Halkın Partisi (HP) milletvekilleri Ayşegül Baybars ve Jale Refik Rogers, “Meclis’teki her sandalyenin, demokrasi mücadelesinde terk edilmemesi gereken bir kale” olduğuna vurgu yaparak, “Meclis çatısı altında genelde muhalefetin sesine, özelde ise Halkın Partisi’nin temsiliyetine her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır. Meclis'i sahipsiz, halkımızı yalnız bırakmayacağız” dediler.

HP Milletvekilleri Baybars ile Rogers bugün ortak basın açıklaması yayımladı.

Açıklamada, ülkenin, gerek ekonomik, gerek sosyal, gerek demokratik, gerekse siyasal anlamda büyük krizlerden geçtiğine işaret edildi.

“Kıbrıs Türk siyasetine yerleştirilmeye çalışılan ve özellikle 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte daha da görünür hale gelen demokrasi dışı ve toplumun öz saygısını zedeleyen davranışların siyasal sisteme zarar verdiği” işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Toplumun geniş bir kesiminden destek bulmayan bir anlayışla, kurulan gayrımeşru hükümetler, halkın iradesini hiçe sayan pervasızlıklar ve Anayasa'yı ayaklar altına alan kararlar ülkede bulunan herkesi son derece rahatsız eden, hatta infiale sürükleyen bir noktaya ulaşmıştır.

İmzalanan ekonomik protokolün, Kıbrıs Türk halkının kimlik, kültür, demokrasi, hukuk ve yaşam alışkanlıklarını köklü olarak değiştirebilecek nitelikte maddeler içermesi Meclis'teki ve Meclis dışındaki mücadeleyi daha da yükseltmeyi zaruri bir hale getirmiştir.

Gelinen bu aşamada, her platformda olduğu gibi, Meclis'te verilecek mücadele de çok daha büyük bir önem kazanmıştır. Halkın iradesinin vücut bulduğu tek ve tartışmasız yer olan Meclis'teki mücadeleden vazgeçmek, şu andaki hükümetin ortaya koyduğu sürdürülemez siyaset anlayışının adeta önünü açmaktır.

Bugün, dünden de fazla, ülkesini seven, halkının hizmetinde ve tarafında olan, yaşananlara ‘dur’ deme cesaretini gösterebilecek insanların Meclis'te olmasına ihtiyaç vardır. Yani, Meclis'teki muhalif sesin azalmasına değil, tam tersine çoğalmasına ve güçlenmesine ihtiyaç vardır.

Dolayısıyla; bizler, bu sıkıntılı dönemde Meclis'te yapacağımız muhalefeti halkımıza karşı ödememiz gereken bir borç olarak görüyoruz.

Bizler, Meclis’te yasa geçirme gücüne sahip bir iktidar varken muhalefetin gereksiz olduğu anlayışına katılmıyor, bu şekilde bir yaklaşımın bundan sonra da muhalefetin gerekliliğini sorgulatacağını düşünüyoruz.

Bizler, Meclis’in bir işe yaramadığı veya işlevini yitirdiği düşüncesini savunmanın sandığa olan eğilimi, farklı seslerin temsiliyetine olan inancı azaltacağını ve sandığa giden insanların umudunu kırarak insanları sandıktan daha da uzaklaştırabileceğini düşünüyoruz.

Özellikle devletin itibarının ve demokratik teammüllerin ayaklar altına alındığı böylesi bir dönemde Meclis çatısı altında genelde muhalefetin sesine, özelde ise Halkın Partisi’nin temsiliyetine, her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.

Bizler, partimizin ve Genel Başkan'ımızın da defalarca ifade ettiği gibi Meclis'in meşru olduğu sözünün arkasındayız ve meşru olan bir Meclisten çekilmenin doğru bir karar olmadığını düşünüyoruz.

Bizler, Meclis'teki her temsil sandalyesinin aynı zamanda demokrasinin de bir kalesi olduğunu ve bu kadar kolay terk edilmemesi gerektiğine inanıyoruz.”

Açıklamada, bugün, devletin, devlet kurumlarının ve Meclis'in itibarını hiçe sayanlarla, onun itibarını korumaya çalışanlar ve halkın iradesini teslim edenlerle, temsil edenler arasında büyük bir mücadele olduğuna işaret edildi.

“Bizler, Meclis'in itibarını korumayıp halkın iradesini teslime hazırlananları Meclis'ten göndermek yerine, kendimizi Meclis'ten çekmeyi ve bize emanet edilen temsiliyeti teslim etmeyi doğru bulmuyoruz” diyen milletvekilleri, şöyle devam etti:

“Bizler, bir hareket olarak halkın içinde başlayıp, bu mücadeleyi Meclis'e taşımak için siyasallaşan Halkın Partisi’nin kurucu üyeleriyiz.  Mücadelenin Meclis yanını önemsiz ve işlevsiz bulsaydık  Meclis'e girmek için parti kurmazdık. 

Bizler, mücadelenin hem Meclis'te hem Meclis dışında verilmesinin önemli olduğunu, bu dönemde Meclis'ten çekilerek halkı yalnız bırakmanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Halkın bize verdiği temsil yetkisini bugün kullanmamamızın, gelecekte halktan bizi Meclis'e yeniden göndermesi talebimizi de sıkıntıya sokacağını düşünüyoruz.

Bizler, sine-i milletin, ancak Meclis'te tüm yollar denendikten sonra ve toplumun tüm kesimlerinden yükselen ortak bir istencin oluşması koşulu ile gündeme gelebileceğini düşünüyoruz.

Bizler, herkes gibi medyadan öğrendiğimiz sine-i millet önerisine karşı tutumumuzu, daha Parti Meclisi tarafından hiç bir karar alınmamışken açıkça ortaya koymanın vicdani rahatlığını taşıyoruz.

Ne var ki, ilk günden beri görüşlerimizi açıkça ifade etmemize karşın adeta yok sayılarak bu tutumda ısrar edilmesini, karara uyulmaması durumunda doğacak sonuçlar bilinerek sürecin devam ettirilmesini, bir uzlaşıya varılmadan hemen karar alma aşamasına geçilmesini partimizin birlik ve bütünlüğü açısından doğru ve yapıcı bir tavır olarak değerlendirmiyoruz.

Gelinen bu aşamada bizler, herkesin görüşüne saygı duymakla birlikte, partimizin çıkarları ve temel görüşlerine paralel olarak ilkesel duruşumuzu ve kararımızı koruyoruz.

Biz, partimizin kuruluş ilkelerine, fikirlerine ve hedeflerine aykırı hiç bir tavır içinde olmadığımızı, bunların hilafına hiç bir adım atmadığımızı düşünüyoruz. 

Şimdiki adımımızın da partinin temel ilkeleri ile tam manası ile örtüştüğünden hiç kuşku duymuyoruz.  Partimizin ilkelerine ve politikalarına bağlı kalarak, halkımızın hak ve çıkarlarını Meclis de dahil olmak üzere her platformda yüksek sesle savunmaya devam edeceğiz.

Halkın Partisi, geçmişte tüm görüşleri içinde barındıran, farklı sesleri düşünce zenginliği olarak gören bir parti olmuştur. Umuyoruz ki, bu, bugün de böyledir. Umuyoruz ki, parti ilkeleri ile çelişmeyen gerekçelerimiz de bir düşünce zenginliği olarak kabul edilecek ve partimiz ciddi sıkıntılar yaşayabileceği bir duruma sokulmayacaktır.

Halkın bize emanet ettiği temsil görevine sahip çıktığımız için, halkın Meclis'teki çıkarlarını nefesimiz yettiğince korumaya çalıştığımız için, geçirmeye çalışılacak yasalara karşı elimizden geleni ardımıza koymayacağımız için, Halkın Partisi’nin kuruluş ilkelerine sahip çıktığımız için bir bedel ödenecekse bunu ödemeye hazırız.

Çünkü inanıyoruz ki, bu sıkıntılar ancak ve ancak halk için her türlü siyasi bedeli ödemeye hazır olanların cesaret ve inançla verecekleri mücadele sayesinde ortadan kalkabilir.

Seçimlerde verdiğimiz söze sadığız; Meclis'i sahipsiz, halkımızı yalnız ve yarınsız bırakmayacağız.”

Editör: TE Bilisim