TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Politis gazetesine verdiği röportajda, Rum tarafına “önce hangi çözümü istediğinizi söyleyin” çağrısı yaptı. 
Röportajı okurlarına manşetten aktaran gazeteye göre, Türkiye’nin hem iki bölgeli, iki toplumlu federasyona, hem desantralize federasyona, hem konfederasyona, hem de iki devlet çözümüne hazır olduğuna vurgu yapan Çavuşoğlu, Rum tarafına hitaben “önce hangi çözümü istediğinizi söyleyin” dedi. 
Çavuşoğlu, Türkiye’nin güvenlik başlığında hareketler yaptığını ancak Rum tarafının başka başlıklarda karşılık vermediğine işaret ederek, Crans Montana sonrasında Kıbrıs sorununda başka yaklaşımlar aranması gerektiği inancını dile getirdi. 
Röportajı iki tam sayfasında aktaran gazeteye göre, Çavuşoğlu, güvenlik konusunda kartlarını kapalı tuttu. “Güvenlik melesini peşinen görüşmemiz doğru değil. başka konular da var, sorun sadece asker değil” ifadesini kullanan Çavuşoğlu “Annan planında, Türkiye’nin ne kadar esnek olabileceğini gösterdik, başarılamadı. Her şeyden önce neyi müzakere ettiğimizde anlaşmamız gerek. Ne tür çözüm? Federasyon mu, konfederasyon mu, iki devlet mi, dördüncü veya beşinci seçenek mi? Önce kendi aramızda görüşüp müzakere çerçevesinde, müzakerenin referans şartlarında gayrı resmî uzlaşalım” dedi.
Kıbrıs sorununun, kurulduğundan beridir Ak Parti’nin önceliği olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu “2004’de Burgenstock’ta Yunanistan ve Kıbrıs Rum tarafı masadan kaçmak isterken biz bunu yapmadık, anlaşmayı imzaladık ve her iki tarafta da referanduma götürdük. Kıbrıs Türk tarafı planı yüzde 65’le kabul etti ancak Rumlar reddetti” hatırlatmasını yaptı.
Çavuşoğlu, 1974’teki müdahale nedeniyle Rumların korkuyor olabileceğini ancak öncesinde yapılanlar nedeniyle Kıbrıslı Türklerin de korktuğunu belirterek, şunları ekledi:
“İlk önce, iki toplumun yan yana barış içerisinde yaşaması gerektiğini anlamalıyız. Bu, güven yaratıcı önlemler ve adil ve sürekli çözüm aracılığıyla olmalı.  korkuyu ve taraflar arasındaki kötü hissiyatı geride bırakmanın en iyi yolu budur.”
Türkiye olarak Rumların korkularının göğüslenmesine nasıl katkı koyduğu sorulan Çavuşoğlu Türkiye’nin, bütün yakınlaşmaları ve bütün güven yaratıcı önlemleri desteklediğini hatırlattı. Çavuşoğlu, “Cep telefonları konusunda da, elektrik şebekelerinin bağlanmasında da dini liderleriniz, Türk tarafından elektrik satın almaktansa elektriksizlikten ölün daha iyi gibi açıklamalar yapıyor. Bu tür mesajlar Türkiye’den veya Kıbrıslı Türklerden gelmiyor. Türkiye’den Türk tarafına ulaşan suyun ve getirmeye çalıştığımız elektriğin Kıbrıslı Rumlar ile paylaşılabileceğini söylüyoruz” dedi. 
Çavuşoğlu, Türkiye’nin destek vermesine rağmen GSM şirketlerinin işbirliği veya roaming uygulaması gibi bazı güven yaratıcı önlemlerin gerçekleşmediğini belirtti. Maronitler gibi azınlıkların KKTC’ye dönmesi için çalışma yapıldığını, bu önlemi de tereddütsüz desteklediklerini anlattı. 
Çavuşoğlu, Crans Montana’da Türkiye’nin Güvenlik ve Garantiler konusundaki tek esnek ülke olduğunu ancak daha baştan, sıfır asker ve sıfır garantinin “non-starter” (peşinen kabul edilmez) olduğunu ortaya koyduklarını hatırlattı. 
Politis’in, “Türkiye’nin tek yanlı müdahale hakkından vazgeçmeye hazır olduğu sinyalini verdiği” iddiasına karşılık “bunu kim diyor?” diye soran Çavuşoğlu, “Hiçbir şey vermedik. Bu konuyla ilgili dört aşamalı bir plan vardı ancak maalesef ikinci aşamadan sonra Guterres döndü ve toplantıyı bitirdi. Hedef, bütün konuları müzakere etmemizdi. Ancak diğer masada, Kıbrıslı Rumlar, Crans Montana’da iki taraf arasında varılan yönetim ve dönüşümlü başkanlık gibi bazı yakınlaşmalardan caydı. Guterres de sadece Türkiye’nin adım attığını, esnek olduğunu ancak sonunda hiçbir şey olmadığını anladı. Çerçevesi bile işlemedi ve bize, son toplantı olduğu söylendi. Prosedür başarısız olunca, Crans Montana’da attığımız adım ve önerilerimizi geri çektik.  Müzakereler olursa, önerilerimizi masaya getirebiliriz.”
Rum tarafında, güvenlik meselesinin çözülmesi için federal Kıbrıs’ın NATO’ya girmesi ihtimaline dair bir tartışma başladığı hatırlatılarak, Türkiye’nin bu konudaki tutumu sorulduğunda “çözüm olduğunda ve Türk tarafı AB’de olduğunda elbette Ada’nın başka örgütlere katılımına dair düşünceler olacak” cevabını verdi.
Çavuşoğlu’na “mesela Kapalı Maraş kentinin açılması gibi daha büyük adımlar düşünmez misiniz?” sorusu soruldu. “Bütün bunlar Crans Montana’daki paketimizin içindeydi ancak başarılamadı” hatırlatmasını yapan Çavuşoğlu “toprak, mülkiyet, dönüşümlü başkanlık, yönetim... bütün meseleleri bir arada çözebilirdik. İki taraf bunun için 2014’ten beri aylarca müzakere etti ancak maalesef Crans Montana’da konuları kapatmayı başaramadık. Her iki tarafın da menfaatine olan, konuları ayrı ayrı seçmek ve adım adım gitmek yerine kapsamlı bir çözüme varmaktır” dedi. 
Gazete, Çavuşoğlu’na, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile olasılıkları görüştüklerinde iki devlet konusunu gündeme getirdiği bilgisi aldıklarını belirterek “cevabınız ne oldu?” diye sordu. Çavuşoğlu, Türkiye’nin Crans Montana’dan itibaren hiçbir seçeneği reddetmediğini, hiçbirinde ısrar etmediğini belirterek şunları söyledi:
“Bakınız, farklı alternatifler var diyoruz. Hepsini masaya koyalım, Ada’dan veya garantörlerden farlı fikirlere açığız. Neyi müzakere ettiğimizi önceden görüşüp, anlaşmamız gerek. Mesajım bu. Herhangi biriyle konuşurken hiçbir çözümde ısrar etmiyorum. Ne Kıbrıs Türk tarafıyla, ne Anastasiadis’le, ne Andros Kiprianu’yla, ne de BM Genel Kurulu vesilesiyle New York’ta üç garantörler olarak görüştüğümüz Yunanistan ve Birleşik Krallık ile. Söylemeye çalıştığımız nettir. Bir başarısızlığa daha lüksümüz yok. Bu nedenle, zaman ve enerji harcamadan, araya seçimler girmeden önce kendi aramızda anlaşmamız gerek. Çok zaman harcadık. Sürekli, yalnız Türkiye ve Kıbrıslı Türkler tarafından değil, ortak kabul görecek bir çözümün zamanı geldi. Nihayetinde her çözüm, her iki taraftaki referandumda halk tarafından desteklenmeli, aksi halde yeniden başarısız oluruz.”
Çavuşoğlu, “Bizim taraftan, iki bölgeli iki toplumlu federasyon çerçevesinin dışında çözümlere olumsuz bakmadığımız mesajı aldınız mı?” sorusunu yanıtında, şunları söyledi:
 “Anastasiadis daha gevşek bir federasyon ve yeni fikirlerle ilgili tezinde çok netti ve basınınızdan okuduğum kadarıyla alenen de söyledi. İhtimal dışı görmediğimizi söyledik, reddetmiyoruz ve bu nedenle Avrupa Konseyi’nde olduğum zamandan beri iyi dostum olan Andros Kiprianu ile görüştüm. Kıbrıs Türk tarafına gittiğimde de hep birlikte görüştük. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Dışişleri Bakanı ve hükümet ortağı ve muhalefetteki bütün siyasi parti liderleriyle de ele aldık.”
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın federasyon dışındaki alternatif çözümlere karşı olduğunun hatırlatması üzerine, olası çözümde Kıbrıs Türk hükümetinin de, Kıbrıslı Türklerin de söz hakkı olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, “Ancak Crans Montana’da, Cenevre’de, Annan Planı’nda da, bütün federasyon çabaları başarısız oldu. Federal çözüm başarısız oldu. Türkiye olarak bu çözümü hariç tutmuyoruz.  Federasyon olabilir ancak kişisel olarak,  bunca yıllık deneyimimiz nedeniyle hep birlikte başka seçenekleri incelememiz gerektiği görüşündeyim” dedi.
Rum yetkililerle doğrudan görüşmeleri sorulan Çavuşoğlu, bunların müzakere değil, görüş alış verişi olduğunu vurguladı. Çavuşoğlu “Kıbrıs Türk tarafına, KKTC’ye gittiğimde bütün konuları muhalefet de dahil bütün liderliğe açtım ve hep Anastasiadis’le de, Kiprianu’yla da gayrı resmi görüşmeler yapabileceğim, yapmam gerektiği konusunda uzlaştık. Kıbrıs Türk liderliğiyle uzlaştığımız bu noktada bir çelişki yok. Aynı zamanda, tıpkı benim Kıbrıslı Rumlarla görüşmede hiçbir sorun görmediğim gibi Yunan tarafının da Kıbrıs Türk tarafıyla görüşmesi gerekir” şeklinde konuştu.
Rum tarafının, doğal kaynakların federal yetkide olduğuna dair masada varılan yakınlaşmayı ve Kıbrıslı Türklerin paylarını kaybetmeyeceklerini alenen teyit ettiğinin hatırlatılması üzerine Çavuşoğlu, önümüzdeki yıllarda çözüm bulunamazsa ve doğal kaynaklardan istifade devam ederse Kıbrıslı Türklerin haklarının nasıl garanti edileceğini sordu. Çavuşoğlu, şunları söyledi:
“Hayır, bunlar sadece laf. Güvensizlik de var. Güven eksikliği olduğunu kabul ediyorsanız güvenceye almak için neden şimdi çözüm bulmuyorsunuz? Kast ettiğiniz, söyledikleriniz değil de ondan. Bu nedenle garantör olarak Kıbrıslı Türklerin haklarını garanti etmem gerekir.”
Çavuşoğlu “bunu Anastasiadis’le konuştunuz mu?” sorusuna karşılık da “Tabii, bunu da konuştuk. Aynısını söylüyor, satmaya başladığımızda gelirleri garanti atında olacak diyor.  Bunu neden şimdi yapmıyorsunuz diye sorduğumda, şimdi yapamayacağını söyledi. Bu, hiç yapmayacağı anlamına geliyor” dedi.