına “etkin katılım”ı koymak büyük bir hatadır.  Etkin katılım bir BM parametresidir ve daha da ötesi Guterres çerçevesinin temel bir unsurudur. Ve gerçekten etkin katılım olmadan anlamlı bir yapı oluşturmak mümkün değildir."

Anlamlı olan Federal hükümetin her birimde birlikte yönetilmesi olduğuna işaret eden Akansoy, . bugüne kadar siyasi eşitlik başlığı altında ciddi anlamda yol katedildiğini ifade etti.

Bakanlar kurulundan , Senatoya, Alt Meclise, Yargı yapılanmasına kadar bir uzlaşı  olduğunu dile getiren Akansoy,  buralarda olan hakim ortak yönetim felsefesinin, Düzenleyici Kurullar için veya başka alanlar için düşünülmemesinin  mümkün olmadığını belirtti.

Akansoy:"Bu noktada katılım anlayışı ile ilgili bir sıkışma varsa bunu müzakere masasında konuşmak lazım. Konulara bağlı olarak karar alma yöntemleri üzerinde çalışma yapılabilir, diye düşünüyorum, ilk etapta. Keza, Kurucu devletler ile Federal hükümet arasında da herhangi bir hiyerarşiyi kabul etmemiz mümkün değil. Burada da 11 Şubat 2014  ortak açıklamasına bakmak gerekir." dedi.

Olayı basit bir çoğunluk azınlık ilişkisi olarak değerlendirmemek gerektiğine vurgu yapan Akansoy:  "Kişisel görüşüm, Anastasiadis’in açıklamalarını niyet okuyarak yorumlamak ve bundan ayrılık yani Konfederasyon yolu çıkarmak değil, eğer ortada endişeleri varsa bunları  somutlaştırmak ve Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmeye davet etmek gerekir. " diye konuştu.

"TÜRK TARAFI SONUÇ ODAKLI TAVRI İLE MASADADIR"

Türk tarafının  görüşleri ile, sonuç odaklı tavrı  ve yapıcılığı ile masada güçlü olan taraf olduğunu ıspatladığna işarete eden Akansoy,  BM Genel Sekreterinin Raporunu da Güvenlik Konseyi açıklamasını da böyle değerlendirmekte hiçbir sakınca olmadığını ifade etti.

Akansoy: "Kimsenin, tarlaya attığı topa girme gibi sorumluluğumuz olmamalı, maçın yeri belli. Oraya gelsin yani, somut yazılı görüşlerini iletsin. Aslında tüm bu tartışmalar bize BM parametrelerinin önemini bir kez daha hatırlatıyor. " dedi.

"TOPLUMSAL UYUMU BOZMAYALIM"

kibrisgenctv.com'un müzakerelerin bundan sonra nasıl bir seyir alacağı ile ilgili soruyu yanıtlayan Akansoy şunları kaydetti:

"Şu anda bir müzakere yok. Biliyorsunuz, BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı Sayın Lute aktif bir şekilde devrede. Her iki tarafı da dinledi. Tahminim yakınlaşmaların teyidi üzerine, çok iyi tanımlanmış bir yol haritası ortaya koymak isteyecek. Biz duruşumuzu koruyalım. Ne istediğimizi ve neden istediğimizi çok iyi biliyoruz. Toplumsal uyumu bozmayalım. Ve Sayın Cumhurbaşkanının ortaya koyduğu perspektifi ileri taşıyalım. Sürecin nasıl gelişeceğini göreceğiz. Kimse bu süreçte bize rağmen belirleyici olamaz. Bunu başta Anastasiadis olmak üzere, hiç kimsenin unutmaması gerekir.Bu arada Anastasiadis, önerdiği modelin, bazı kesimlerce sürece yeni bir ivme kazandırdığı için değerli bulunduğunu ifade etti.  Bu da ilginç tabii."

"ANASTASİADİS, GÖKTE ARADIĞINI YERDE DEĞİL, DENİZİN ALTINDA BULDU"

Asım Akansoy,  ada etrafında  sondaj ile ilgili yaşanan gelişmeleri de yorumladı.

Geçtiğimiz hafta sonu Güney Lefkoşa’da The Economist Dergisinin üst düzey toplantısında, Kıbrıslı Rum Dışişleri Bakanı'nın, Kıbrıs, Mısır ve İsrail münhasır ekonomik bölgelerini kapayan alanda 9350 milyar metre küp Doğal Gaz olduğunu tahmin ettiğini belirttiğine işaret eden Akansoy, yine üç ülke bağlamında keşfedilmiş miktarın ise 2500 milyar metre küp olduğunun  belirtildiğini, Avrupa Birliği’nin yıllık toplam Doğal Gaz ihtiyacının ise, 540 milyar metre küp olduğu ifade edildiğini söyledi. 

"Aslında Anastasiadis, gökte aradığını yerde değil, denizin altında buldu." diyen Akansoy, şunları söyledi:

" Doğal Gaz üzerinden konumunu güçlendirmek için dünyanın en büyük petrol araştırma şirketleri ile anlaşmalar yapmakta. Bu şirketlerin doğrudan kendi ülkelerinin Dışişleri Bakanlıkları ile birlikte çalıştığı düşünüldüğünde, aslında Anastasiadis’in Kıbrıs’ın güney denizlerindeki ekonomik kapasiteye bağlı olarak ABD, İsrail, İtalya gibi ülke devletleri ile uzun erimli stratejik işbirliği yaptığını görebiliriz. Bu birlikteliklerin yarattığı gücü de kendi siyaseti için kullanıyor, dün akşamki konuşmasından da anladığımız kullanmaya devam edecek."

Türkiye'nin uzun süredir, bu konuda uyarılar yaptığını vurgulayan Akansoy,  Türkiye MGK’nun almış olduğu kararlar olduğunu  ve açık bir şekilde kendi hak ve çıkarları yanında, Kıbrıslı Türklerin haklarına da vurgu yaptığını anımsatarak , KKTC ile yapılan ikili anlaşmalar üzerinden konuya yönelik hassasiyetin vurgulandığını dile getirdi.

Asım Akansoy : "Bu durumun sürdürülebilir olduğunu söylemek ve bunda ısrar etmek bizi farklı maceralara sürükler." dedi.

Akansoy açıklamasının devamında şunları aktardı:

"Uluslarası gelişmelerin, biraz de ben yaparım olura dönüştüğü şu içinde bulunduğumuz dönemde, ne sadece uluslararası hukuktan kaynaklanan haklar ne de kamu hukukuna dayanarak hak talep edilebilir. Çok yönlü güç ilişkileri mevcut. Ne yazık ki reel politik bize bunları dikkate almamızı işaret eder, eğer çözüm odaklı olmak istiyorsak. Bu noktada da elbette tüm ezberleri ve iddiaları çürütecek konu olan Kıbrıs’ta çözüme yönelmek gerekir. Eğer güçlü BM yetki ve yönetimi altında, samimiyetle masaya oturursak kısa sürede sorun ortadan kalkar ve Doğal gaz gerilimini de ortadan kaldırırız.

Şu an ne yazık ki, Petrol şirketlerinin ülke devletleri de Kıbrıs sorununda yorum yapmaya, taraf olmaya, kendi ulusal çıkarları üzerinden yönlendirmelere başladı. Bu yönde bir kontrolsuzluk görüntüsü var. Eğer süreç iyi yönetilmez, oyunun taşları iyi oynanmazsa Kıbrıs’ı sarmalayan Doğal Gaz kaynaklarında yer alan aktörler bizi hiç istemediğimiz bir ortama sürükleyebilir. Hiçkimse Kıbrıslıların gözünün yaşına bakmaz. Kendisine, bu iş askıya alınmalı, gerilimi artırma, ortak çıkara yönel diyoruz. Ancak geçtiğimiz akşam tekrarladığı gibi egemenlik meselem diyor. Nerden, kimden kaynaklanan bir egemenlik hiç düşünmüyor. "

"KAPILAR İÇİN UMUTLUYUM"

Aplış ve Derinya kapılarının açılacak olmasını da yorumlayan Akansoy,konuyu önemli bulduğunu, bölge insanlarının daha sağlıklı iletişim kurmalarının sağlanabileceğini iafede etti.

Akansoy: " Ekonomik, sosyal ilişki için, diyalog için, daha çok tanıma, anlama, yüzleşme süreçleri için memnuniyet vericidir. Ciddi bir zaman kaybı var. Özellikle Derinya’da. Küçük önyargıları aşma ve bir kapıyı insanlara sağlamak, yıllarımızı alıyor. Bu da insana acı veriyor. Ancak yine de mutluyum. " dedi.