Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel'in gerçekleştirdiği  video konferans görüşmesi sonrası açıklama yaptı.

Akıncı, açıklamasında şunları kaydetti:
 
"Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve Almanya Başbakanı Sayın Angela Merkel ile yaptığı video konferans görüşmesinden sonra Türkiye ile Yunanistan arasında istikşafi görüşmelerin başlamasına yönelik kararın açıklanmış olması, uzunca bir süredir Doğu Akdeniz’de yaşanmakta olan gerginlik ortamında son derece olumlu ve memnuniyet verici bir gelişme olmuştur. Öteden beri sorunların diyalog ve müzakere ile çözümlenmesini, doğal gaz konusunun bir gerginlik nedeni olmaktan çıkarılıp Doğu Akdeniz’in bir işbirliği havzasına dönüştürülmesini savunan birisi olarak bu gelişmenin her iki ülke halkına ve bölge barışına yararlı sonuçlar doğurmasını temenni ediyorum. Bugün başlatılan sürecin sağlıklı bir şekilde ilerleyerek aynı vizyonla barış ve istikrar yönünde gelişmesi Kıbrıs Türk halkı adına en samimi dileğimdir.

Bu vesileyle Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin yeniden yapıcı bir çerçevede ilerleme potansiyelinin doğmuş olmasını da aynı şekilde son derece olumlu bir gelişme olarak nitelendiriyorum. 24-25 Eylül’de yapılacak olan Avrupa Birliği Liderler Zirvesinde Türkiye’yi AB’ye daha da yakınlaştırıcı adımların atılması; bu bağlamda gerek gümrük birliği, gerek vize serbestisi ve benzeri konularda gelişme kaydedilmesi de çok yerinde olacaktır.

Bunların yanı sıra, Doğu Akdeniz’de enerji konusunda uluslararası bir konferansın toplanması çağrısı da olumlu bir adımdır. Kıbrıs Türk tarafı olarak böylesi bir platformda yerimizi almaya hazır olduğumuzu açıklıkla ifade etmek isterim. 
 
Türkiye ile Yunanistan’ın sorunlarını görüşecek olmasının Kıbrıs Rum tarafına ilham vermesini ayrıca diliyorum. Hatırlanacağı gibi 13 Temmuz 2019 tarihinden beridir Rum tarafına doğalgaz konusunda yaptığımız işbirliği önerisi masada beklemektedir. Sorunlar bekletilmekle değil, ancak konuşarak diyalogla çözümlenebilir. Bu çağrımızı bir kez daha yinelemekte yarar görüyorum."