2019 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı görüşmelerini dün akşam geç saatlere kadar sürdüren Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, 40 Milyon 844 Bin 600 TL’lik Cumhurbaşkanlığı bütçesini oy çokluğuyla onayladı.

Cumhurbaşkanlığı bütçesiyle ilgili görüşmede CTP Milletvekili Asım Akansoy da konuştu.

Akansoy, her  yıl olduğu gibi bu yıl da Cumhurbaşkanlığı bütçesinde, Kıbrıs konusuna da değinildiğini belirtti.

2004 referandumuna işaret eden Akansoy, siyasi aktörlerin sorumluluğunun, halkın verdiği kararlara saygı duymak olduğunu ifade ederek, Kıbrıs Türk halkının neden evet dediğinin iyi anlaşılması gerektiğini kaydetti.

Yakın tarihin en önemli olayının referandum olduğuna, bunu kimsenin değiştiremeyeceğine dikkat çeken Akansoy, “2004’teki kazanımın boyutu, sizin tüm hamlelerinizden daha etkili olmuştur” dedi.  

Kıbrıs sorununun bir iç politika malzemesi haline getirilmesini eleştiren Akansoy, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın seçime girerken verdiği sözler olduğunu, bunları kendilerinin de desteklediğini belirtti.

Cumhurbaşkanı’nın meclisle istişare içinde olması gerektiğini, mecliste kapalı oturum yapılması gerektiğini dile getiren Akansoy, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın bugüne kadar kendisinden randevu isteyen herhangi bir parti ve parti liderini geri çevirmediğini, istenen hiçbir belgeyi gizleyip saklamadığını ve tüm görüşmelerinin gizli tutanaklar halinde Meclise geldiğini kaydetti.

Geçmişte gizli oturumda söylenenlerin, bir şekilde dışarıya aktarıldığını söyleyerek, durumu eleştiren Akansoy, bu konuda sürece büyük bir ciddiyet ve sorumlulukla dahil olma gerektiğini belirtti.   

Akansoy’un konuşması sırasında milletvekilleri arasında sözlü tartışmalar ve gerilim yaşandı.

Liderlerin her zaman Mecliste bilgi veremediğine işaret eden Akansoy, 11 Şubat 2014 metni  konusunda da dönemin Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun Meclise bilgi vermediğini, bilginin Nisan 2014’te verildiğini söyledi.

11 Şubat 2014 metni konusuna atıfta bulunan Akansoy, “Mecliste bir üstünlük kavgasında değilim ancak gerçeklerin tahrip edilmesine tahammülümüz yoktur. Konuşalım, bu adada ne tür bir çözüm bulunacağına karar verelim” dedi.

Kendilerinin, toplumun huzurunu bozmayacak bir çözüm modeli üzerinden bir çalışma yaparken, aynı zamanda siyasal eşitliği bozmayacak bir model üzerinden de hassasiyetle çalıştıklarını vurgulayan Akansoy, siyasi eşitliği bir pazarlık konusu olarak görmediklerinin altını çizdi.

Crans Montana’da yaşanan süreç ve gelinen aşama hakkında bilgiler veren Akansoy, maddi değer olarak konuşulan konun doğal gaz olduğunu, bu konuda büyük bir pazarlık içinde olunduğunu, Kıbrıslı Türklerin hak ve çıkarlarının savrulması ihtimalinin bulunduğunu söyledi.

Önemli olanın, olası bir yeni düzende Kıbrıslı Türklerin sadece bazı ekonomik avantajlara sahip olması değil, Kıbrıslı Türklerin adanın uluslararası temsiliyetinde yer alması olduğuna vurgu yapan Akansoy, Kıbrıslı Türklerin özgüvenini yüksek tutmak gerektiğini kaydetti.

Kıbrıslı Türklerin yeniden başarısızlık şansı olmadığına işaret eden Akansoy, çözüm odaklı perspektifin değerlendirildiğini belirtti.

Akansoy, “Biz sürecin asla kopmaması ve sonuçlanmasını istiyoruz” diyerek, meclis içinde farklı hassasiyetler varsa bunların da konuşulması taraftarı olduklarını kaydetti.

Guterres’in bir sonuç değil, bir pazarlık metni olduğunu ifade eden Asım Akansoy, eğer karşı çıkılan mesele Kıbrıslı Türklerinin güvenliği ve Türkiye’nin varlığının gözetilmesiyse, bunun ekonomi, doğal gaz gibi bir çok konuyla ilgili olduğunu söyledi.

Akansoy “Biz oyun dışı kalmamalıyız, biz oyuna bu çerçevede girmeliyiz. Ama Kıbrıs Rum tarafının bizi 2004 gibi bir konumda bırakması halinde de ne yapılacağını planlamalıyız” dedi.

Editör: TE Bilisim