Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutlayarak, bu günün senede bir gün anımsanacak bir olay olmadığını belirtti ve kadınların olmadığı hiçbir mücadelenin kazanılamayacağını vurguladı.
Akıncı, hiçbir bilimsel zemini olmayan gerekçelerle kapıların kapatılmasına karşı çıkarak, kapıların açılması ve toplumlararası ilişkilerin gelişmesi için barışçı bir şekilde eylem yapan kişilere Rum Polisi tarafından biber gazı sıkılarak orantısız güç kullanılmasını kınadı ve “Bu insanlara biber gazı ile karşılık verilmez, ancak zeytin dalı uzatılır” dedi.    
Mağusa- Yeniboğaziçi-İskele İmar Planı konusunun bir çıkmaza sürüklendiğini, bunun da hem planlı gelişmenin olabilmesi, hem de tarihi ve kültürel değerlerin korunabilmesi açısından olumsuzluk yarattığını belirten Akıncı, korumanın hiçbirşey yapılmayacak anlamına gelmediğini kaydetti, gelişimi, hem toplumsal kalkınma olacak, hem de tarihsel, kültürel ve mimari servetleri koruyacak şekilde gerçekleştirmenin önemine vurgu yaptı. 
Cumhurbaşkanı ve Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Mustafa Akıncı’nın Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamaya göre, Akıncı, bölgesel toplantılarına dün gece Yeniboğaziçi’nde devam etti.
Akıncı, konuşmasında öncelikli olarak Rum tarafının tek yanlı olarak kapıları kapatma kararı ile Lokmacı’da yaşanan olaylara değindi.  
“BİBER GAZI DEĞİL, ZEYTİN DALI”
Yıllar önce LTB Başkanlığı döneminde Güney Lefkoşa Belediye Başkanı ile birlikte hazırlanan ve yayalaştırmayı içeren, Lokmacı kapısının açılmasını da öngören projede emeği olduğunu anımsatan Akıncı, yayalaştırmanın Arasta’dan sonra Asmaaltı sokağı ile devam ettirildiğini belirtti. 
Derinya ve Aplıç kapılarının da kendi dönemlerinde çok uzun uğraşlar sonucunda açıldığını anımsatan Akıncı, bu kadar emekle açılan kapıların hiçbir haklı ve bilimsel gerekçe ortaya konmadan kapatılmasının kabul edilemez olduğuna dikkat çekti.
Akıncı, uzmanların görüşü doğrultusunda bilimsel verilerin ortaya konması ve sınır kapılarında da önlem alınması gerekliliği ortaya çıkması halinde bunun mutlaka değerlendirileceğini, ancak bunun kararını uzmanların vereceğini kaydetti. İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesi’nin bugüne kadar yaptığı 3 toplantıda da kapılarda değil, hava ve deniz limanlarında önlem alınması gerekliliğini ortaya koyduğunu belirten Akıncı, “Toplumları birbirine karşı değil, bu adada yaşayan herkesi dışardan gelebilecek virüse karşı korumak gerekir” dedi. 
Bir hafta önce Kıbrıslı Rumların Lokmacı’da eylem yaparak tepkilerini ortaya koyduklarını, dün de katılımcıların çoğunluğu Kuzey’den olmak üzere ara bölgede barışçı bir protesto eylemi gerçekleştirildiğini kaydeden Akıncı şunları dile getirdi: 
“Rum Polisi eylemde biber gazı ve orantısız güç kullanmıştır. Böylesi barışçı bir protestoya karşı biber gazı kullanmak, kınanması gereken bir davranıştır ve ben de kınıyorum. Bu ülkede kapıları kapatmak artık kolay değildir, ortada hiçbir bilimsel veri yokken ‘ben kapattım’ demekle de kapanacak noktada hiç değildir. Kapıların kapatılmasına karşı çıkarak, kapların açılması ve toplumlararası ilişkilerin gelişmesi taleplerini barışçı bir şekilde ortaya koyan insanlara biber gazı ile karşılık verilmez, ancak zeytin dalı uzatılır.”  
“GENİŞ ÇAPLI BİR DEĞERLENDİRME YAPACAĞIZ”
Virüsün dünyadaki gelişmesine bakıldığında gerçekten tehlikeli bir dönemden geçildiğini, şu ana kadar ülkeye gelmemesinin, gelmeyeceği anlamına gelmediğini belirten Akıncı, “Bizler de gerekli hazırlık ve önlemleri almak zorundayız. Salı gün Cumhurbaşkanlığı’nda hükümet ve sağlıkla ilgili kuruluşların yetkilileri ile birlikte, bu tehdide karşı çalışmaların ne düzeyde olduğunu, alınması gerekli önlemleri, baş göstermesi halinde karantinanın nasıl sağlanacağını konuşacağız” dedi. 
Akıncı, vatandaşlara bir süre kucaklaşma ve öpüşmelerden uzak durarak, ellerin sık sık yıkanması tavsiyesinde de bulundu.
“İMAR PLANI ÇIKMAZA SOKULDU”
Mağusa- Yeniboğaziçi-İskele İmar Planı konusunu da yakından takip ettiğini, bir mimar ve Lefkoşa İmar Planının hazırlanmasında emeği geçen biri olarak, planlamanın ne kadar önemli olduğunun bilinciyle konuyla ilgili toplantılar düzenlediğini belirten Akıncı, gelinen aşamanın tam bir çıkmaz olduğunu, daha önemlisi sorunun nasıl aşılacağının belli olmadığını kaydetti. 
En kötü planın plansızlıktan daha iyi olduğunu, ancak bunu kötü plan yapılsın anlamında değil, plansızlığın ve başı boşluğun yarattığı olumsuzluklara dikkat çekmek için vurguladığını belirten Akıncı, geçmişte kendi belediye başkanlığı döneminde 1984 yılında hazırlanan Lefkoşa İmar Planı raporunun yıllar sonra yine kendisinin Başbakan Yardımcılığı yaptığı dönemde 2001 yılında yaşama geçtiğini anımsattı.
İmar Planı yapılması kadar doğru şekilde uygulanmasının da önemli olduğunun altını çizen Akıncı, “Nasıl ki geçmişte Lefkoşa İmar Planının yaşam bulması nedeniyle Lefkoşa Suriçi’nde Büyük Han, Kumarcılar gibi birçok tarihi bina ve bölge kurtarıldı, bu bölgede de Salamis gibi tüm insanlığa ait değerleri kurtarabiliriz” dedi. 
Korumanın hiçbirşey yapılmayacak anlamına gelmediğini, bu yanlışa düşülmemesi gerektiğini belirten Akıncı, gelişimi, hem toplumsal kalkınma olacak, hem de tarihsel, kültürel ve mimari servetlerimizi koruyacak şekilde sağlamanın mümkün olduğunu kaydetti. 
Akıncı, bu ve benzeri konularla ilgili Cumhurbaşkanı’nın görevinin uyarı, öneri ve rehberlik yapmak, Anayasal bir sorun varsa Anayasa Mahkemesine taşımak ve kamuoyunu bilgilendirmek olduğunu belirtti. 
Seçim döneminde bazı adayların Cumhurbaşkanı sanki da hükümetmiş gibi kendisine yönelik eleştiride, topluma yönelik de vaatlerde bulunduklarını anımsatan Akıncı, bu kişilerin hükümet görevinde bulunduklarına dikkat çekti ve “Yetki elinizdeyken, bu işleri bu kadar zaman niye yapmadınız?” diye sordu.  
“KADINLARIN OLMADIĞI HİÇBİR MÜCADELE KAZANILAMAZ”
Konuşmasında 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününe de değinen Akıncı, tüm emekçi kadınların gününü kutladı, bu günün senede bir gün anımsanacak bir olay olmadığını vurguladı. 
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği konusunun içselleştirilmesi gerektiği bilinciyle iki toplumlu bir komite oluşturarak ciddi çalışmalar yürüttüklerini belirten Akıncı, gelecekte Federal yapı içinde kadın-erkek eşitliğinin nasıl gözetileceğini de belirlemek hedefini gözettiklerini söyledi. 
Akıncı, sözlerini “Kadınların yaşadığı haksızlık, adaletsizlik ve mağduriyetin daha fazla farkına varalım, onların birlikte mücadele alanında oynayabilecekleri rollerin daha çok farkına varalım ve dayanışma içinde bu yolculuğu birlikte yürüyelim, unutulmasın ki kadınların olmadığı hiçbir mücadele kazanılamaz” diyerek tamamladı. 

Editör: TE Bilisim