Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Covid-19 salgını süresince çalışma hayatıyla ilgili tüm kararların YGK (Yasa Gücünde Kararnameler) yolu ile alınmasının, demokratik süreçlerin yaşanmasında ciddi bir engel teşkil ettiğini belirtti.

CTP’den yapılan yazılı açıklamada, demokrasinin en önemli temsil olgusu Cumhuriyet Meclisi’nin es geçilmeye çalışılması ve ülkenin YGK’lerle yönetilmek istenmesinin en başta demokratik yaşama aykırı bir durum olduğu kaydedildi.

Açıklamada, çalışma hayatı gibi birçok paydaşın bir arada olduğu ve mutlak uzlaşının aranması gereken bir alanda “Ben yaparım olur mantığı” ile hareket edilmesinin kabul edilemeyeceği bildirildi.

CTP’nin bundan sonraki süreçte YGK’lerin komitelerdeki yasallaşma sürecini takip ederken, çalışma hayatıyla ilgili yasal değişikliklerin mutlak surette Cumhuriyet Meclisi’nde ele alınması için çalışacağı kaydedilen açıklamada, Covid-19 salgını döneminde hayatın pek çok alanında olduğu gibi, çalışma hayatında da çok ciddi sıkıntılı bir süreç yaşandığı ifade edildi.

Açıklamada, böylesi dönemler için yasalarda öngörülen “sosyal diyalog” mekanizmaları 33/1976 sayılı yasa altındaki “Sosyal ve Ekonomik Konsey”, 35/2000 sayılı yasa altında bulunan “Çalışma Kurultayı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Danışma Meclisi” gibi mekanizmaların işletilmesi ve zorlu ekonomik ve sosyal sürece dair tüm paydaşların, katılımcı bir anlayışla görüşlerini ortaya koyması ve bunun sonucunda bir ortak payda yaratılması gerektiği de belirtildi.

İçinden geçilmekte olan koşulların giderek zorlaşacağı, ekonomik anlamda yeni sorun ve sıkıntılarla karşılaşılacağı uyarısında bulunulan açıklamada, toplumun sorunları ancak sosyal diyalog mekanizmalarını çalıştırarak çözebileceği hatırlatıldı.
 
Açıklamada, “Yaşadığımız bu zorlu süreç bize, sosyal güvenlik sisteminin sağlam temeller üzerinden şekillenmesi gerektiğini bir kez daha göstermiştir.” denildi.

“SÜREÇ YÖNETİLEMEDİ”

Uzun süre ödenmesi beklenen 1500 TL konusunda 800 kişinin ödeme sorunu yaşadığı bu sürecin yönetilemediğinin çok açık olduğu savunulan açıklamada, Yerel İşgücü İstihdamının Desteklenmesi Fonu’ndan kullanılan bu miktarların bugün bu fonu tükettiği, yine aynı fonun Sosyal Sigortalarda oluşacak mali açıklar için de kullanılarak bitirilme noktasına getirildiği savunuldu.

CTP açıklamasında, fonla birlikte birçok sektöre çeşitli kriterlerle sağlanan sosyal güvenlik desteklerinin fondaki kaynağın tükenmesi nedeniyle sona erdirildiğine ileri sürülerek, “Oysa, kayıt dışı çalışanı kayıt altına alan, sosyal güvenlik yatırımlarının gerçek maaşlar üzerinden olmasını sağlayabilecek iyi yönetilmiş bir sigorta sistemi bugünkü yaşadığımız süreci finanse edebilirdi. Bu anlamda da Yerel İşgücü İstihdamını Destekleme Fonu’nun bundan sonraki süreçte istihdamın sürekliliğini sağlamak adına çok daha etkili kullanılması gerekirdi.” denildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“CTP olarak, Kısmi Çalışma Kararnamesi ile esnek çalışma sisteminin ülkeye getirilmeye çalışıldığını ve bunun kalıcı olmasının ülkedeki emeğin değeri ve iş barışı açısından çok ciddi sorunlar ortaya çıkaracağını görmekteyiz. Özellikle kararnamedeki yasal boşluklar nedeni ile suiistimale açık ve denetim zafiyetinin var olduğunu, çalışma yaşamında çok ciddi bir yasa dışılığın fiili olarak yaşanacağını öngörüyoruz. Yasa gücünde kararname maddelerinden faydalanacak işletmeler işten durdurmalar konusunda kısıtlamaya tabi tutulurken, paydaş örgütlerin katılımının sağlanacağı bir denetim mekanizması oluşturulması sürecin denetlenebilmesi açısından oldukça önemlidir. 

Yasa gücünde kararname kapsamında yatırılacak olan sosyal sigorta primlerinin, 15 gün/21 gün ayrımına tabi tutulmaksızın, tümünün 30 güne tamamlanarak değerlendirilmesi ve çalışanın sosyal haklarına halel getirmeyecek bir düzenlemenin mutlak süreçte yasa kapsamına alınması gerekmektedir. Yasa gücünde kararnamede 10 çalışanın üzerindeki işyerlerinde yüzde 60 kuralının uygulanacağını dikkate alarak, bu konudaki muhtemel suiistimallerin önüne geçebilmek için, işyeri bazında değil, işveren bazında değerlendirileceği kuralının getirilmesi elzem noktalardan bir tanesidir. 

UBP-HP hükümetinin önce emeklilik, malullük ve ölüm gibi sigorta çeşitlerinde Covid-19 salgın süresince kapalı olan işyerlerinde çalışanların sigortalarının 30 gün üzerinden sayılması ile ilgili Bakanlar Kurulu kararı yeterli olmayan ama yine de desteklenecek bir tutumken, bir sonraki toplantıdan anlaşılmaz bir şekilde aynı kararın iptali ise UBP-HP hükümetinin bu süreci yönetme anlayışının göstergesidir.

Bu noktada Cumhuriyetçi Türk Partisi, 16/1976 ve 73/2007 sayılı Sosyal Sigorta ve Sosyal Güvenlik Yasası kapsamındaki tüm sigorta çeşitlerinde (hastalık, analık, malullük, yaşlılık, ölüm, işsizlik gibi) sigortalardan yararlanabilmesi adına Bakanlar Kurulu’nda iptal edilen kararın geliştirilerek tüm prim aranan sigortalar çerçevesinde genişletilmesi gerektiğini düşünmektedir.

Belirli bir plan dahilinde çalışanlara açılan ihtiyat sandığı ödenekleri, içinde bulunduğumuz zor ekonomik şartlarda rahatlatıcı bir unsur olsa da bu durum hem çalışanın kendi geleceğinden çalmak hem de ihtiyat sandığı gibi iştirakçilerin geleceğinin teminatı olan fonu tehlikeye atmaktır.

Hiçbir borçlanma yapmayan hükümet, bireylerin borçlanmaya ve/veya İhtiyat Sandığı gibi tüm ülkenin gelecek garantisi olan bir fonu üzerinden düzenlemeye gitmesi, sorumluluktan kaçması, elini taşın altına koymaması demektir ki bu tavır kabul edilir değildir. 

CTP, tüm bu keşmekeş ve tutarsız tavırların dışında ülkedeki çalışma yaşamının geleceğini planlamak adına sosyal diyaloğun kurulduğu, sektörel bazda Toplu İş Sözleşmesi düzeninin tartışılması gerektiği temel görüşler çerçevesinde bir çalışma yaşamı planlamaktadır.

CTP, çalışma hayatında yaşanan çarpıklıkları, yanlışları, eksiklikleri kurulduğu günden beri emeğe verdiği değer ve genel ilkeleri çerçevesinde dün olduğu gibi bugün de söylemeye ve yapıcı muhalefet yapma tavrını halkımızın geleceği adına sürdürmeye devam edecektir.”