Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda güncel konuşmalar yapılıyor.

UBP Milletvekili Faiz Sucuoğlu, “Çevre Sorunları” hakkında konuşma yaptı.

Sucuoğlu, çevre sorunlarının turizmi olumsuz etkilediğini belirtti.

Genel bütçe rakamlarına değinen Sucuoğlu, Çevre Dairesi’ne bütçe içinde ayrılan oranın binde bir olduğunu söyledi.

Çevrenin önemine işaret eden Sucuoğlu, egzoz emisyon ölçümlerinin yapılamadığını, çöp alanlarının rehabilite edilmesi projesinde bütçe ayrılmadığını belirtti.

Sucuoğlu, taş ocakları felaketinin çözüm beklediğini, atık atılmasının önlenemediğini, tabela ve sis kirliliğine çözüm bulunamadığını, elektrik santrallarına filtre takılmadığını söyleyerek, Girne Antik Limanı’nda da çevre kirliliğinin had safhada olduğunu belirtti.

Sucuoğlu, bu sorunların geçmişten günümüze devam ettiğini kaydetti. 

36 taş ocağının aktif olduğunu dile getiren Sucuoğlu, taş ocaklarının çevre ve insan sağlığına zarar verdiğini söyledi.

Sucuoğlu, ocakların sayısının azaltılması, çevreye duyarlı hale getirilmesi gerektiğini belirterek, Maden ve Taş Ocakları Yasası’nın oldukça eski bir yasa olduğunu kaydetti.

ATAOĞLU

Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Çevre Dairesi olarak, taş ocaklarının sadece rehabilitesi konusuna baktıklarını söyledi.

okullarda çevre dersi okutularak, çevre bilincinin arttırılmaya çalışıldığını söyleyen Ataoğlu, atık pil kutularının her yere dağıtıldığını anlattı.

Egzoz emisyon kontrollerinin tüm ilçelerde, her hafta yapıldığını ve basın ile paylaşıldığını ifade eden Bakan Ataoğlu, tehlikeli atık konusunda tehlikeli atık yakma tesisi kurulacağını, bu konudaki çalışmaların tamamlandığını kaydetti.

Ataoğlu,turizm adası olan ülkede en büyük sıkıntının çevre olduğunu bildiklerini, çevre ile ilgili cezaların yükseltilerek, caydırıcılık sağlanması için çalışacaklarını belirtti.

Ataoğlu, katı atıkların nasıl enerjiye dönüştürülebileceği konusunda çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi.

OĞUZ

UBP Milletvekili Dursun Oğuz, Sanayi Bölgeleri hakkında yaptığı güncel konuşmada, sanayinin hiç sorunu yokmuş gibi lanse edildiğini ve sanayi konusunun hiç ele alınmadığını söyledi.

Oğuz, ülkede 4 ilçede sanayi bölgesi bulunduğunu söyledi. 

Elektriğin maliyetinin artmasının sanayiciyi de çok etkilediğine işaret eden Oğuz, ülkede toplam 18 sanayi bölgesi oluşturulduğunu, ancak bunların sadece 15’inin işlevsel olduğunu aktardı.

Organize sanayi bölgelerinin ciddi bir istihdam alanı yarattığına dikkat çeken Oğuz, bu kadar büyük bir alanda devletin de üzerine düşen yükümlülükleri olduğunu, bunların yerine getirilmesi gerektiğini vurguladı.

Her yıl bu sanayi bölgelerinden bir gelir elde edildiğini ifade eden Oğuz, bu konuda bilgiler aktardı.

Bu ülkede artık bir sistem kurulması gerektiğine işaret eden Oğuz, sanayi bölgelerinde özellikle Gazimağusa’da alt ve üst yapıların tamamlanamadığını kaydetti.

“Sanayi bölgeleri sahipsiz, kaderine terk edilmiş” diyen Dursun Oğuz, “Sanayi Dairesi nerede, ne yapıyor” diye sordu.

NAMİ

Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami, Dursun oğuz’un dile getirdiği sıkıntıların gerçek olduğunu belirterek, Sanayi Bölgeleri’nden toplanan kiraların Maliye’ye gittiğini ve bütçe yapılırken, bu paraların bütçeye dağıtıldığını ve çok küçük bir miktarının Sanayi Bölgeleri’nin ihtiyaçları için ayrılabildiğini kaydetti.

Sanayi bölgelerinde bir çok kaçak yapı sorunu da bulunduğunu belirten Bakan Nami, bu konuda 16 tane soruşturma memurunu eğittiklerini ve ilk olarak Lefkoşa Sanayi Bölgesi’nin denetlenerek, kurallara uymayanlara 17 tane ceza yazıldığını anlattı.

Gazimağusa Sanayi Bölgesi’nin durumun gerçekten kötü olduğunu, ilk aşamada sadece çukurların kapatılması için 700 bin TL’lik bir kaynağa ihtiyaç olduğunu anlatan Bakan Nami, imkanlar dahilinde sanayi bölgeleri için sorunların üzerine gidilmeye çalışıldığını ve sanayi bölgelerinin kesinlikle sahipsiz olmadığını vurguladı.

Elektrik maliyetlerinin daha aşağıya çekilebilmesi için de çalışmaların devam ettiği vurgulayan Bakan Nami, yeni bir jeneratör alımı, enterkonnekte kablo konusunda çalışmaların devam ettiğini, sanayicilerin güneş enerjisinden faydalanabilmesi için teşviklerde bulunduklarını anlattı.

Nami, sanayi bölgesinde yaşanan sıkıntılar konusunda çalışmalar yaptıkların ve yapmaya devam edeceklerini söyledi.

TATAR

UBP Genel Başkanı Ersin Tatar ise, son ekonomik gelişmeler konusunda yaptığı konuşmada, bugünkü konuşmasını KKTC rekabet edilebilirlik raporunu ele almak için yaptığını belirterek, raporda, doğru işler yapıldığında, güzel işlerin yapılabileceğini gösterdiğini söyledi.

İnsan kaynakları konusuna işaret eden Tatar, “Bizim ülkemizin en önemli sermayesi insan kalitesidir” dedi.

Rapor hakkında ayrıntılı bilgi veren Tatar, ülkede terörizmin bulunmamasının da raporda yer aldığına dikkat çekti.

Ülkenin milli gelirinin nasıl arttırılabileceği konusunda da bilgiler veren Ersin Tatar, kendimizi iyi yönetebilirsek, kamu maliyesini doğru yönetebilirsek ve doğru yatırımları doğru yerlere yapabilirsek, ülkede güzel şeylerin olabileceğinin raporda sıralandığını kaydetti.

Raporda doğru kurgulanırsa KKTC’nin ekonominin verimliliğinin artabileceğinden bahsedildiğine dikkat çeken Tatar, ekonominin, büyütülmesi, kayıt altına alınması, gelirlerin arttırılması reformların hayata geçirilmesi gerektiğini aktardı.

Rekabet edilebilirliğin önemine de işaret eden Tatar, enerji, maliyetlerinin de çok önemli olduğunu belirtti.

Ara eleman konusuna da değinen Tatar, eğitim konusunun da artık ele alınması gerektiğini vurguladı.

NAMİ

Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami de, ekonomik vizyonla ilgili benzer düşüncelere sahip olduklarını ve büyük manzara konusunda Tatar ile aynı fikirde olmanın kendisini  mutlu ettiğini söyledi.

Kişi başına düşen milli gelirin değil, yaşam kalitesinin atmasına önem verilmesi gerektiğini söyleyen Nami, artık katma değeri daha yüksek şeylerin üretilmesinin önemli olduğunu vurguladı.

Türkiye ile olan özel ilişki durumuna dikkat edilmesi gerektiğini de vurgulayan Nami, hem makro hem mikro ekonominin yan yana geliştirilmesi gerektiğini, bu başarının elde edilebileceğini dile getirdi.

GÜNDÜZ

UBP Milletvekili Menteş Gündüz de, Balıkçılık ve balıkçı barınakları ile ilgili yaptığı güncel konuşmasında, son dönemde yapılan zamlarla restoranlarda artık balık yemenin mümkün olmadığına işaret ederek, bir ada ülkesinde balık yenilemediğini söyledi. 

Denizlerin kirlenmesi konusuna değinen Gündüz, denetimlerin yasal ve teknik boyutta yapılamadığını, avlanmanın yasak olduğu dönemlerde yurt dışından tekne ve gır gırların geldiğini ve yasak avlanabildiğini söyledi.

Gündüz bunların da denetlenemediğine işaret ederek, denetimleri yapacak mekanizmaların olup olmadığını sordu.  

Bu işten ekmek yiyen profesyonel  balıkçıların Hayvancılık Dairesi’ne kayıt yapması, hobi olarak yapanların ise Limanlar Dairesi’ne kaydolması gerektiğini ifade eden Gündüz, kaçağın önlenmesi ve kiminle mücadele edileceğinin bilinmesi için tüzük yapılması gerektiğini vurguladı.

Gündüz, “Açık deniz balıkçılığını özendirmek istiyorsak ya mevcut balıkçı barınaklarını geliştireceğiz veya yeni balıkçı barınakları yapılmasını sağlayacağız” dedi.

Balıkçıların kendi kaderine terk edilmiş bir sektör olarak hayatlarını devam ettirmeye çalıştıklarını vurgulayan Gündüz, balıkçılara verilen mazot desteği konusundaki kriterlerin ne olduğunu öğrenmek istediğini söyledi.

Balıkçılık konusunda, gerek yasal gerekse destek boyutlarında ciddi atılım yapılması gerektiğini ifade eden Gündüz, balon balıklarının yarattığı tehlikelere de değindi. Gündüz, bu balıkların denizlerden toplatılması konusunda teşvik yapılıp yapılmayacağını sordu.

Gündüz, balıkçılığın yaşaması için, su ürünleri birimi yoksa, bunun kurularak çalışması gerektiğini, balıkçılığın kooperatifleşmesi gerektiğini kaydetti.

ŞAHALİ

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali de, balıkçılığın öncelikle gündeme alınması gereken en önemli konu olduğunu ancak uzun süredir ihmale uğradığını söyledi.

Şahali, hükümette kim olursa olsun bu konunun öncelikli ekonomik uğraş olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Balıkçı barınakları ve limanlarda ciddi yatırım eksikliği olduğunu dile getiren Şahali, ihtiyaç duyulan alt yapı yatırımlarıyla ile ilgili ihmal yaşandığı aktardı.

Şahali, balıkçılığın geliştirilmesi konusunda geç kalındığını belirterek, balıkçılığın ekonomik bir alan, öncelikli uğraş alanı olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Balıkçılığın daha sürdürülebilir hale getirilmesi için limanların ciddi eksiklikleri bulunduğuna dikkat çeken Şahali, doğrudan gelir desteğinden sadece kayıtlı profesyonel balıkçıların yararlanabildiğini aktardı.

Şahali, amatör ve profesyonel balıkçılığın geliştirilmrsi ve kaçak balıkçılığın önlenebilmesi için ciddi bir denetim mekanizmasının oluşturulması gerektiğini, ancak bu konuda maalesef ciddi bir zafiyetleri olduğunu kaydetti.

Hayvancılık Dairesi’nde çok kısıtlı olmasına rağmen iyi çalışan bir Su Ürünleri Birimi bulunduğunu anlatan Şahali, birim hakkında bilgiler verdi.

Barınaklar arasında Yedidalga, Gemikonağı, Karaoğlanoğlu ve Mağusa’da yıkılan rıhtım hakkındaki çalışmaların öncelikli konuları olduğunu ifade eden Bakan Şahali, balon balığı mücadelesi konusundaki destek ödemesinin devam ettiğini, ancak geçmişte kuyruk sayısına bağlı yapılan ödemelerde balıkçılarla mutabakata varılarak bir düzenlemeye gidildiğini anlattı.

Balıkçı barınaklarının geliştirilmesinin devlet politikası olarak belirlenmesi ve uygulanması gerektiğini ifade eden Şahali, kendilerinin de bu doğrultuda hareket ettiğini söyledi.

ZAROĞLU

YDP Milletvekili Bertan Zaroğlu da, ülkedeki yolsuzluklar konusunda yaptığı konuşmada, “Dün yaşanan tatsız olayın, kamuoyuna çarpıtılarak aktarıldığını” belirtti.

Bugün basında yer alan bazı haberlerden örnekler vererek bunların yalan olduğunu savunan Zaroğlu, başka mecralarda yapılan konuşmalardan birleştirilerek haberler yapıldığını söyledi.

Milletvekillerinin ise konuyu farklı şekilde gündeme getirdiğini ifade eden Zaroğlu, trafik suçu ile ilgili uygulanan cezaya itirazı olmadığını söyledi.

Zaroğlu, “Oradaki mesele, benim adıma kayıtlı aracın anahtarının bana verilmemesiydi” dedi.

Zaroğlu, “Polis memuru Bertan Zaroğlu’nu değil, bir milletvekilini rencide etmeye çalıştı” diyerek, “dokunulmazlığın arkasına saklanmanın onurlu bir davranış olmadığını” söyledi.

Polisin cezasına hiçbir itirazının olmadığını, polis memurlarının elini sıkıp cezayı yazıp yazmadıklarını sorduğunu söyleyen Zaroğlu, bunun da kamera kayıtlarında olduğunu kaydetti.

Zaroğlu şöyle konuştu:

“YDP olarak burada hodri meydan diyorum, dokunulmazlıkları kaldıralım da kimin arkasından neler çıkacak görelim. Bu araba 13 Nisan tarihinde bizzat tarafımdan gidilip almak kaydıyla kiralandı. Kamera kayıtları vardır. Söylediklerimin yanlış çıkması halinde, milletvekilliğinden istifa edeceğimi bu kürsüden duyururum.”

KKTC tarihinde en büyük yolsuzluklara bir bakanın imza attığını savunan Zaroğlu, bundan böyle bu kişiye “rantiye bakan” olarak hitap edeceğini söyledi.

Yolsuzluklar hakkında milletvekillerine bazı belgeler göstererek, örnekler veren Zaroğlu, bu kişinin yolsuzlukların üzerine gidileceğini söyleyen hükümetin ortaklarından Serdar Denktaş olduğunu savundu.

Yapılan yolsuzlukları kimsenin yanına bırakmayacaklarını söyleyen Zaroğlu, üzerlerine düşen görevleri yerine getireceklerini kaydetti.

Yerinden söz alan CTP Milletvekili Asım Akansoy da, Zaroğlu’nun iddialarının meclisin çalışma düzenini bozduğunu söyleyerek, iddiaların doğruluğu kesinleşmeden bunları bu kürsüde konuşmanın doğru olmadığı söyledi. Akansoy, “Eğer cesaretiniz varsa bu dosyaları mahkemeye götürüp, burada popülizm yapmayınız” dedi.

Akansoy, Zaroğlu’nun sosyal medyada yaptığı paylaşımı da göstererek, eleştirilerde bulundu. Bu sırada CTP’li milletvekilleri ile YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı arasında sözlü tartışmalar yaşandı.    

Yeniden söz alan Bertan Zaroğlu da cesaretlerinden kimsenin şüphesi olmaması gerektiğini belirterek, Akansoy’un bahsettiği paylaşıma da değindi ve bu tür paylaşımların sahte facebook hesabı üzerinden yapılabileceğini, bu üslubun doğru olmadığını vurguladı.

Editör: TE Bilisim