Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs sorununda hem masada hem sahada haklı ve tutarlı tavırlarını sürdürmeye devam edeceklerini ifade ederek, “Haklılığımızın verdiği bir güçlülükle yolumuza devem edeceğiz. Hem sahada, hem masada güçlü olmaya devam edeceğiz. Sahada güçlü oldukça, masa da daha güçlü olacağız” dedi.
Küresel Gazeteciler Konseyi Medya Buluşmasında konuşan Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs sorununun konuşulmaya devam ettiğini ve edileceğini, çünkü sorun oldukça çözüm arayışı da sürdüğünü söyleyerek, “Hayat devam ediyor, hayat durmuyor. Kıbrıs sorunu var diye Kıbrıs Türk halkı gelişmişlik, kalkınma mücadelesinden vazgeçecek değil. Ya da her şeyi bir çözüm sonrasına erteleme lüksüne sahip değil” dedi.
TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, "Kıbrıs Türk halkını yok sayan, siyasi eşitliği temelden yok sayan ve Kıbrıs Türk halkının iradesini yok sayan bir çözümü bizim kabul etmemiz mümkün değil" dedi.  
Türkiye ve Kıbrıs Türk halkının her zaman çözümden yana olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, bugün bir çözüm yoksa bunun sebebinin, Rum tarafının hiçbir şeyi Kıbrıs Türk halkıyla paylaşmak istememesi olduğunu söyledi.  
Çavuşoğlu, “Tüm seçenekler dahil hepsinin müzakere edilmesini, hangisi olacaksa müzakereye açık olduğumuzu söyledik. Herhangi bir seçeneği dayatmıyoruz. Herhangi bir seçeneğin de bize dayatılmasını doğru bulmuyoruz" dedi.
Küresel Gazeteciler Konseyi Medya Buluşması bugün Acapulco Resort &Convention & SPA Otel'de gerçekleştirildi. 
Turizm Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği'nin ev sahipliğindeki organizasyonun ana toplantısı bugün saat 09.00’da başladı.
Etkinliğe; Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay, TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, TC Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Ana Muhalefet Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Ersin Tatar, Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, bazı milletvekilleri, KGK Kurucu Genel Başkanı Mehmet Ali Dim ile gazeteciler katıldı. 
Etkinlikte, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, KGK Kurucu Genel Başkanı Mehmet Ali Dim birer konuşma yaptı. 
Kıbrıs konusu ve turizm konularında sunumlar yapıldı.  
AKINCI
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, konseyin ilk toplantısının KKTC’de yapılmasının kendileri için önemli olduğunu kaydetti. 
Oturum başlıkların bakıldığında iki tane başlığın göze çarptığını söylen Cumhurbaşkanı Akıncı, bunlardan birinin Kıbrıs sorunu diğerinin ise turizm olduğunu ve bu iki başlığın seçilmesinin anlamlı olduğunu söyledi. 
Cumhurbaşkanı Akıncı şöyle konuştu: 
“Kıbrıs sorununu konuşmaya devam ediyoruz, edeceğiz. Çünkü sorun oldukça çözüm arayışı da sürer. Bu kaçınılmaz bir şey. Ama ikinci başlık da bize şunu söylüyor. Hayat devam ediyor, hayat durmuyor. Kıbrıs sorunu var diye Kıbrıs Türk halkı gelişmişlik, kalkınma mücadelesinden vazgeçecek değil. Ya da herşeyi bir çözüm sonrasına erteleme lüksüne sahip değil.” 
“GELİŞMİŞLİĞİMİZİ NE KADAR İLERİ GÖTÜREBİLİRSEK, ÇÖZÜMÜN KOŞULLARI DA O KADAR YAKIN HALE GELEBİLİR”
Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşılabilse her iki tarafta da çok ciddi gelişmeler sağlanabileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “eğer biz KKTC olarak ekonomimizle ve demokrasimizle, çağdaş kurumsal yapımızla turizmimiz ve eğitim sektörümüz ve diğer alanlardaki gelişmişliğimizi ne kadar ileri götürebilirsek, Kıbrıs’ta çözümün koşulları da o kadar yakın hale gelebilir” dedi.  
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bir yandan Kıbrıs sorunu var olduğu sürece Kıbrıs sorununu çözme uğraşlarının sürdürülmesi gerektiğini, diğer yandan da bir an bile KKTC’nin daha iyiye, daha güzele gitme uğraşının ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı. 
“RUM LİDERLİĞİ BİR KAVRAM KARGAŞASI YARATMA ÇABASI İÇİNDE” 
Son dönemlerde Rum liderliğine bakıldığında bir kavram kargaşası yaratma çabası içinde olduklarının gözlemlendiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, farklı ortamlarda, farklı kişilere, farklı söylemlerde bulunan bir lider olduğunu  kaydetti. 
Akıncı şöyle devam etti: “Yeri geldiğinde iki devletli çözümden bahsediyor, yeri geldiğinde konfederasyon diyor, sonra buraya geliyor Kıbrıs’ta gevşek federasyon diyor. Benimle buluştuğu zaman hayır onu kastetmedim desantralize federasyon diyor. Ama desantralizasyonu konuşalım, bu Kıbrıs Türklerinin öteden beri istediği, kanatları daha güçlü merkezdeki yetkiler daha aza bir çözüm fikri öteden beridir savunduğu bir tezdi. Rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın zamanından günümüze gelinceye kadar. Buna karşılık onlar her zaman merkezi daha güçlü kılma çabası içinde oldular. Bunu söylüyorsan sen ‘hangi merkezi yetkileri kurucu devletlere aktaralım?’ sorusunun yanıtı hep cevapsız kaldı. ” 
Rum tarafının bir gün başkanlık sisteminden bahsederken, aniden parlamenter sistemden  söz etmeye başladığını aktaran Cumhurbaşkanı Akıncı, dönüşümlü Başkanlık yerine, dönüşümlü başbakanlık demeye başladıklarını vurguladı.
Her zaman bir Kıbrıslı Rum Cumhurbaşkanı olmak kaydıyla dönüşümlü başbakanlık teklifi yapılmaya başlandığını anlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, aslında tüm bunların vaktiyle konuşulup tüketilen öneriler durumunda olduğuna dikkat çekti.  
Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs Rum tarafının hangi model olursa olsun Kıbrıslı Türklerinin siyasi eşitlik ve kararlara etkin katılımı konusunda retçi bir tutum ve inkar içinde olmaya devam ettiğini, hatta daha önce kabul ettiklerini bile inkar eder bir noktaya geldiğini aktardı. 
Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiades’in enerji konusunu bile Kıbrıslı Türklerin hayati konusu olarak görmediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, Anastasiadis’in, enerji politikalarında ve mali politikalarda Kıbrıslı Türklerin hayati çıkarları olduğunu görmezden geldiğini kaydetti.   
YANLIŞ VE HATALI POLİTİKALAR DOĞAL GAZ ALANINDA TEKRARLANIYOR
Uluslararası toplumun bu konudaki konumunun ne kadar yanlış ve Kıbrıs’ta çözüme yardımcı olmaktan uzak bulunduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 2002- 2004’te AB süreci yaşandığında, Rumların tek başına AB üyesi olmasına neden olan yanlışlar ve hatalı politikaların bugün doğal gaz alanında tekrarlandığını söyledi. 
Akıncı şöyle devam etti: 
“Bu sizin hakkınızdır, kazılara devam edebilirsiniz, çalışmalarınıza devam edebilirsiniz deyip arka sıvazlayıcı tavırlar sürdürüldükçe ne yazık ki Kıbrıs’ta da, Doğu Akdeniz’de de istikrara ve barışa yardımcı olunmamaktadır.
‘Rumların hakkıdır, bunu yapacak edecek, kazacak, bulacak ileride eğer bir gün çözüm olursa o zaman Kıbrıslı Türkler de hakkını alır’ deyip topu bilinmez bir geleceğe atmak sanıyorum yanlışların en büyüğüdür ve uluslararası toplum bu yanlışı ne yazık ki yapmaya devam ediyor.” 
Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıslı Türklerin başından beri akıl, mantık, istikrar, barış yolunu önerdiklerini, paylaşımı ve birlikte hareketi öngördüklerine dikkat çekerek, bu adada makul bir çözüm olursa sadece iki toplumun değil, Türk ve Yunan uluslarının da bundan yarar göreceğini söylediklerini anımsattı.    
Doğu Akdeniz’de akılcı yöntemlerle en mantıklı yol olan Türkiye güzergahını da dikkate alarak doğal gaz konusunda işbirliği yapmanın en akılcı yol olduğunun hep altını çizdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Akıncı, “Türkiye’yi ve Kıbrıs Türklerini denklem dışına itmek bu bölgede ne istikrara, ne barışa ne mantıklı çözümlere katkı sağlamaz” dedi.
Akıncı, East-Med boru hattı projesinin, İsrail Yunanistan, Güney Kıbrıs İtalya güzergahında yapılması ve çok daha derin sulardan Ege’den geçmesi öngörülen, Türkiye güzergahına kıyasla çok daha uzun mesafe ve daha pahalı bir güzergah olduğunu belirterek, Rum tarafının bunu daha ileriye taşımak için de çabalarını sürdürdüğü anlattı. 
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Doğu Akdeniz barış istikrar ve işbirliği havzasına dönüşebilir. Yeter ki uluslararası toplum yanlış yerde durmaktan vazgeçsin” dedi. 
“Masada da sahada da haklı ve tutarlı tavrımızı kararlı bir şekilde sürdürmeliyiz” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sismik araştırmaları ve kazı çalışmalarına da değindi. 
“HEM SAHADA, HEM MASADA GÜÇLÜ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ” 
Akıncı konuşmasını şöyle sürdürdü: 
“Sahada da haklarımızı korumanın yolarını elbette bulacağız. Bu faaliyetlerden dolayı rahatsızlık duyanlar var. Onlara söylediğimiz şudur; Rum tarafı bu girişimleri yaptığında neredeydiniz, onlara ne diyorsunuz, ne dediniz veya ne diyeceksiniz? Onlara bir şey yok. Onlara bir şey yoksa, bizim yaptığımız aksiyona karşı reaksiyondur, Rumların tavrını dengeleme siyasetidir, başka bir şey değildir. Yaptığımız, haklarımızı koruma siyasetidir ve bunun da başka bir yolu yoktur. Eğer siz araştıracaksanız, biz de araştıracağız. Eğer siz kazacaksanız biz de kazacağız. Kıbrıs Türkleri olarak bu konuda Türkiye ile işbirliği içindeyiz, Türkiye’nin iki sondaj gemisi var, bunlar yeri ve zamanı geldikçe buralarda bu görevi ifa edecekler, etmeye de başladılar zaten. Dolayısıyla haklılığımızın verdiği bir güçlülükle yolumuza devem edeceğiz. Hem sahada, hem masada güçlü olmaya devam edeceğiz. Sahada güçlü oldukça masada daha güçlü olacağız.”
Küresel Gazeteciler Konseyi Medya Buluşması için KKTC’ye gelen konuk gazeteciler Cumhurbaşkanı Akıncı’ya konuşmasının ardından yöresel armağanlar takdim etti.
ÇAVUŞOĞLU 
TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Küresel Gazeteciler Konseyi’nin ilk kuruluş aşamasından bu yana süreci yakından takip ettiğini söyleyerek, konseyin ilk toplantısının KKTC'de yapılmasının çok anlamlı olduğunu kaydetti. 
Turizm ve eğitim başta olmak üzere, tüm potansiyellerinin tanıtımı için toplantının faydalı olacağını ifade eden Çavuşoğlu, mevcut şartlar altında KKTC'nin tüm dünyada uluslararası alandaki görünürlüğünün artırılması ve sesinin duyurulması için yoğun çaba sarf ettiklerini ve bu mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı. 
“K. T. HALKI, SİYASİ EŞİTLİĞE DAYANAN KALICI BİR ÇÖZÜM İÇİN ÜZERİNE DÜŞENİ YAPTI”
Çavuşoğlu, toplantının Kıbrıs davasının çok iyi anlaşılması ve anlatılması açısından da çok büyük bir önemi olduğuna dikkat çekerek, 60 yıla yakın bir süredir devam eden Kıbrıs sorunu konusunda Kıbrıs Türk halkının, siyasi eşitliğe dayanan kalıcı bir çözüm için üzerine düşeni yaptığını kaydetti. 
TC ve KKTC’nin her zaman çözümden yana olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, Kıbrıs’ta henüz kalıcı bir çözüme ulaşılamamasının sebebinin Rum tarafının, Kıbrıs Türk halkı ile hiçbir şeyi paylaşmak istememesi olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu şöyle konuştu: "Türkiye, KKTC ve Kıbrıs Türk halkı, her zaman çözümden yana olmuştur ama bugün bir çözüm yoksa, son 5 yılda Dışişleri Bakanı olarak yakından gözlemledim, bunun sebebi Rum tarafının hiçbir şeyi Kıbrıs Türk halkıyla paylaşmak istememesinden kaynaklanıyor" 
Çavuşoğlu, Rum tarafının, Cenevre ve Crans-Montana'da yapılan konferanslarda iki tarafın mutabık olduğu konularda bile geri adım attığını gözlemlediklerini kaydetti. 
KAYBEDECEK ZAMAN YOK 
Bugün Birleşmiş Milletler (BM) raporlarının, yeni bir müzakerenin başlaması için ortak bir zemin olmadığına işaret ettiğini aktaran Çavuşoğlu, bu süreçte artık kaybedecek zamanları olmadığını vurguladı. 
Çavuşoğlu, “Tüm seçenekler dahil hepsinin müzakere edilmesi, hangisi olacaksa müzakereye açık olduğumuzu da söyledik. Herhangi bir seçeneği dayatmıyoruz. Herhangi bir seçeneğin de bize dayatılmasını doğru bulmuyoruz" dedi. 
Rum kesiminin Kıbrıs etrafındaki rezervleri Kıbrıs Türk tarafıyla paylaşmak istemediğini de söyleyen Mevlüt Çavuşoğlu, tüm platformlarda, Rum tarafının tek taraflı faaliyetlerine karşı olduklarını ve Kıbrıs Türk tarafının haklarının garanti altına alınması gerektiğini söylediklerini hatırlattı. 
“BAZI GÜVEN ARTIRICI ADIMLAR NOKTASINDA RUM TARAFI GERİ ADIM ATMAYA BAŞLADI”
Rum tarafının tek taraflı faaliyetlerini gördüklerini, garantör ülke olarak Türkiye'nin de gerekli adımları atarak KKTC'nin ruhsat verdiği alanlarda sondaj ve araştırma gemilerinin faaliyetlerine başladığını anlatan Çavuşoğlu, daha önce mutabakat sağlanan bazı güven artırıcı adımlar noktasında Rum tarafının geri adım atmaya başladığını anımsattı.
ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE YAPICI TUTUMUMUZU SERGİLEYECEĞİZ
"Kıbrıs Türk halkını yok sayan, siyasi eşitliği temelden yok sayan ve Kıbrıs Türk halkının iradesini yok sayan bir çözümü bizim kabul etmemiz mümkün değil” diyen Mevlüt Çavuşoğlu, “Önümüzdeki süreçte yapıcı tutumumuzu sergileyeceğiz ama Kıbrıs Türk halkının, KKTC'nin ve Türkiye'nin haklarını korumak için ne yapılması gerekiyorsa onu da birlikte yapacağız" dedi. 
Çavuşoğlu'na konuşması ardından anı plaketi takdim edildi.
ATAOĞLU
Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu da konuşmasında, gazeteciliğin önemine değinerek, konseyin ilk toplantının KKTC’de yapılacak olmasından duydukları memnuniyeti dile getirdi. 
KKTC turizminin daha ileriye taşınabilmesi için basının önemine işaret eden Ataoğlu, önümüzdeki süreçte yapılacak etkinlikler ve KKTC’nin kalkınması adına yapılacak çalışmaların medya aracılığıyla duyurulacağını kaydetti. 
Ülkeye uygulanan ambargolara ve Güney Kıbrıs’ın yaptığı engellemelere değinen Bakan Ataoğlu, engelleri aşmak için çalışmaya devam edeceklerini söyledi. 
TC Seyahat Acenteleri Birliği ile imzaladıkları protokol çerçevesinde TC’den daha fazla turist çekmeyi hedeflediklerini söyleyen Bakan Ataoğlu, TC vatandaşlarına, Yunan adalarını tercih etmek yerine aynı dili, dini olan KKTC’yi tercih etmeleri çağrısında bulundu. 
DİM 
KGK Kurucu Genel Başkanı Mehmet Ali Dim, konseyin ilk toplantısını, “Türkiye’nin ayrılmaz parçası olan Kıbrıs’ta” yaptığına işaret ederek, KKTC’de olmaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi. 
TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun konseyin kuruluş aşamasından bu yana  kendilerine çok destek verdiğini ifade eden Dim, konseyin kuruluşu hakkında bilgiler verdi.
Konseyin kuruluşu ile ilgili son aşamaya gelindiğini söyleyen Dim, konseyin; yaygın, yerel ve dış medyayı bir çatı altında toplayacağını anlattı.  
Dim, Kuzey Kıbrıs'ın haklı davasına destek olmak ve seslerini dünyaya duyurmak amacıyla buluşmayı Girne'de yapmaya karar verdiklerini belirterek, Kıbrıs Türkü’nün ve medyasının yanında olduklarını kaydetti.