Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Haber Ajansı’na Kıbrıs Sorunu ve Doğalgaz konularında açıklamalarda bulundu.

Doğalgaz konusunun mutlaka görüşülmesi gerektiği görüşünü aktaran Cumhurbaşkanı Akıncı, “biz bunu birlikte ele alalım” diye çok defalar Sayın Anastasiadis’e söyledik. Daha müzakereler başlamadan, Sayın Anastasiadis ile ilk baş başa görüşmemizde, Ledra Palace’ta, 11 Mayıs 2015 akşamı konuştuğum konulardan biri buydu” diye konuştu.

Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafının ortak komite kurma önerisini çok erken reddettiğini söyleyen Akıncı, bunu bir “yanlış” olarak değerlendirdi.

Akıncı, “Oturup uzlaşma ararsınız, makul bir formülde buluşursunuz. Buluşamadığınız noktada da uluslararası mahkemelere gidersiniz. Kıbrıs sorunu çözümsüz kaldığı için bu yapılamıyor çünkü taraflar birbirini tanımıyor. Eğer Kıbrıs sorunu çözülürse, elbette bu konu da, sorunu çözülmüş Kıbrıs’la Türkiye arasında ele alınacak. Yunanistan’la Türkiye’nin de bu konuyu ele alıp çözmesi gerekecek. Dolayısıyla bölgede bu konu da çözümlenmiş olacak” dedi.

“Yeni bir sürece başlamak için doğalgaz konusunda bir anlaşma/mutabakat önşart mı?” sorusuna karşılık Akıncı, aslında önşartı ‘Türkiye bölgede kazı yaptığı sürece müzakereler başlamaz’diyerek Rum tarafının koyduğuna dikkat çekti.

Akıncı, Kapalı Maraş’ta envanter çalışmasının geçmişte yapıldığını, şimdi bunun güncelleneceğini kaydederek, “Onun da kimseye bir zararı yok, faydası var, yapılsın” dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, kendisinin konuyla ilgili olarak çok net birşey söylediğini de belirterek, Kapalı Maraş bölgesinde “ne yapacaksak, BM ve uluslararası hukuk içinde olması lazım. BM ile çatışarak, anlaşmazlığa düşerek herhangi bir adım atılmaması lazımdır. Kıbrıs Türk tarafı sıkıntıya düşer” dedi.

Evkaf’ın Kapalı Maraş ile ilgili iddialarına ilişkin bir soruya karşılık da Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Maraş’ta ne yapılacaksa uluslararası hukuk kuralları içinde kalınarak yapılacak. Vakıflar yapacakları bütün hak iddialarında sadece bizim yerel mahkemelerle sınırlı kalmamaları lazımdır. Bu haklarını uluslararası mahkemelerde tescil ettirmeleri lazımdır” diye cevap verdi.

Akıncı bir soru üzerine 9 Ağustos’ta yapılacak görüşmeyi anımsatarak, “Herkesin gözleri bu görüşmeye çevrildi, Genel Sekreter de telefonda bize bunu söyledi. Güney’e giden Yunanistan Başbakanı da aynı şeyden bahsetti” dedi.

Gidişatın iyi olmadığını hemen herkesin görüp anlayabildiğini ifade eden Akıncı, olumlu yönde gelişmeler sağlanamaması durumunda sadece adada değil, etrafında da yaşanmakta olan gerginliğin daha da artacağını söyledi.

Görüşmenin gündeminin açık olduğunu, iki liderin istediği konuyu gündeme getirebileceğini ifade eden Akıncı, yeni güven artırı önlemlerin ve doğal gaz konusunun ikili görüşmede konuşulması gerektiğini düşündüğünü dile getirdi.

“Benim en büyük beklentim tabii ki gerginliklerin giderilmesi, tansiyonun düşürülmesi, iyi gelişmelere zemin yaratılmasıdır” diyen Akıncı, bunun için ikili görüşmenin “açık kalplilikle ama politik kararlılık ve siyasi iradeyle” gerçekleşmesi gerektiğini kaydetti.

Üçlü görüşmenin, gayri resmi liderler görüşmesinin sonucuna bağlı olup olmadığı yönündeki soruya karşılık Akıncı, Genel Sekreter’in bunun gerçekleşebileceğini söylediğini anımsattı ve Genel Sekreterin ‘term of reference konusunu da halledin’ dediğini kaydetti.

Akıncı, beşli görüşme hakkındaki soruya karşılık da, “Orada en önemli konu, tüm taraflar aynı şeyi istemeye devam ediyor mu, etmiyor mu. Tüm tarafların olacağı bir gayri resmi toplantıda konular netliğe kavuşturulabilir, ‘tam olarak ne istiyoruz, hedef nedir ve bu ortak vizyon mevcut mu ve söylediklerimizin de altı dolu mu” ifadelerini kullandı.

Üçlü görüşme öncesinde referans terimlerinin oluşturulmasının gerekip gerekmediği yönündeki soruya karşılık Akıncı, Genel Sekreter’in beklentisinin o yönde olduğunu, ancak bunun sağlanamaması durumunda üçlü görüşmenin gerçekleşmeyeceğini söylemenin doğru olmadığını kaydetti.

“Rum kamuoyunda iki toplumlu, iki kesimli federasyon modelini sadece sizin desteklediğiniz yönünde bir algı var, çünkü Kıbrıs Türk tarafından ve Türkiye yönetiminden farklı sesler çıkıyor. Yalnız hissediyor musunuz?” sorusuna karşılık Akıncı, hiçbir liderin halkını yanında hissettikten sonra yalnızlık hissetmeyeceğini söyledi. “Liderleri güçlü kılan halklarıdır. Ben kendimi hiçbir zaman yalnız hissetmem çünkü halkımdan hiç bir zaman kopmadım” diyen Akıncı şunları kaydetti;

“Şunun altını çizmekte fayda görürüm, Türkiye yetkilileri, biraz da Rum tarafından da gelen mesajlarla ilgili olsa gerek, ‘farklı modeller de konuşulabilir’ dediler ama ‘federasyon artık masada değil’ de demediler, en azından son dönemlerde böyle bir söylem yoktur. ‘Bütün seçenekler masada olsun ve bu seçeneklerden müzakere ederek bir sonuç alalım’ denmektedir. Şimdi artık herşeyin artık netliğe kavuşmasının zamanı gelmiştir. Bunu öncelikle biz iki lider olarak yapmaya gayret edeceğiz, etmemiz lazım. Ondan sonraki süreçte üçlüde ve nihayet beşlide, detayları konuşmadan önce, hedef birliği var mı yok mu, en önce bunun ortaya çıkması lazım”