Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda 2020 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı görüşülmeye devam ediyor.

Genel Kurul’da bugün ilk olarak Başbakanlık bütçesi ele alınıyor.

Başbakanlık bütçesiyle ilgili ilk sözü YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı aldı.

Arıklı, Başbakanlık bütçesindeki kalemleri eleştirerek geçen yıl bütçe döneminde UBP’nin itiraz ettiği kalemlerin bile yükseltildiğini söyledi. Arıklı, Başbakanlık bütçesinde yer alan ve almayan kalemleri okuyarak değerlendirmelerde bulundu.

Kıb-Tek’le ilgili süreci de değerlendiren Arıklı, yapılan söylemler ve atılan adımlarla ilgili hükümeti eleştirdi.

Arıklı, emirnamelerle ilgili konuşması sırasında İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’ın salondan çıkması üzerine “Tabi ki gidebilirsiniz, bu sizin değil milletin konusu. Üstelik ben bundan sonra zaten sizi değil Başbakanı muhatap alıyorum” dedi.

Emirnamelerle ilgili Başbakan Tatar’ın yaptığı açıklamalardan kesitler okuyan Arıklı, Tatar’ın Başbakanlık döneminde yaptığı icraatlardan sorumlu olacağını, iradesini ortaya koyarak “boş bakan değil başbakan olmasını” istediğini söyledi.

ÖZYİĞİT

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit konuşmasında, mücadele yıllarında kurulan Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’nun (BRTK) demokratikleşmesi için yıllarca uğraştıklarını söyleyerek, kurumun her kesimin sesini yansıtmasının beklendiğini söyledi.

BRTK’nın yeniden hükümetin sesi olma yolunda ilerlediğini, bir an önce yasanın Meclis’ten geçirilmesi gerektiğini ifade eden Özyiğit, kurumdaki yayıncılık anlayışının seçilen kişilere göre değişmemesi gerektiğini vurguladı.

İstatistik Kurumu, DPÖ, nüfus sayımı, hayat pahalılığının hesaplanması gibi konularda da eleştirilerde bulunan Özyiğit, nüfus sayımının bir an önce yapılmasını beklediğini de ekledi.

Spor Dairesi’nde yaşanan yetki karmaşasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Özyiğit, bütçede yer alan kooperatif şirketler grubu ve sözleşmeli personel giderleri gibi konuların da incelenmeye değer olduğunu söyledi.

Özyiğit, kişilerin somut bir gerçeklik sonucunda görevden alınması ve ardından da gerekenin yapılmasının beklendiğini ancak bugüne kadar hiçbir konuda böyle bir adım atılmadığını ve herkesin şaibe altında bırakıldığını belirterek, kooperatiflerin de ayağa kalkması için adım atılması gerektiğini söyledi.

Hükümetin protokolü imzalayacakları ve paranın KKTC’ye geleceği söylemlerinin de gerçekleşmediğine işaret eden Özyiğit, hâlâ imzalanan bir protokol olmadığını, hatta protokolün taslak haline bile gelemediğini söyledi.

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, bir an önce herkesin katkısıyla bir kamu reformuna kavuşmak gerektiğinin altına çizerek, içinde bulunulan düzenin niye sürdürülebilir olmadığıyla ilgili örnekler verdi.

Bu hükümetin herkesin bildiği gibi Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik kurulduğunu savunan Özyiğit, “Bu sevdayla yola çıkanlar ve 4’lüyü bozanlar, bundan sonra nasıl adım atacak merak ediyorum” dedi.

ATAOĞLU

DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu, Başbakanlık bütçesinde ilk dikkati çekenin sözleşmeli personel bütçesinin geçen yıla göre üç katıdan fazla arttırılması olduğunu, Gençlik Dairesi bütçesinin de niye azaltıldığını anlayamadığını söyledi.

Başbakan’ın TC ile hazırlanan protokole sadece imza attığını sonrasında taahhütte bulunulan hiçbir adımın atılmadığını kaydeden Ataoğlu, “Gerekleri yerine getirilmeyecekse imza niye atıldı?” diye sordu.

Ataoğlu, genel anlamda verilen teşviklerin geri dönüşümünün görülebilmesi için neler yapıldığını sorarak teşviklerin devamının neye dayandırıldığını, hükümetin İmar Planı’yla ilgili duruşunu sordu.

ERHÜRMAN

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Genç Tepe projesiyle ilgili geçmişte yapılan çalışmaları aktararak 2020 yılı bütçesinde bu konuya kalem ayrılmamasına üzüldüğünü söyledi.

Taşkınköy ve Sanayi Bölgesi’yle ilgili çalışılan sel taşkın projesi hakkında bilgi vererek, bu konulara, DPÖ’ye, bütçede yer verilmemesini eleştiren Erhürman, çeşitli konularda verilen teşviklerin geri dönüşümüyle ilgili bilgi edinilememesinin de yanlış olduğunu kaydetti.

Erhürman, 2018-19’da bütçede yer alan kalemlerin ne sebeple kaldırıldığını sorgulayarak, İmar Planıyla ilgili Başbakan’dan hiç ses çıkmamasını da garip bulduğunu ve hükümet perspektifinden birşeyler söylemesinin beklendiğini belirtti.

Bu konuyla ilgili çeşitli teknik çalışmalar yaptığını ve kendisinin sürekli bu konuda bilgi aldığını ifade eden Erhürman, “uzlaşı sağlanamadı ama emirnamenin süresi dolmuştur” şeklinde bir açıklamayı kabul etmeyeceklerini söyledi.

Başbakan’ın, tarım arazileri ve diğer adımlarla ilgili düşüncelerini bilmek istediğini yineleyen Erhürman, konunun İçişleri Bakanlığı bünyesinde olduğunu ama bu konudaki sorunların giderilmesi gerektiğini, günün sonunda yeniden başa dönülmesine kimsenin hakkı olmadığını belirtti.

Maraş konusunda yapılacağı söylenen envanter çalışmasının hiçbir mahsuru olmadığını ancak konunun başka bir aleme açıldığını aktaran Erhürman, “Bize verilen tek bilgi envanter çalışması yapılacağıyken gazetelerde bambaşka açıklamalar görüyoruz” dedi.

Erhürman, “Ciddi işleri ciddi yapılmazsa maliyeti herkese ödetilir” diyerek, nasıl olur da mart ayına kadar zam yapılmayacağının belirlenebildiğini bilmek istediğini, bu açıklamaların Maliye Bakanı’ndan gelmemesinin de dikkat çekici olduğunu söyledi.

Yıllardır bütçenin çoğunun personele gittiği söylemlerinin ardından Başbakanlık bütçesinde arttırılan sözleşme personel ödeneği kaleminin arttırılmasının sebebini anlayamadığını ifade eden Erhürman, ekonomik protokolle ilgili sordukları sorulara bir şekilde cevap alamadıklarını, geçen yıl kendilerine yapılan eleştiriler gibi “Protokol imzalanmadan bütçeyi nasıl olur da TC’den gelecek parayı da katarak hazırladınız” diye sordu.

Erhürman, imzalanan protokolle ilgili taahhütlerin 3.5 ayda yerine getirilemeyeceğinin bariz olduğunu ancak bu metnin içine yapılamayacak şeylerin niye konduğunu anlayamadığını belirtti.

Tufan Erhürman, Kıb-Tek’in fonksiyonel ayrıştırılması, belediyeler reformu gibi üzerinde detaylı çalışılması gereken konuların yapılamayacağını kendilerinin önceden söylediğini ancak şu anki hükümetin bunun gibi konularda 3.5 ayda yapacağını taahhüt etmesinin manasız olduğunu vurguladı.

Erhürman, her zaman Türkiye ile doğru zeminde iyi ilişkiler kurulması gerektiğini söylediğini kaydederek, bu tür yerine getirilemeyeceği bilinerek verilen sözlerin saygınlığa zarar verdiğini ifade etti.

Protokol kapsamında 1. dilim 653 milyon ve 2. dilim şeklinde geleceği söylenen rakamların reel sektöre niye kullanılmadığını merak ettiğini belirten Erhürman, rakamları bilmeden gelecekle ilgili konuşmanın nafile olduğunu kaydetti.

Erhürman, “Başbakan yardım isteyeceği gerçek dünyaya gelebilirse ona da yardıma hazırız” diyerek, protokolde taahhüt edilip yapılmayan işlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Erhürman, sorularına cevap verilmemesi halinde 15 dakikalık hakkını kullanarak yeniden söz alacağını ve aynı soruları soracağını belirtti.