Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği’nin genel kurulunda konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis Başkanı Zorlu Töre ve Başbakan Faiz Sucuoğlu, çiftçilerin Kıbrıs Türk mücadele tarihindeki önemine dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, turizm ve yükseköğretimdeki gelişmelere işaret ederek, nüfusun da artmasıyla ülkede üretilenlerin çok daha fazla sayıda insana ulaştığını kaydetti.
Dünyadaki gelişmelere ve Rusya-Ukrayna savaşına işaret eden Tatar, “KKTC’nin imkanları belli. Keşke imkanlar bol olsa da sübvanselerle takviyelerle hepimizin işi daha kolay olsa...” dedi.
Ersin Tatar, renkli mazotun tekrardan değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, bu uygulamanın denetlemeyle yapılabileceğini söyledi. 
Tatar, kendisinin Maliye, Zorlu Töre’nin Tarım, İrsen Küçük’ün de Başbakan olduğu dönemde tepkilere rağmen zeytinyağının yurt dışından ülkeye gelişinin yasaklandığını anımsattı.
“Ülkemize güvenelim. KKTC’ye sahip çıkalım” diyen Tatar, Anavatan Türkiye’nin desteğiyle daha verimli sürdürülebilir yapının ortaya çıkmasının, Kıbrıs Türk halkına refah bir yaşam sunmanın temennileri olduğunu söyledi. 
TÖRE
Meclis Başkanı Zorlu Töre, yerli üretimi ve yerli yatırımların koruması gerektiğini belirterek, “Bu en büyük görevimiz olmalıdır. Olmalıydı” dedi.
Kısa bir dönem Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı yaptığını anımsatan Töre, “Göreve geldiğimde ilk yaptığım iş zeytinyağının ülkeye gelişini yasaklamak oldu” şeklinde konuştu.
Zerdali, kayısı gelişini de yasakladığını belirten Töre, parmak patatesi korumak için fon koyduklarını, nar ithalatını durdurduklarını, et ve et ürünlerine ithalattan katkı payı aldıklarını söyledi.
“Çok büyük tepkilerle karşılaştık” diyen Töre, Toprak Ürünleri Kurumu’na ithal edilen et ve et ürünlerinden 25 milyon TL katkı geldiğini söyleyerek, “Bu katkı payının kaldırılması için direnç gösterildi ama kaldırılmadı. Eğer o karar o gün alınmasa TÜK’ün 25-30 milyon TL daha borcu olacaktı.. Bunları Sayın İrsen Küçük’ün başbakanlığı döneminde yaptık” şeklinde konuştu.
Ülkede birçok sanayi yatırımları yapıldığını ancak korunmadığı için hepsinin kapandığını, borç içinde kaldığını kaydeden Töre, “Bunlar acı gerçeklerimiz. Üretmeyen toplum yok olur demek, bunu seçim bildirgelerine, hükümet programlarına yazmak yeterli değil…. Kimin yerli üretime, yatırıma tarıma, hayvansal üretime destek verdiğini, vermek istemeyenlerin nasıl köstek olduğunu anlatabilirim… Ben Ziraat Yüksek Mühendisiyim, ekonomi de okudum ama o dönem ekonomiden yoksun bakan oldum” şeklinde konuştu.
Ülkenin kendi ihtiyaçlarını karşılamak için iklim şartlarının uygun olduğunu, tarımsal faaliyetlerin artırılması gerektiğini vurgulayan Töre, Annan Planı reformuna Rumlar da “evet” dese, bugün tarımsal faaliyet yapılacak arazi de bulunamayacağını söyledi. 
Töre, ülke için ifade edilen hedeflerin dilde değil, yürekte olması gerektiğini ifade ederek, “Çoğu insanın yüreğinde bunların olmadığını biliyorum” dedi.
SUCUOĞLU
Başbakan Faiz Sucuoğlu, dünyanın artık değiştiğini, ülkelerin üretime ağırlık vermesi gerektiğini gördüğünü ifade etti.
Tarımın, yerli üretimin turizm ve yükseköğretim kadar önemli olduğunu belirten Sucuoğlu, üretimin güçlendirilmesi, üretimde kendi kendine yetebilme ve üreticinin desteklenmesi gibi konulara ağırlık verilmesi gerektiğini söyledi.
Tarımda devlet politikası yaratılması gerektiğini söyleyen Sucuoğlu, üretimde günübirlik politika döneminin geçtiğini kaydederek, “Ülkeler kendi üretecek, kendi kendine yetecek...Yetmek zorunda. Hükümet olarak özelikle üretim yönünde atılacak her adıma, eldeki imkanlar çerçevesinde destek verme kararlığımız devam edecek. Gereken açılımlar için her türlü çalışmayı ortaya koyacağız” dedi.
Türkiye’de de üretimin ne kadar önemli olduğunun, desteklenmesi gerektiğinin konuşulduğunu belirten Başbakan Sucuoğlu, “Anavatan Türkiye’nin yardım ve katkılarını önümüzdeki dönemde göreceğiz. Bu konuları da görüştük. Her zaman olduğu gibi hassasiyet had safhadadır. Gereken her türlü katkının, yardımı daha önceki gibi yapılacağından kimsenin kuşkusu olmasın” dedi.
Başbakan Sucuoğlu, “Hepimiz aynı gemideyiz. Bu gemi su alırsa, zarar görürse hep birlikte zarar göreceğiz. Zaman birlik, bütünlük, hepimizin elini taşın altına koyma zamanındayız.  Süreç dünyada olduğu gibi burada da sıkıntılı devam ediyor. Bıkmadan, usanmadan, sabırla çalışmaya devam edeceğiz, zorlukları hep birlikte göğüslemeye çalışacağız” şeklinde konuştu.