CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman,  bugünkü Meclis Genel Kurulu toplantısında Başbakan Ersin Tatar’ı eleştirdi ve Başbakan’a sorular yöneltti. 

CTP’den verilen bilgiye göre, Erhürman, konuşmasında,  Başbakan’ın ayrı bir gerçeklik dünyası olduğunu savundu ve “bize hangi alemden sesleniyor? Veri yok, vizyon yok, program yok” dedi.

Erhürman’ın konuşmasında öne çıkanlar şöyle:

GENÇ TEPE PARKI PROJESİ NE OLDU?

“Genç Tepe Parkı Projesi yıllardır başbakanlığın gündeminde. Özkan Yorgancıoğlu döneminde başladı, Özgürgün döneminde devam etti. Biz hükümete geldikten sonra da devam ettirildi ve çok yoğun çalışıldı. Vize aşamasına kadar gelindi ama bugün bu bütçeye baktığımızda bir kalem açılmadığını görüyorum. Beş yıla aşkın süren bir projeden bahsediyoruz ama bütçede kalem açılmadı. Hep birlikte bu projenin takipçisi olmamız lazım. Lefkoşa’ya çağdaş bir kent parkı kazandırılması için çok önemli bir projedir.”

SEL TAŞKIN PROJESİNE NEDEN KALEM AYRILMADI?

“Sanayi bölgesi sel taşkın projesi yine yıllardır fikri olarak devam eden ama bizim dönemimizde çalışmaları tamamlanma noktasına gelen bir çalışmaydı. Yine bu konu ile ilgili başbakanlık bütçesinde bir kalem yok. Bunun nedeni nedir?”

TEŞVİKLER NEYE GÖRE VERİLECEK?

“İnput-Output çalışmaları ile ilgili DPÖ’nün altında kalem ayrılmasından vazgeçilmiş olması da son derece yanlıştır. Başbakan olduğum dönemde en çok ihtiyaç duyduğum şey veriydi. Birtakım alanlara belli teşvikler uyguluyoruz bunların aracılığıyla devlet bir girdi sağlıyor oralara ama bu girdinin çıktısı nedir? Bunu bilmezsek verdiğimiz teşvik başına ekonomide elde ettiğimiz faydayı nasıl ölçeceğiz?”

İMAR PLANI KONUSUNDA BAŞBAKAN NE DÜŞÜNÜYOR?

“Emirname, imar planı meselesi Sayın İçişleri Bakanının görev alanı içindedir ancak Başbakandan bugüne kadar tık çıkmamasını neyle açıklamamız gerekir? Başbakan hükümetin başı sıfatıyla derin bir sessizlik içinde. Meselenin nereye gittiğini anlayamıyoruz. Özellikle tarım arazileri konusunda tartışma devam ediyor. Sayın Başbakanın duruşu nedir bu konuda? Bizim hükümet döneminde başlayarak bugüne gelen çalışmaların sonunda, ‘biz imar planını hazırlayamadık, uzlaşmayı sağlayamadık, bu nedenle Resmi Gazetede yayımlayamıyoruz, emirname süresi dolduğu için kalktı’ gibi bir şeyi asla ama asla kabul etmeyiz. Şimdiden söyleyeyim bu çok ciddi bir kriz nedenidir. Onun için bu konudaki şüphelerimizin derhal giderilmesi gerekiyor. Aralık sonunda imar planı kamu yararı çerçevesinde yayınlanacak mı yoksa Resmi Gazetede yayımlanmayacak mı? ‘Ya fasıl 96’ya ya da emirnameye dönüyoruz’ gibi bir şey söylemenizi asla ama asla kabul etmeyiz. Böyle bir kaosun içine bu ülkeyi sokmaya kimsenin hakkı yoktur.”

MARAŞ KONUSUNDA CİDDİYETSİZLİĞİN MALİYETİ HEPİMİZE ÖDETİLİR

“Aslında Maraş konusu Sayın Başbakanın konusu değil Sayın Cumhurbaşkanının konusuydu. Dış İşleri Bakanı çıktı ve ‘envanter çalışması yapacağız’ dedi. Daha önce defalarca bu çalışma yapıldı. Güncellenmesinde en ufak bir mahsur yoktur dedik ama o envanter çalışması başka bir boyuta geçti Başbakanın açıklamasıyla. Türkiye’den iş insanları davet etmeye kadar konu vardı. Bir süreç nasıl böyle yönetilir anlamış değilim. ‘BM Güvenlik Konseyi kararları bizi bağlamaz’ denildi. Bu süreçte BM Güvenlik Konseyi raporunda Maraş ile ilgili kararları hatırlatarak son noktayı koydu. Ciddi işleri ciddi yapmazsanız ciddiyetsizliğin maliyeti hükümete değil hepimizedir bunun maliyeti de hepimize birden ödetilir.”

MART AYINA KADAR ZAM YOK DEMENİZİN SEBEBİ NİSAN SEÇİMLERİ Mİ?

“Nasıl olur da akaryakıt ve dövizde ne olacağını bilmeden akaryakıt ve elektrikte Mart’a kadar zam yapmayacağını açıklarsınız. Nisan’da seçim varken Mart ayı denilmesi manidar... Döviz son birkaç gündür hareketli. Sadece sterlin değil dolar ve Euro da hareketli. Kim Sayın Başbakana taahhüt etti Ocak ve Şubat’ta kurlarda bir değişiklik olmayacağını? Bu ülkeyi neye göre yönetiyoruz? FİF gelirleri aşağıya giderse neye göre bu geliri öngörüyorsunuz. Aynı şekilde ciddiyet göstermediğinizi görüyorum. Maliye Bakanını izliyorum bu açıklama ondan gelmiyor, başka bakanlardan geliyor.”

SÖZLEŞMELİ PERSONEL ÖDENEKLERİ YÜZDE 47 VE YÜZDE 74 NASIL ARTAR?

“Başbakan serzenişte bulunup bütçenin yüzde 70-80’nin maaş ve ödemelere gittiğini söylüyor. Peki böyle bir durumdayken neden başbakanlık bütçesinde sözleşmeli personele ayrılan ödenek yüzde 47 oranında arttı? Maliye Bakanlığı’nda ise bu oran yüzde 74 görünüyor. Bunun cevabını bekliyoruz!”

BRT’DE 11 KİŞİ PART-TİME, 6 KİŞİ HİZMET ALIMI YAPILDI MI?

“Türkiye ile ilgili imzaladığınız anlaşmada 2019 sonuna kadar geçici işçi alınmayacak dediniz. Protokoller kadrolu alımı öngörüyordu ama teyide muhtaç şu bilgiyi paylaşmak isterim: BRT’de 11 part-time, 6 tane hizmet alımı olduğu belirtiliyor. Bu konuda da izahat bekliyoruz.”

PROTOKOLDEKİ RAKAMLARIN NEDEN DÜŞTÜĞÜNÜ AÇIKLAYIN ARTIK!

“Türkiye ile imzalanan mali işbirliği anlaşmasına göre en geç Ekim ayının sonunda kadar 2020-2022 program teklifini hazırlamayı taahhüt ettiniz. Resmi Gazete’de yayımlanan ise “2020 Ekonomik Programı”. Bu metin 20 Temmuz tarihinde basına servis edilen metindir. 2020-2022 Ekonomik Programı Ekim’e kadar hazırlanacak yazıyor ve 1 milyar 215 milyonluk kaynaktan söz ediliyor. Bu metni hükümet basına servis etti. Aralıksız sorduk hala soruyoruz. Bize hangi tarihte ne olduğunu, rakamların neden 1 milyar 215 milyondan 750 milyona düştüğünü açıklayın artık. Siz hükümete gelmeden önce yaptığınız açıklamada ‘bizim üç yıllık protokolümüz hazırdır, gelir gelmez imzalayacağız, kaynak akışı olmuyor biz gelince başlayacak’ dediniz. ‘Bir yıllık protokol mü olur’ dediniz. 22 Mayıs’ta göreve geldiniz. 20 Temmuz’da anca imzaladınız. Birinci soru: Ne oldu da 1 milyar 215 milyondan 20 Temmuz’a gidene kadar 750 milyon oldu bu para? İkinci soru 20 Temmuz’a giderken 2020-2022 Programı nasıl ‘2020 Ekonomik Program’ metnine döndü. Bir metnin üzerinde imzalandıktan sonra değişiklik yapamazsınız. Bir tek şey olabilir; ek bir anlaşma ya da bir öncekini değiştiren bir anlaşma imzalarsınız. Ne oldu da 20 Temmuz’da imzalandığı söylenen metin Resmi Gazete’de 10 Eylül’de yayımlandı. İki ay neden yayımlanmadı, neyi beklediniz? Bu durumda şuan 3,5 aylık bir protokolden bahsediyoruz. Geçen Aralık ayında ‘bir yıllık protokol mü olur’ diyen Ersin Tatar bunu nasıl açıklayacak?”

3,5 AYDA YAPAMACAĞINIZI BİLDİĞİNİZ ŞEYLERİ NEDEN ANLAŞMAYA KOYDUNUZ?

“3 yıllık bir protokol imzalarsanız birtakım konularda öngörüleriniz şaşabilir. Hükümet değişir, gelen hükümet birtakım maddeleri uygun bulmayabilir vs ama anlamadığım şu 3,5 aylık bir anlaşma imzalıyorsunuz bu sürede neyi yapıp neyi yapamayacağını öngörüyor olmanız lazımdı. Siz neyi koydunuz bu anlaşmaya? Turizm stratejik eylem planı, turizm teşvikleri yasası, enerji dairesi, belediyelerin birleştirilmesi yasasını... Meclise sevk edilmiş olmalıydı bugüne kadar. Nerede bunlar? Bunların bu kısa süre içinde meclise gelemeyeceğini benim gibi herhalde Ersin Bey de biliyordu. Peki neden koydunuz bunları metnin içine?”

TÜRKİYE İLE İLİŞKİ ZEMİNİNİ BERHAVA ETTİNİZ

“Yine aynı anlaşmada açıkça karşı çıktığımız Kıb-Tek faaliyetlerinin fonksiyonel ayrıştırmasının taahhüdünü verdiniz. Bu doğru değil, ihtiyaç da yok Türkiyeli yetkililere de söyledik. Tahsilattan elde ettiğimiz oran Türkiye ile bile yarışıyor. Muhasebesel ayrıştırma yapalım dedik. Aralık bitti hani de tamamlayacaktınız. Toplu İş Sözleşmesi hukukunda anlaşmaya yazdığınız şey de son derece manasız ve hukuken geçersizdi. Bize de gelmişti bu konu ama bunu siyasi düzeyde kendilerine anlattım. Böyle bir şey dünyada yok! Türkiye’de de yok! Siz protokole koydunuz ama yapmadınız. Yapmamanız gerekirdi zaten. TC ile doğru zeminde iyi ilişkiler kurmak gerekir cümlemin anlamı tam da budur. Yapmayacağınız şeylerin taahhüdü altına girmeyeceksiniz, taahhüt ettiğinizi de yapacaksınız. Aynı şeyi de Türkiye’den bekleyeceksiniz. İki özne, iki imza vardır ortada. Sizin bu memleketi bir kez daha bu duruma düşürme hakkınız yoktur. Saygınlığımızı sağlamanın yolu bunların altına girmemektir. Siz zemini berhava ettiniz.”

2019’DA 203 MİLYONUN 9 MİLYONU GELDİ

“Şuanda 2020 yılı için teknik heyetler düzeyinde yaptığınız görüşmelere göre beklentiniz 1 milyar 400 milyonun 330 milyonu alt yapı ve reel sektör ile ilgili olmasıdır. Bu kesinlikle yetersizdir. 203 milyon 2019 için beklentiniz varken bunun 9 milyonu geldiyse 330 milyonun kaçta kaçı gelecek bunu hesapladınız mı? Açığın üstüne daha açık ekleyeceksiniz demektir! Bu yüzden çıkıp buralarda açığı kapattık demeyin. 512 milyon savunma için geldi ve kullandırıldı. Üstelik bunun 334 milyonu da dörtlü hükümet döneminde yapılan ödemenin geri dönüşüdür. Sayın Maliye Bakanının ‘sizin yaşadıklarını yaşıyoruz’ demesini anlıyorum ama Başbakanın başka bir dünyadan seslenmesini anlamıyorum. Ayrı bir gerçeklik dünyası var Başbakanın. Başbakan bize hangi alemden sesleniyor bilmiyorum. 2020’de ne olur meselesi bütçe görüşmelerinin en temel meselesidir. Veriler Allah’a emanet. Vizyon yok, program yok. Burnumuzun ucunu göremiyoruz.”