Halkın Partisi Girne Milletvekili Erek Çağatay, ülkedeki mevcut olumsuzlukları görerek yola çıktıklarına ve var olan sorunların çözümü için dönüşüme ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek, kısa zamanda tüm sorunların aşılmasının mümkün olmadığını ancak ilk günkü kararlılıkla ilerlediklerini söyledi.

HP’den verilen bilgiye göre,  bir televizyon programına  konuk olan HP Milletvekili Çağatay, şunları kaydetti:

“Hiçbir zaman umudu tüketmemeliyiz. Biz o ışığı, umudu halkımızda görerek yola çıktık. Genç, yaşlı, çocuk diye ayırmadan herkes üzerine düşen görevi yaptığı takdirde arzu edilen o çağdaş medeniyet seviyesine, Avrupa’da gördüğümüz yönetim şekline kavuşabiliriz. Gerek demokratik anlamda gerekse alt yapı, teknoloji anlamında. Kıbrıs Türk halkının kendini yetiştirmiş çok sayıda bireyi var. Zaten en büyük umudumuz, hızla gelişebileceğimizin sinyalini veren eğitim düzeyimizdir. Nicelik değil niteliğe önem vererek hızla kalkınmamız lazım”

Son zamanlarda özellikle Kudret Özersay’ın Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı görevini almasıyla birlikte bakanlığın proaktif bir politika izlemeye başladığına işaret eden Çağatay, sonuç almaya başladıklarını dile getirdi.

Kudret Özersay’ın Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün ülkede gözlem yapmak dışında bir işlevi olmadığı, polis gücünün, iyi niyet misyonuyla görev yapan sivil bölümünün burada önem arz ettiği ama askeri kanadının sorgulanması ve sayının azaltılması gerektiğine ilişkin sözlerini hatırlatan Çağatay, şöyle devam etti:

“Sayın Özersay bunu dile getirildikten sonra, her altı ayda bir barış gücünün görev süresini hiçbir konuşma yapmadan sadece el kaldırıp indirerek uzatan güvenlik konseyi daimi temsilcileri (İngiltere ve Rusya) söz almış ve bunu sorgular hale gelmiştir. Bu çok önemlidir. Şu anda sayın Kudret Özersay Kıbrıs meselesi ve Doğu Akdeniz’le ilgili bir konferans vermek üzere Cenevre’dedir. Bu vesileyle önemli görüşmeler de yapacaktır. Bunlar göz ardı edilmemesi gereken gelişmelerdir.”

“RUM TARAFIYLA İŞBİRLİKLERİNİ ARTIRMALIYIZ”

Kıbrıs Türk halkının kurmuş olduğu devletin hak etmediği şekilde tanınmıyor olması, izolasyon altında yaşıyor olması, doğrudan ticaretin ve uçuşların olmamasının hem psikolojik hem de ekonomik olarak halkı yıprattığını belirten HP Milletvekili Çağatay, “Yine de her şeye rağmen ayakta durmayı başarıyoruz. En büyük sebeplerinden biri de Türkiye’nin maddi-manevi desteğidir. Masada çözüm ararken her iki taraf da ‘federasyon’u savunuyordu ama tarafların federasyondan anladığı farklıydı. Biraz daha gerçekçi olmanın vakti gelmiştir. Cumhurbaşkanımız ve siyasi partiler belli bir paydada buluşmaktadır. Federasyondan bizim anladığımız yönetimi ve zenginliği paylaşmaktır. Rum tarafında böyle bir zihniyet yoksa o zaman hala daha oturup federasyondan başka bir yol konuşmamak statükoyu beslemek anlamına gelir. Oturup bekleyeceğimize Rum tarafıyla işbirliklerini artırmalıyız” şeklinde konuştu.

“RUM TARAFININ DOĞU AKDENİZ’DEKİ TEK YANLI ADIMLARI KABUL EDİLEMEZ”

Gündemin sıcak maddesi Doğu Akdeniz’deki arama çalışmalarına da değinen Çağatay, Rum tarafının Doğu Akdeniz’deki tek yanlı adımlarının ve egemenliğini tüm adaya yaymaya çalışmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.

Erek Çağatay, “Rum tarafı, bölgedeki sahili en uzun ülkelerden biri olan Türkiye’yi hiçe sayarak burada münhasır ekonomik bölge ilan edebiliyor. Kıbrıs Türk halkının adadaki haklarını hiçe sayarak tek yanlı adımlar atıyor ve doğalgazı çıkarıp bize yüzdelik hakkımızı vereceğini söylüyor. Bizim yüzde kaç alacağımız önemli değil; biz hak sahibiyiz, söz sahibiyiz. Siz uluslararası şirketlere ruhsat verirken ben altına imza atabiliyor muyum? Bizim söz hakkımız olduğunu unutuyorlar. Bu aramaları durdurun ve Kıbrıs meselesini çözelim ve birlikte devam edelim demiştik. Bunu reddettiler. Bunun üzerine dedik ki; çözüm uzaktaysa gelin bir komite kurup birlikte arayalım. Bunu da kabul etmediler. Geçen günlerde Kuzey’e düşen füze Güney’e de düşebilirdi. Kuzey Kıbrıs olarak savunma zafiyetini hemen gidermemiz lazım. Benim fikrim; Türkiye’yle savunma ve işbirliği anlaşması bir an önce yapılmalı” dedi.

Editör: TE Bilisim