Başbakan Ersan Saner, Kıbrıs Türk tarafının Cenevre’de yapıcı bir tutum izlediğine dikkat çekerek, Cumhurbaşkanı Tatar’a teşekkür etti.

Dün TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’la görüştüğünü dile getiren Saner, bugün itibarı ile 330 milyon savunmaya, 100 milyon cari bütçeye katkı olmak üzere 430 milyon TL’lik bir kaynak aktarıldığını açıkladı.

Başbakan Saner, bugün yurda döndü. Saner’i Ercan Havalimanı’nda Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu, GKK Yardımcısı Tuğgeneral İbrahim Dağman ve Başbakanlık Müsteşarı Hüseyin Amcaoğlu’nun yanı sıra bazı yetkililer karşıladı.

Ercan’da basın toplantısı düzenleyen Başbakan Saner, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile birlikte  Cenevre’de yapılan 5+1 toplantılarına katılmalarının ardından bugün heyetleriyle ve siyasi parti başkanlarıyla birlikte yurda döndüklerini kaydetti.

“KIBRIS TÜRK TARAFI YAPICI BİR TUTUM İZLEDİ”

Cenevre’de oldukları süre içerisinde Kıbrıs’taki müzakerelerin yeniden nasıl başlayacağıyla ilgili Kıbrıs Türk tarafının yapıcı bir tutum izlediğini dile getiren Saner, Cumhurbaşkanı Tatar’ın ana oturumda Kıbrıs meselesinin bugüne kadar gelişindeki sürecini çok net bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı’nın federasyonun neden bir çözüm modeli olamayacağını ifade ettiğini belirten Saner, Tatar’ın sürecin farklı gelişmesi için kendi önerilerini ortaya koyduğunu dile getirdi.

“SADECE STATÜKOYU BESLİYOR”

Cumhurbaşkanı’nın Cenevre’deki görüşmelerde aynı şeyleri yaparak, bir sonuca ulaşılamayacağını çok net bir tavırla muhataplarına ilettiğine dikkat çeken Saner, Kıbrıs meselesinin bu şekilde çözümsüz bir noktada kalmasının sadece statükoyu beslediğini ve statükonun da her geçen gün adada yerleştiğini herkesin yaşayarak, gördüğünü söyledi.

Saner, “Bizler Kıbrıs Türk halkı olarak 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken en az Kıbrıslı Rumlar kadar egemen bir toplum olduğumuzu ve bundan asla geriye adım atmayacağımızı da Cenevre’de ortaya koyduk” vurgusu yaptı.

Cenevre’de ortaya koyulan bir diğer olayın da Birleşmiş Milletler’in (BM) artık Kıbrıs meselesiyle ilgili son oyunu oynaması konusunda kendilerinden bir tutum beklenildiğinin ifade edilmesi olduğunu kaydeden Saner, şunları belirtti:

“BM’nin kendi dosyası içerisinde de en eski dava pozisyonunda olan Kıbrıs meselesinin 1964’ten beridir çözülememesinin tek nedeninin Kıbrıs Rum tarafı olduğunu ve 4 tane Genel Sekreterin, bunlar Cuellar belgesi, Gali fikirler dizisi, Annan Planı ve en son Sayın Guterres’in belgesi de dahil olmak üzere reddeden tarafın da Kıbrıs Rum tarafı olduğunu bir kez daha ifade ettik.”

Crans Montana’da süreç kapandığında ve masa Rumların üzerine yıkıldığında, gerek Kıbrıs Türk tarafının, gerekse TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun çok net bir ifadesi olduğuna dikkat çeken Başbakan Saner, bu ifadenin, “Masa kurulmadan önce bütün şartlarda anlaşıldığı takdirde, görüşmelere geçilecek” olduğunu kaydetti.

Türk tarafının müzakere için ortak bir zemin olup olmadığını yoklamak için Genel Sekreter’e yaptığı çağrı üzerine gayriresmi 5+1 toplantısının gerçekleştiğini dile getiren Saner, şöyle devam etti:

“Genel Sekreter’in Crans Montana’da ‘hiçbir şey eskisi olmayacak’ ifadesinden sonra Kıbrıs Türk tarafı farklı bir fikri ortaya koyarak, bundan sonraki görüşmeler egemen eşit iki devlet statüsünde yürüyecek demesine rağmen Kıbrıs Rum tarafı bu konuda herhangi bir görüş ortaya koymadı. Tam aksine 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nden de Kıbrıs Türkleri geriye götürecek noktada, Cumhuriyetin tekrar belli bir noktaya gelmesi ve Kıbrıslı Türklere onun içerisinde bir hak tanınması noktasına getirmeye çalışması da bizler tarafından asla kabul edilebilecek bir görüş değildir. Kıbrıs Türk tarafının bu konuya onay vermesi mümkün değildir.”

“CUMHURBAŞKANI TATAR YENİ BİR AÇILIM GETİRDİ”

Cenevre’de Kıbrıs Türk Halkının iki egemen eşit devlet statüsünde görüşmelere devam edeceği şeklindeki ciddi çıkışı ve dik duruşu nedeniyle Cumhurbaşkanı Tatar’a teşekkür eden Saner, bunun Genel Sekreter’in Crans Montana’da 2017’de söylediği ‘hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ açılımına yeni bir açılım getirdiğini kaydetti.

Saner, TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na da Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarının korunması için verdiği destekten dolayı teşekkür etti.

“Rum liderin bilindik tezleri devam edebilir” diyen Saner, BM Genel Sekreteri’nin 3 ay içinde tekrardan ortak zemin olup olmadığını yoklayacağına dikkat çekerek, kendilerinin iki egemen eşit devlet tezinden geriye adım atmadan yapıcı tutumlarını sürdüreceklerini kaydetti.

Hükümet olarak görevlerinin başında olduklarının da altını çizen Saner, geçtiğimiz hafta TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomik iş birliği protokolünü imzaladığını dile getirerek, kaynak aktarımı konusunda dün TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile görüştüğünü söyledi.

“430 MİLYON TL’LİK KAYNAK AKTARILDI”

TC Cumhurbaşkanı Erdoğan ve TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay’a teşekkür eden Saner, bugün itibarı ile 330 milyon savunmaya, 100 milyon cari bütçeye katkı olmak üzere 430 milyon TL’lik bir kaynak aktarıldığını söyledi.

Mayıs ayında ülkenin şantiye alanına döneceğini söylediğine dikkat çeken Saner, TC ile imzalanan protokol çerçevesinde ülkedeki altyapı yatırımları başta olmak üzere, ülke ekonomisine katkıda bulunacak yatırımlar ve bunun yanında gerek tarım sektörüne gerekse özel sektöre yapılacak kaynak aktarımlarıyla ekonomiyi iyi bir noktaya taşımak için ellerinden gelen çabayı ortaya koyacaklarını söyledi.

“Biz yolumuza devam edeceğiz” diyen Saner, Kıbrıs Türk halkının refahının kendileri için büyük önem taşıdığını, ülkenin kalkınması için çalışmalarını yürüteceklerini belirterek, “İnanıyorum ki halkımız da bunları görsel olarak hissedebilecek bir noktada olacak” ifadelerini kullandı.

Saner, Kıbrıs sorunu sürecinde ne olursa olsun, kendilerinin tüm kurumlarıyla, demokrasisiyle övünülebilecek bir KKTC’yi yaşatmak için kararlı olduklarını belirtti.