Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Kathimerini’ye verdiği özel demeçte salgından alınacak çok dersler olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Kathimerini’ye yaptığı açıklama şöyle:
“Birkaç aydan beri ve özellikle son haftalarda artan bir şekilde korona virüs salgını ile karşı karşıyayız. Bu ölümcül virüsün sınır tanımadığı, zengin-fakir, güçlü-güçsüz ayrımı yapmadığı artık herkesçe anlaşılmıştır. Tüm dünya insanlığı olarak büyük bir tehditle yüz yüzeyiz. Bunu kavradığımız ilk andan itibaren adamızın bir bütün olarak tehlike altında olduğunu görerek Sayın Anastasiadis’i aradım.

Hatırlanacağı gibi 3 Şubat’ta Ledra Palace’ta İki Toplumlu Sağılık Teknik Komitesi’nin toplanmasını sağladık. O toplantıda virüs henüz adamızda görülmediği için, tedbirlerin ciddi biçimde her iki taraftaki uçak alanı ve deniz limanlarında alınmasının gerekli olduğu kararlaştırıldı. Bunun yanında İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesinin sürekli iletişim halinde olmasının önemi üzerinde de duruldu.

Ancak virüs bilindiği gibi, alınmaya çalışılan tedbirlere rağmen adamıza geldi; o andan sonra mümkün olduğunca adayı dışa kapamak ve içeride de maksimum izolasyon şartlarını uygulamak zorunluluğu vardı.

Bu husus Kuzey’de de Güney’de de çok radikal olmamakla birlikte bir ölçüde uygulandı. Ben alınan bazı kararların hem daha erken hem de daha kapsayıcı olması taraftarıydım. Ama  parça parça da olsa alınan tedbirler oldu. Halkımızın büyük çoğunluğunun “evde kal” çağrılarımıza uyduğunu da söylememiz lazım. Bu şartlarda bugün Kıbrıs’ın genelinde
en kötü senaryo ile karşı karşıya değiliz. Ancak buna rağmen Güney’de 14,Kuzey’de de 3 can yitirildi. Tümünün yakınlarının acısını paylaşırken, bu sayının artmamasını temenni ediyorum.

Bunun yanında salgına karşı mücadelede gevşememek gerektiğine olan güçlü inancımı da vurgulamak isterim. Kıbrıs’ta olay bitmiş değildir. Şu an kontrolden çıkmış bir durum olmamakla beraber, rehavete kapılamayız. Panik yapmayalım ama tedbiri elden bırakmayalım.

İki taraf arasında ortak Sağlık Teknik Komitesi aracılığı ile iletişim, işbirliği ve dayanışmayı artırarak sürdürmekte kararlıyız. Bu anlamda hem sağlık uzmanları hem de Cumhurbaşkanlığı’ndaki arkadaşlarımla Sayın Anastasiadis’in ofisindeki yetkili kişiler arasında sürekli iletişim vardır. Ben de gerekli oldukça Sayın Anastasiadis ile daha önce de olduğu gibi teması sürdüreceğim.

Bu salgının bize elbette öğreteceği çok dersler olacaktır inancındayım. Ama şimdi asıl odaklanmamız gereken toplumlar olarak “hayatta kalmak” ve “ayakta kalmak” olmalıdır. Adadaki toplumlar olarak hem ayrı ayrı kendi içimizde dayanışma içinde olmalıyız, hem de
iki toplum olarak da birbirimizle dayanışma içerisinde hareket edebilmeliyiz.

Bilindiği gibi Kıbrıslı Türklerin seçilmiş lideri olarak çeşitli uluslararası örgütlere mektuplar yazdım. Uluslararası finans kuruluşlarına erişim imkânı bilinen nedenlerle kısıtlı bulunan Kıbrıs Türk halkının öncelikle sağlık ve ekonomi alanında ivedi desteğe ihtiyacı olduğu aşikârdır. Böylesi bir dönemde Kıbrıslı Türklerin sesinin bu kurumlar tarafından duyulacağına ve gerekli adımların atılacağına inanmak istiyorum.

Tüm dünya insanlığının ve adamızda yaşayan tüm insanların bu büyük felaketten en az zararla kurtulmaları en içten dileğimdir.”

Editör: TE Bilisim