Bağımsızlık Yolu, “mücadele çağrısı” olarak lanse ettiği “Muhalefet Programı”nı açıkladı. 
Bağımsızlık Yolu’ndan verilen bilgiye göre, Bağımsızlık Yolu, Merkez Lefkoşa’da dün gerçekleştirdiği basın buluşmasında, parti üyelerinin geniş katılımıyla düzenlenen çalıştay sonucu oluşturduğu parti programını “Muhalefet Programı” adı altında kamuoyu ile paylaştı.
Toplantıda, “Çalışma Yaşamı”, “Sosyal Hizmetler”, “Ekonomi”, “Tarım ve Hayvancılık”, “Ekoloji”, “İçişleri”, “Ulaşım ve Haberleşme”, “Sağlık”, “Eğitim”, “Kültür”, “Sanat”, “Spor” ve “Kıbrıs Sorunu” gibi başlıklarından oluşan “Muhalefet Programı” çalıştayda görev alan sorumlular tarafından sunuldu.
Bağımsızlık Yolu Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu açılış konuşmasında, programın “neden muhalefet programı” olduğunu anlattı. 
Rahvancıoğlu, “muhalefet programı” derken iktidara talip olmadıklarını, çünkü bu ülkede hükümet olmanın “iktidar olmak” anlamına gelmediğini savundu. 
Rahvancıoğlu, muhalefet programının, halka “mücadeleyi büyütme” çağrısı olduğunu ifade ederek, “Bu program ‘biz hükümete gelip şunu yapacağız’ sözünü içermemektedir. Bu program, ‘biz bunların mücadelesini vereceğiz’; nerede olursak olalım, sokakta, mecliste, hükümette, mahkeme salonlarında aklınıza gelebilecek her yerde bu mücadele programını uygulamak için elimizdeki tüm araçları kullanacağımızın beyanıdır” dedi.
Açılış konuşmasından sonra Muhalefet Programı’nın içeriğine geçildi. Muhalefet Programı’ndaki ekonomi başlığını Mustafa Keleşzade sundu.
Keleşzade, “Bağımsızlık Yolu’nun ekonomiye bakışı bugüne kadar sürmekte olan neoliberal politikalardan emek eksenli politikalara geçilmesi yönündedir” dedi. 
Keleşzade, önemli olanın yerli üretimi artırmak olduğunu ama bunun da kişisel kar maksimizasyonu yerine kolektif üretimin teşvik edilmesi ve kooperatifciliğin yaygınlaştırılmasına vurgu yaptı. 
“Sosyal Hizmetler” ile ilgili başlığı Cansu N. Nazlı sundu. Nazlı konuşmasında, çocuklar ve gençlerin bakım ve eğitiminin devletin görevi olduğunu, kadın özgürleşmesi ve LGBTİ+ haklarını savunduklarını, yoksul, yaşlı, engelli ve bağımlı bireyler ile ilgili taleplerimizin programda detaylı bir şekilde yer aldığını söyledi. 
“Tarım ve Hayvancılık” ile ilgili programı anlatan Mustafa Erk, Bağımsızlık Yolu’nun tarım ve hayvancılık politikasının temelinde her bireyin sağlıklı besin maddeleri ihtiyacına ulaşması olduğunu söyledi.
Erk, tarım ve hayvancılıkta planlı bir üretim aşamasına geçmenin çok önemli olduğunu, ülkedeki tarım yapılabilir verimli arazilerin belirlenmesi ve bunların üretimi teşvik edici şekilde planlanması gerektiğini, en büyük sorunlardan birinin tarım arazilerinin imara açılmış olması olduğunu aktardı. 
Üreticinin kooperatifleşmesi gerektiğini savunan bir parti olduklarını dile getiren Erk, kooperatifciliğin yaygınlaşması gerektiğini dile getirdi. Erk, tarım ve hayvancılıkla ilgili bir müfredatın eğitimin içerisine yedirilmesi gerektiğini de vurguladı. 
“Ekoloji” başlığı altında konuşma yapan Nazen Şansal, ekoloji ve çevrenin çok önemli olduğunu, buna ayrıca değer verdiklerini çünkü ekolojinin, insanlığın hayatta kalabilmesi için özellikle bu içinde yaşadığımız çağda bir zorunluluk haline geldiğini söyledi. 
Ahmet Karakaşlı da, ülkede sağlık alanında pek çok problemin  olduğunu söyleyerek, bina, doktor ve hemşire sayısı eksikliğinin özellikle pandemi sürecinde gözle görülür bir şekilde ortaya çıktığını ifade etti. 
Emel Karagözlü Cicibaba ise, ülkede eğitim alanında yıllardır süregelen sıkıntılar olduğunu belirtti. Pandemi nedeniyle eğitim alanındaki sıkıntıların daha belirgin hale geldiğini söyleyen Cicibaba, kamusal ve özel eğitim arasında uçurum oluştuğunu ifade etti. 
Bağımsızlık Yolu’nun eğitim konusunu dokuz başlık altında ele aldığını belirten Cicibaba, bunların ücretsiz kamusal eğitim, planlı eğitim, yabancı öğrenciler, müfredat, ölçme ve değerlendirme, okul sporları, altyapı, taşımacılık ve haklar konularında olduğunu söyledi. Cicibaba, Bağımsızlık Yolu’nun ülkedeki her öğrencinin ücretsiz, planlı, kamusal, bilimsel, demokratik eğitim hakkı için mücadele edildiğini belirtti.
“İçişleri, Ulaşım ve Haberleşme” başlıklarını ele alan Cemre İpçiler, Bağımsızlık Yolu’nun halkın barınma hakkı için güvenli, ekolojik ve ekonomik sosyal konutların yapılmasını savunduğunu belirtti. 
İpçiler, nüfus politikaları, örgütlenme hakkı, dini inanışların yaşamdaki yeri ve kamu hizmetleri hakkında Bağımsızlık Yolu’nun görüşlerini anlattı. 
Ulaşım konusunda toplu taşımanın önemine dikkat çeken İpçiler, yolların altyapı eksiklikleri ile birlikte hem can hem de mal kaybına neden olan yapısal sorunların kökten çözülmesi gerektiğini söyledi. İpçiler, yol güvenliği, toplu taşıma, yaya ve bisiklet yolları, hava yolları, deniz yolları ve haberleşme hakları açısından Bağımsızlık Yolu’nun programını anlattı.
“Kültür, sanat ve spor” programını açıklayan Tahsin Oygar da, kültür, sanat ve spor maddesinin programa renk ve çeşitlilik olması anlamında değil, diğer bütün maddeler kadar önemli bir ihtiyaç olarak programda yer aldığını açıkladı. Oygar, Kıbrıs Türkçesi’nin eğitim müfredatına eklenmesini, bununla da kalmayıp sanatsal üretimlerde de kullanılmasını savunduklarını, kültürel yerel ürünler olan, lefkara, sesta, iskemle ve hellim gibi ürünlerin ilerideki kuşaklara aktarılması için eğitim sistemine entegre edilmesi gerektiğini söyledi. 
Hakan Tanıttıran ise, “Kıbrıs Sorunu” programıyla ilgili konuşmasında, Bağımsızlık Yolu’nun Kıbrıs sorununa yaklaşımını iki temel kriter üzerinden değerlendirdi ve bu kriterlerden bir tanesinin; “Kıbrıslı Türk halkının var olan meşru uluslararası bir zeminde tanınması” diğerinin de, “Kıbrıs’ı bir ada olarak birleştirme hedefine uygun olması” olduğunu kaydetti.