Bundan tam 10 yıl önce son model üstü açık bir arabam vardı.

Sürat yapmayı çok sevmez ama zaman zaman hızlı sürdüğüm bazen de kuralları çiğnediğim de oluyordu.

Ta ki iyi bir sürücü olana kadar…

İyi bir sürücü nasıl olunur diyeceksiniz, tabii ki kurallara uyarak. İyi bir Trafik eğitimi alarak.

Tabii ki doğru kişiden. Ben çok şanslıydım çünkü o doğru kişi ayağıma gelmişti.

Ne zaman mı? Yine 10 yıl öncesi…Nasıl mı? Çalıştığım eski bir kurumda o dönemin TV Müdürü sevgili Hüseyin Ekmekçi beni odasına çağırınca…

“Bu tarihten itibaren Trafik programı yapıyorsun” demişti bana, odasında oturan uzun boylu siyah saçlı bıyıklı adamla…

“Bu adam kim nerden çıktı, ne alaka Trafikten ben ne anlarım” demiştim …

“Ben seni eğitecem yönlendirecem” demişti bana Trafik uzmanı Taner Aksu.

Kendisi Amerikada uzun yıllar Trafik mühendisliği yaptı, ülkemizde ki trafik sorununa çare bulmak için birşeylerin değişmesi için adamıza gelerek gönüllü olarak program yaparak farkındalık yaratmak istedi. Ben de onunla bu yola çıktım. Önceleri açıkcası hiç inanmamıştım, bu ülkede birşeylerin değişeceğine özellikle trafik terörünün duracağına hiç inanmıyordum. Çünkü istatistikler ortadaydı.

Boş yere canlarımızı trafiğe kurban veriyorduk. Çünkü bugün hala malesef KKTC'de adından dahi bahsedebileceğimiz bir Trafik Güvenliği Sistemi yoktur. Galiba da hiç de olmayacak….

Taner abi boşuna uğraşacak, mis gibi Amerika da ki hayatını bırakıp bu düzensizlikte bu sistemsizlikte gelip üstelik gönüllü olarak KKTC’de ki Trafiği düzeltecek…. Hiç işi yok! demiştim.

Zamanla onu çok sevdim, çok inandım evet dedim başaracak ama bazen de karamsarlığa kapıldığımda da, abi vazgeç bak kimse bizi dinlemez, çok fazlasın sen bunlara. Boşuna uğraşın, Bilimselliğin “B” sini bilmezler derdim.

Vazgeçmek yok derdin bana. Amerikayı yeniden keşfetmeye gerek yok, trafik güvenliğinin basit, bilimsel bir şekilde ve kısa zamanda sağlanabileceğini bana hep anlatırdı.

Trafikte canların yitirildiği, ocakların söndüğü, üzücü bir durum içinde bulunulduğunu sürekli bana ve izleyicilere dile getirirdi.

“Halkı uyandırmamız gerekiyor, Muazzez. Çözümler çok basit ve uygulanabilirdir” yeter ki istesinler derdin.

Herşey hazır, çok kolay basit önlemler var, bıkmadan usanmadan hep anlattın didindin durdun… Sonra TRAKAYAD’I kurdun. “Anneler ve Babalar ağlamasın” dedin. Hep birlikte el ele olmamızı çoğalmamızı sağladın.

Sonra aramıza yine çok sevdiğim sevgili Hüseyin Sevay katıldı. O da trafik eğitimi almış, gönüllü olarak birlikte bir çok işe imza atan çok değerli bir kişi. Beraber onunla programlar yapmaya başladık. Üniversiteden dersten çıkar evine gitmeden yemek bile yemeden programa girerdi, bu trafik ne olacak diyene saatlerce bıkmadan usanmadan neler yapılabilmesi gerektiğini anlatırdı…. Projeler üretti.

Meclis bünyesinde bir Trafik Güvenliği Kriz Masası oluşturulması ve görev üstlenecek vekillere, gerçek trafik güvenliği uzmanlarından oluşacak bir kurulun danışmanlık yapması gerektiğini hep dile getirdi.

Bir insan gönüllü niye yapsın ki bunu….?

Bu iki değerli uzmanlar yıllardır trafik güvenliği sorunlarımızın dünya bilgi birikimi ve tecrübeleriyle eğitim, denetim, ve mühendislik temellerinde nasıl çözülebileceğini çok yazdı ve çok anlattı. Almak isteyenler aldı,almak istemeyenler arkasını döndü.

Her zaman Trafik Güvenliği Sistemi yaratmak için ciddi ve istikrarlı adımlar atılmasının kaçınılmaz  olduğunu vurguladılar. Ama üzülerek söylemek isterim ki  maalsef bizi yönetenler dünyanın doğrularını öğrenmeyi ve hayata geçirmeyi her nedense uygun bulmadılar.

Onlar düşük maliyetli bilimsel çözümleri hayata geçirmek yerine, gereksiz harcamaları seçerek, yanlışlar içeren, ve toplumumuza hizmet etmek yerine ciddi zararlar veren bir sistemi sürdürdüler.

Trafik konusunda ben onlardan çok şey öğrendim, artık kurallara uyan bir sürücü, daha dikkatli bir sürücüydüm… Onları şimdibir okadar daha çok seviyorum ve saygı duyuyorum. Ne güzel ki beni kazandılar.:) Bir canı kurtardılar...

Çok uzatmak istemiyorum aslında asıl konuya değinmek istiyorum.

Bundan aylar önce Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Atakan, trafik güvenliği ve ulaşımda değişim için başlatılan çalışmaları basın toplantısı ile duyurmuştu.

Sayın Tolga Atakan, trafik güvenliği ve ulaştırma alanlarında tecrübeli ve bilimsel düzeyde çalışacak bir takım oluşturduklarını ve değişim için gereken çalışmalara başladıklarını açıklamıştı.

Lisanslı ve profesyonel trafik ve ulaştırma mühendisi Taner Aksu ile ve onun başkanlığında trafik konusunda bakanlıkta danışmanlık yapacak uzman ekibi bizlere tanıtmıştı.

Hiç unutmam söze “Halkımıza hizmet edecek bir trafik güvenliği ve ulaştırma sistemi oluşturmamızın zamanı çoktan gelmiş ve geçmiştir” demişti sayın Atakan, “yıllardır geciktirilmiş olan büyük bir değişimi başlattığınızı duyurmuştunuz…

Kendi adıma konuşacak olursam büyük bir heyecan ve büyük bir umuttu benim için. Taner abimi ve  Hüseyin abimi ve diğer uzman ekibin heyecanını tahmin edemezdim. Trafik için bazı şeylerin değişeceğine, artık Anne ve Babaların ağlamayacağına inanmıştım….

Ta ki Taner abinin gözyaşlarına şahit olana kadar…. Cuma günü programımda açıkladı, yutkunarak gözleri dolarak. Zor tuttum ağlamamak için kendimi.

“Bakanlığın yanlış ve değişmeyen tutumundan dolayı çalışmalardan çekildik” dedi.

Yıkıldım…

Trafikte Kazasız Yaşam Derneği (TRAKAYAD), üyelerinden oluşan uzman danışman grubunun, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde sürdürmekte olduğu profesyonel ama karşılık bulmadığı için mecburen gönüllü olarak yürütmekte olduğu çalışmalarını sonlandırarak Bakanlıktaki çalışmalardan çekildiğini açıkladı. Bugün de bu şekilde basın bildirisiyle kamuyoya açıkladılar.

Halbu ki geçmiş yönetimler bu farkındalığı gerektiğince ortaya koymadılar ve bu vahim ötesi trafiğin durumunu değiştirmeyi düşünmek bile istememişlerdi.. Oysa Yeni Ulaştırma bakanlığı  daha önce yapılmamış bir değişimi gerçekleştirmek için biz varız demişlerdi ne oldu şimdi?

Meğer o takım küme düşmüş. Takımla çalışamamışlar. Neden peki? Niçin?

Soruyorum onlardan da cevap bekliyoruz şimdi… Ulaştırma bakanı sayın Tolga Atakan ve Müstaşarı sayın Kemal Bağzıbağlı çok sevdiğim değerli kişiler mutlaka onların da açıklamaları olacak. Beklemedeyiz...

“Her adımda eğitim değişimin en temel unsuru olacak” vurgusunda bulunan sayın Atakan bu takımla neden uyuşamadı neden çalışamadı, Nedeni nedir?

Hayata geçirilecek olan “çok kısa”, “kısa”, “orta” ve “uzun” vadeli projeleri kim yapacak? Bu uzman ekip olamayacaksa…?

Umarım bir orta yol bulunur ve ya da tekrardan bir araya gelirler mi bilemem ama… Tek bildiğim kaybedecek zamanımız yok.

Biliyormusunuz ki Devletin ve gelmiş geçmiş tüm hükümetlerin bugüne dek trafikte meydana gelmiş ölümlerden ve kalıcı sakatlıklardan birinci derecede sorumlu ve suçlu olduklarını.

Toplum olarak trafikte daha çok kaybetmemek için ihtiyacımız olan değişime hepimizin kucak açması gerektiğini.

Ama maalesef yine toplum kaybetti…. Çok ama çok üzgünüm.

Hem son bir şey daha söylemek isterim Trafik güvenliği sağlanabilseydi, birçok insan, sevdiklerimiz şu anda hayatta bizimle birlikte olacaktı…