Sol Hareket, Türkiye’den MHP, AKP ve İYİ Parti yetkililerinin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya yönelik saldırı ve hakaretlerde bulunduklarını kaydederek, bunları şiddetle kınadıklarını belirtti.

Sol Hareket, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik organize bir müdahale ve baskı süreci ile karşı karşıya olunduğunu ifade etti.

Sol Hareket adına yazılı açıklamada bulunan Abdullah Korkmazhan, “esas olanın Akıncı’yı ve onun şahsında Kıbrıslı Türklerin iradesini devre dışı bırakma ve federal çözüm sürecini berhava etme çabası olduğu” görüşünü ifade etti.

Nereden ve her kimden gelirse gelsin her türlü müdahale ve baskıyı reddettiklerini ifade eden Korkmazhan, yapılan saldırı, hakaret ve aşağılamaların Akıncı şahsında tüm topluma yapıldığını, tüm hakaretleri sahiplerine aynen geri iade ettiklerini vurguladı. 

“SUSMAYACAĞIZ, BİAT ETMEYECEĞİZ”

Korkmazhan,  “Esas olan Akıncı’yı ve onun şahsında Kıbrıslı Türklerin iradesini devre dışı bırakma ve federal çözüm sürecini berhava etme çabasıdır. Akıncı’nın her söz ve eyleminin manipüle edilerek, bunun üzerinden hakaret ve aşağılamalar ile linç örgütlemeye çalışmak bunun en açık göstergesidir. Akıncı’ya kazandığı seçimi, saldırı, baskı ve müdahaleler ile kaybettirmek isteniyor. Kıbrıslı Türklerin iradesi yok sayılmak isteniyor. Susmayacağız. Biat etmeyeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin Kıbrıslı Türk toplumu açısından biat etme, ya da iradesine sahip çıkma, ya var olma, ya yok olma, ya federal çözüm ve özgürlük ya da ilhak seçimi olduğunu savunan Korkmazhan, halkı iradesine sahip çıkmaya ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı desteklemeye çağırdı.   

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Guardian gazetesine verdiği röportajın toplumsal gerçeklerin bir çoğunu ve  bu röportajı karalamaya çalışanların gerçek niyetini ortaya serdiğini kaydetti.

Bu röportaj sonrası Akıncı’ya yapılan saldırının  tüm Kıbrıs Türk toplumuna yapılmış olduğunu ifade eden KTÖS; Akıncı’nın söylemlerinin yerinde olduğunu  vurguladı ve Akıncı nezdinde topluma yapılan saldırıyı kınadıklarını belirtti.

KTÖS Eğitim Sekreteri Burak Maviş yazılı açıklamasında, Kıbrıslı Türkler’in ne adanın kuzeyini koloni haline getirmeye çalıştığını savunduğu Ankara’ya rehin, ne de Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarını elinde tutan Kıbrıs Rum liderliğine  yama olacağını kaydetti.

Maviş, “Adamızın üzerinde gözü bulunan herkes bilmelidir ki, Kıbrıslı Türklerin kendi kendini yönetecek bilgi beceri ve potansiyeli vardır” dedi.

“BU TOPLUMLAR ARASINDAKİ EŞİT KÜLTÜREL İLİŞKİLERE ZARAR VERİYOR”

Ankara Hükümetlerinin ve benzer söylem geliştirenlerin her fırsatta Kıbrıslı Türkler’e hakaretler yağdıran, kişilerin ifade özgürlüğüne karşı linç kampanyası yürüten, seçilmiş liderlerine emir vermeye kalkan, entegrasyon politikalarına karşı direnenleri hedef gösteren  politik tavır sergilediklerini savunan ve bunları etik bulmadıklarını dile getiren Maviş, bunun toplumlar arasındaki eşit kültürel ilişkilere de bilinçli olarak zarar verdiğini kaydetti.

Son zamanlarda Cumhurbaşkanı  Mustafa Akıncı’ya da saygısız bir üslupla manüpülasyon ve karalama yapılarak Ankara’nın kendi çıkarları doğrultusunda yaratmaya çalıştığı gerilimin yeni  olmadığını dile getiren Maviş, “Kıbrıs Türk Toplumu’na ‘besleme’ diyecek kadar gözü kararmış açıklamalar hala daha hafızalarımızdan silinmedi” dedi.

Maviş açıklamasında şunları ileri sürdü:

“Adamızın kuzeyinin nüfusunun bilinmemesine; adamızın kara para, fuhuş, uyuşturucu, kumar, insan ticareti ve sanal bet gibi kavramlarla Türkiye’nin arka çöplüğüne dönüştürülmesine; adamızın TC’nin elinde siyasi bir rehine olarak tutulmasına; toplumumuzun laik, demokratik ve çoğulcu kimliğinin Ankara tarafından yok edilmek istenmesine; Ankara’nın kolonileştirme faaliyetleri yürütmesine karşı mücadele eden bizleri bu düzen rahatsız ederken, tüm bu gerçeklerin bir kez daha kurumsal bir dille ifşa edilmesi bizleri rahatsız etmemiştir. Ankara’nın adamızın kuzeyinde yürüttüğü kolonizasyon çalışmalarının ifşa olmasından rahatsız olan işbirlikçi kesimleri anlamakta zorlandığımızı açıklıkla belirtiriz.”

Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP)  Genel Başkanı İzzet İzcan, The Guardian’a verdiği demeç nedeniyle  “Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya karşı  sürdürülen karalama ve hakaret kampanyasını” kınadıklarını belirtti. 

İzcan  yazılı açıklamasında, “Cumhurbaşkanı Akıncı Kıbrıs’ta federal bir çözüm olmadığı taktirde Kıbrıslı Türkler’i bekleyen tehlikelere işaret ederek doğru bir tespitte bulunmuştur. Çözüm ve barış seçeneğinin karşıtı taksim ve ilhaktır ve Kıbrıslı Türklerin varlık ve kimliğinin sonu anlamına gelmektedir” dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın her şeyden önce Kıbrıslı Türklerin çıkarlarını korumakla yükümlü olduğunu dile getiren İzcan, açıklamasına “İlhakın Kıbrıslı Türklerin sonu olacağı yalın ve inkâr edilmez bir gerçekliktir” şeklinde devam etti.

İzcan, “Kınanması gereken bu gerçekliği cesaretle ifade eden Sayın Akıncı değil, hiçbir koşulda Kıbrıs’ta çözüm niyeti taşımayan AKP-MHP diktatörlüğü ve Kuzey Kıbrıs’taki yerli iş birlikçilerinin saldırgan tutumlarıdır.  Hakarete varan söylemlerle Cumhurbaşkanı Akıncı’ya saldırmayı görev edinmiş kesimlere hakaretlerini aynen iade ederiz” dedi.

Cumhurbaşkanı  Akıncı’ya yönelik  hakaret ve aşağılamaların nedeninin seçim sürecinde yıpratılmasını sağlamak olduğunu dile getiren İzcan, “Taksimcilerin yapmak istedikleri Cumhurbaşkanı Akıncı’yı devre dışı bırakmaktır” dedi.  

İzcan, Cumhurbaşkanlığı seçiminin, Kıbrıs’ta çözüm ve barışa engel olma amacı taşımakla suçladığı AKP-MHP hükümeti, Kuzey Kıbrıs’taki “yerli işbirlikçileri” ve çözüm yanlıları arasında geçeceğini savundu.

Editör: TE Bilisim