ayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan, trafikte toplumsal seferberlik başlatmak için çalıştıklarını açıkladı.
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, güncel konuşmalarla devam ediyor.
ARIKLI: “JENERATÖR İHALESİNDE ÇOK CİDDİ LOBİ VAR”
YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, “Kıb-Tek Jeneratör İhalesinde Yeni Gelişmeler” konusunda yaptığı güncel konuşmada, yeni jeneratör alımı konusunda hükümete baskı oluşturulduğunu savunarak, bir ada ülkesi olan Malta’daki jeneratör ihalesini sürecine ilişkin bilgi ve örnek verdi.
Jeneratör ihalesinde çok ciddi lobi olduğunu ve bunlardan etkilenildiğini savunan Arıklı, konu hakkında Güney Kıbrıs’taki süreci de araştırdığını anlattı.
Türkiye’den kabloyla elektrik getirilmesini fizibil (yapılabilir) bulmayan bir kesim olduğunu ifade eden Arıklı, bu konuda eleştirilerde bulundu ve Güney Kıbrıs’tan örnekler verdi.
AKSA’da devreye koyulmayı bekleyen iki tane jeneratör bulunduğunu, ancak bunun alım garantisi olmadan ülkeye sokulacağını ifade eden Arıklı, eğer bu doğruysa AKSA’nın 2024 yılında bitecek sözleşmesinin de uzatılacağını söyledi.
Kapalı kapılar ardında bir takım anlaşmalar yapılırsa çok ciddi sıkıntılar yaşanacağına işaret eden Arıklı, yapılanların şeffaflıkla yapılmasını istedi.
NAMİ: “AKSA SÖZLEŞMESİNİN UZATILMASI İÇİN BİR ÇALIŞMAMIZ YOK”
Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami cevabi konuşmasında, yaptığı araştırmalar nedeniyle Arıklı’yı tebrik etti.
Her ülkenin kendi koşullarının, kendilerine has olduğunu ifade eden Nami, kablo projesi üzerinde çalıştıklarını ve sonuca gitmek için çaba gösterdiklerini kaydetti.
Mevcut santrallerde filtre konusunun çok maliyetli olduğunu, gaz veya kabloyla elektrik gelirse maliyetlerin düşürülebileceğini ifade eden Nami, Türkiye’de Botaş’la bir görüşme gerçekleştirildiklerini anlattı.
Konu hakkında yapılan diğer çalışmalara da değinen Nami, “AKSA’nın 2024’e sona erecek olan bir sözleşmesi var, onun uzatılmasına ilişkin herhangi bir çalışmamız yoktur” dedi.
Temiz, ucuz ve istikrarlı bir enerji arzını sağlamak için çalıştıklarını ifade eden Nami, daha verimli jeneratörle çalışılması için uluslararası bir ihale sürecinin gündemde olduğunu hatırlattı.
Çoklu tarife konusunda Kıb-Tek ile son toplantının yapıldığını, kısa bir süre sonra ise bu konun kamuoyuyla paylaşılacağını ifade eden Nami, Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesi konusunda, Türkiye’deki muhatapları ile sürekli iletişim içinde olduklarını ve kendilerinin buna hazır olduğunu, bu konunun kendileri için büyük önem taşıdığını yineledi.
TÖRE: “DOĞAL GAZLA ADANIN ÖNEMİ ARTTI”
Meclis Başkan Yardımcısı ve UBP Milletvekili Zorlu Töre, “Kıbrıs Adası Etrafında ve Doğu Akdeniz’deki Gelişmeler” konusunda yaptığı konuşmada, Kıbrıs’ın, etrafında doğal gaz ve çok ciddi enerji rezervlerinin ortaya çıkması ardından öneminin de arttığını kaydetti.
Kıbrıs’ta 1974 öncesinde yaşananlara değinen Töre, Kıbrıs adası etrafındaki doğal gazın ortaya çıkması ardından emperyalist güçlerin bu bölgede faaliyetlerini arttırma eğiliminde olduklarını söyledi.
Töre, Rum tarafının bu bölgede tek taraflı adımlar attığını, anlaşmalar imzaladığını, bu yüzden KKTC’nin de Türkiye ile daha derin anlaşmalar yapması gerektiğini söyledi.
Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesinin de bu açıdan önemli olduğunu belirten Töre, ayrıca KKTC temsilcilikleri ağının Türkiye Büyükelçiliklerinden yararlanılarak artırılabileceğini ve buralarda KKTC Temsilcilik Masası oluşturulabileceğini kaydetti.
Töre, bu konuya Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın karşı çıktığını savunarak, bunu eleştirdi.
Fransa’nın Kıbrıs’a askeri filo kurma çabasına karşı açıklama yapılmadığını, Rum tarafında yapılacak AP seçimleri ve KKTC’de seçime yönelik yapılan çalışmalar ile BRT programlarını da eleştiren Töre, Kıbrıs Türk halkının gündemine bunları getirmenin asli görevleri olduğunu söyledi, bu tekerin böyle gitmeyeceğini mutlaka tersine döneceğini ifade etti ve BRT’nin yeniden Mücahidin sesi olacağını kaydetti.
CANALTAY: “CEP TELEFONLARI ALKOL VE SÜRATTEN DAHA BÜYÜK KATİL HALİNE GELDİ”
UBP Milletvekili Resmiye Canaltay da “Trafik ve Kadın” konulu konuşma yaptı. Canaltay, trafik kazalarının ailelere ne kadar acı verdiğini son kazalarda kaybedilen 3 kadın ölümüyle daha da derinden gördüklerini belirterek, cep telefonlarını “katil balina”lara benzetti, cep telefonlarının alkolden ve süratten daha büyük katil haline geldiğini kaydetti.
Yollardaki hatalar ve bozuklukların da trafik kazalarına sebep olduğunu ifade eden Canaltay, trafikle ilgili geniş bilimsel araştırma yapılması, yolların AB yasalarına göre düzenlenmesi ve eğitime önem verilmesinin şart olduğunu vurguladı.
Toplu taşımacılığa da önem verilmesinin gerekliliğine işaret eden Canaltay, ehliyet ve ehliyet müfettişi konularına da önem verilmesini istedi. Trafik kazalarının artık cinayet olduğunu ifade eden Canaltay, artık önlem alınması ve herkesin trafikte duyarlı olması gerektiğini vurguladı.
Canaltay, ülkede kaldırım, yol, yaya geçidi, aydınlatma, ağaçlandırma gibi konuşlara önem verilmesi ve insanların can ve yol güvenliğinin sağlanması gerekliliğine işaret etti. Ağır yük, çöp, moloz taşıyan kamyonlara önlem alınması gerektiğini de ifade eden Canaltay, yollarda her yerde kimseyi umursamadan durup yolcu indirip bindiren taksi, otobüs, minibüslere de çare bulunması gerektiğini ifade ederek, “Hepimiz trafik canavarıyız, hepimiz cep telefonunda konuşuyoruz, artık dur demeliyiz” dedi.
ATAKAN: “SON DÖNEMDE YEGANE SEBEP CEP TELEFONLARI”
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan da, Canaltay’a teşekkür ederek, özellikle son dönemde yaşanan çarpışmaların yegane sebebinin cep telefonları olduğunu ifade etti. 90 kazanın olduğu bir haftada 3 kişinin yaşamını yitirdiğini, kaza nedenleri ve polisin kestiği cezaların cep telefonuyla konuşma, sürat ve dikkatsizlik olduğunu ifade eden Atakan, bu konuda toplumsal seferberlik başlatılması gerektiğini, sadece denetimle düzelme olamayacağını kaydetti.
“TOPLUMSAL SEFERBERLİK BAŞLATMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Bakanlık olarak bu konuda toplumsal seferberlik başlatmak için çalıştıklarını, bunun yanında bilimsel çalışma yapıldığını, ayrıca istatistiki bilgilerin değerlendirildiğini anlatan Atakan, eğitime de önem verdiklerini, okullardan eğitime başladıklarını, ancak her bir bireyin birbirini denetlemesinin de önemine dikkat çekti.
Atakan, sürüş ehliyet sınavlarının şehir içinde yapıldığını, belli bir eğitim saatini tamamladıktan sonra kişilere bu sınavların yapıldığını ifade ederek, sınavın Şehit Ertuğrul İlkokulu önünde yapılmadığını kaydetti. Atakan, ehliyet sınavları, suçları ve alınacak önlemler hakkında bilgi vererek, trafikte hata yapan, sürekli ceza alan, trafik kurallarına uymayan kişilerin ehliyetlerinin alınması, yeniden prosedür uygulanması gibi önlemler alınacağına işaret etti.
Atakan, yollardaki bozuklukların hava şartlarından ve yıllardır bakım yapılmamasından kaynaklandığını, şu anda ciddi müdahale yapamadıklarını, yaptıklarının da yeniden bozulduğunu belirterek, havaların düzelmesinin ardından yollara gerekli bakımların yapılacağını söyledi.
Trafikte sağ- sol kullanım için ehliyette eğitim verilmesi, trafik polislerinin denetimi, araç muayene denetimleri gibi konularda yeni düzenlemeler yapılacağını belirten Atakan, yaya geçitlerine de gereken önemi vereceklerini kaydetti.
OĞUZ: “HAYVANCILARIN İSYANINA KULAK VERİLMELİ”
UBP Milletvekili Dursun Oğuz da “Tarım ve Hayvancılık” konularında konuştu. Oğuz, konuşmasının başında hayatını kaybeden eski UBP Genel Başkanı İrsen Küçük’ü anarak, ailesine sabır ve başsağlığı diledi.
Oğuz, ülkede turizm ve eğitimin ardından tarım sektörünün en büyük sektör olduğunu ve suyun ziraatta kullanılmaya başlamasıyla da daha da büyüyeceğine inanç belirterek, tarım ve hayvancılık sektörüne daha fazla önem ve ilgi gösterilmesi gerekliliğine değindi.
Oğuz, hayvancıların eylemine değinerek, hayvancıların isyanına kulak verilmesi gerektiğini, ayrıca hayvancılık ile ilgili plan ve programların hızlandırılmasını, yerleşim yerlerinden uzakta bu faaliyetlerin yapılması gerektiğini kaydetti.
Dursun Oğuz, hayvancılık sektöründe sıkıntıların arttığını, küçükbaş hayvan sayısının düşmemesi gerektiğini ifade ederek, ülkede hayvancılıkla ilgili hedefin planlamanın ne olduğunu sordu.
Toprak Ürünleri Kurumu ve Süt Ürünleri Kurumu’na da önem verilmesinin üretici ve halkı koruyacağını ifade eden Oğuz, özellikle tohum konusunda stokların bu yıl gerçekleşen yağışlara da bakılarak yapılmasının önem taşıdığına işaret etti.
ŞAHALİ: “POLİS SADECE EVRAK KONTROLÜ YAPTI”
Oğuz’u yanıtlamak üzere kürsüye gelen Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali de, İrsen Küçük’ün vefatından duyduğu derin üzüntüyü dile getirdi, ailesine başsağlığı diledi.
Şahali, hayvancıların eyleminin engellenmediğini, demokratik bir şekilde eylemin yapıldığını ancak başarısız olduğunu, araçların evrakları tamam olmadığı için trafiğe çıkamadıklarını söyledi.
Tarımsal üretim araçlarının yol ruhsatları ve sigortalarında eksiklik bulunduğu için araçların yola çıkamadığını, polisin sadece evrak kontrolü yaptığını, hiçbir aracın men edilmediğini ifade eden Şahali, eylemin süt konusu ve gelir desteği kalemlerine karşı yapıldığını ifade ederek, hayvancılıkta, gerçekten bu işi yapanın, gerçekten sadece bu işten gelir sağlayan kişilerin desteklerden yararlanması için yeniden şekillenmenin şart olduğunu kaydetti.
Şahali, işin verimliliği, kalitesi için de çalışma yapıldığını, işletmelerin belirlenmesi için de ayrı çalışmalar yapıldığını anlatarak, küçük işletmelerin ve aynı bölgede bulunan işletmelerin kooperatifleşmeye önem verilmesinin gerekliliğine değindi.
Eylemin ardından devletin ödemelerle ilgili yaptığı girişimler ve attığı adımları anlatan Şahali, attıkları adımın doğru adım olduğunu, bu yönde atılacak adımların gerekliliğine değindi, siyaset düşünerek bir adım atmadıklarını, hakikat üzerinden gittiklerini söyledi.
“TÜM SEKTÖRLERE EŞİT ÖNEM VE DESTEK VERMELİYİZ”
Erkut Şahali, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık yanında seracılık, narenciye, arıcılık gibi tüm tarım sektörüne destek verdiklerini ve tarım sektörü yenilenirken tüm sektörlere eşit önemin ve desteğin verilmesine önem verdiklerini vurguladı.
Tarım sektörü ve hayvancılığa verdikleri destekleri anımsatan Şahali, geleceğe yönelik hükümetin tarım ve hayvancılık sektörü için plan ve düşüncelerini anlattı.
Hellim konusunda da küçükbaş hayvancılık, hayvan varlığının artırılması ve hastalıkların önlenmesi için de çalışmaları olduğunu ifade eden Şahali, bu konuda karar verme aşamasında olduklarını kaydetti. Hellimin coğrafi tescili konusunda da gerekli girişimlerin sürdüğünü ifade eden Şahali, pazarlama arayışı, hayvan varlığının artırılması ve kalite artırılması çalışmalarının sürdüğünü vurguladı.
Şahali, sano desteğinin de süreceğini, tohumluk için gerekli girişimlerin sürdüğünü, ülkede en verimli dönemin yaşanmasını beklediklerini, rekoltenin 65 bin tondan 85 tona çıkmasını beklediklerini ifade ederek, bu bereketin sürmesini temenni etti.
Akaryakıt desteği, doğrudan gelir desteği çalışmalarının sürdüğünü, kuru tarımda kuraklık ile ilgili Genel Tarım Sigortası Fonu ödeme şekilleri ve beyanları hakkında bilgi veren Şahali, ödememelerin zamanında yapılması için zamanında beyanın da önemli olduğunu kaydetti.
KURAKLIK BEYANI İÇİN BİR GÜNLÜK SÜRE
Tarım Bakanı Şahali, önümüzdeki Perşembe günü kuraklık tazminatından yararlanamayanların yararlanabilmesi için son bir gün beyan süresi vereceklerini söyledi.
Dursun Oğuz da yeniden söz alarak, üreticilerin sokağa çıkmasını hiçbir zaman istemediklerini ifade ederek, tarım sektöründe Şahali’nin bu kadar olumlu söylemine karşın üreticinin neden sokakta olduğunu anlayamadığını söyledi.
ZAROĞLU: “RUMLARIN ARKASINDA AB VAR… GAZ KONUSU FİYASKO”
Daha sonra kürsüye gelen YDP Milletvekili Bertan Zaroğlu “Siyasi Gündem” konulu konuşma yaptı. Zaroğlu, Rum tarafında bulunduğu iddia edilen gaz yatağı konusuna değinerek, Rumların Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’yi devre dışı bırakarak adım atmaya çalıştığını, arkasında da AB olduğunu kaydetti.
Zaroğlu, AB’nin Rusya’ya bağlı bir enerji ve gaz bağımlılığı olduğunu, bundan kurtulmak için de çare aradığını anlattı. Zaroğlu, gaz konusundaki çalışmalar ve AB’nin hedeflerini anlatarak, AB’nin üyesi olan Kıbrıs’tan gaz ve petrol çıkararak maliyetlerini düşürmek ve ihtiyaçlarını karşılamak istediğini, İsrail, Mısır, Yunanistan ve Kıbrıs’ın güneyinin anlaşmalar imzalamasını sağladığını anlattı.
Bertan Zaroğlu, Güney Kıbrıs’ın kazdığı kuyulardan ve yataklardan elde etmesi muhtemel gelir ve giderleri değerlendirdi, rakamlar üzerinden bilgi verdi, olabilecek gelir gider senaryolarını anlattı. Bilimsel verilere bakıldığında ülkede “hayal dünyasında” yaşayan kişililerin olduğunu savunan Zaroğlu, gaz konusunun “fiyasko” olduğunu söyledi.
BEROVA: “KARŞI SÖYLEM ÜRETENLER BUNDAN UZAK DURMALI”
UBP milletvekili Özdemir Berova, “Yüksek Öğrenim ve İskele bölgesinde üniversite kurulması” konusunda konuşma yaptı. Berova, yükseköğretim alanında eğitim öğretim ARGE ve topluma hizmetin ilk üç sırada olduğunu belirterek, ülkede eğitim alanının önemine vurgu yaptı, buna karşı söylem üretenlerin bundan uzak durması gerektiğini söyledi.
Berova, eğitimde kalitenin önemine işaret ederek, ilgili bakanın oturumda bulunmamasını eleştirdi.
Berova, Başbakan’ın bir televizyon programında üniversitelerin kalitesine yönelik açıklamalarını eleştirerek, icraatın başındaki kişinin bu söyleminin içini doldurması gerektiğini, üniversiteleri töhmet altında bıraktığını kaydetti.
Yükseköğretim kurumlarının denetlenmesi konusuna değinen Berova, ülkede dış denetimin ana yüklenicisinin YÖDAK olduğunu, denetimlerin başladığını ve kalite değerlendirmesi açısından önemli olduğunu dile getirdi.
Üniversitelerin iç denetim mekanizmalarını da güçlendirilmesi gerektiğini söyleyen Berova, hükümetin de buna destek vermesi gerektiğine işaret etti.
İskele bölgesinde DAÜ’nün kampüs kurması için devletin DAÜ’ye kaynak aktarması ve projenin hayata geçirilmesi konusunda öncü rol biçmesi gerektiğini dile getiren Berova, ancak devletin bütçe kısıtlamasına gittiğini, bunun planlamasının yapılmasına ihtiyaç olduğunu belirtti.