Cumhurbaşkanlığı, Avrupa Birliği Konseyi Haziran 2021 Liderler Zirvesi Sonuç Bildirgesi’nde yer alan ve Kıbrıs’ı da ilgilendiren ifadelerin kabul edilmesinin mümkün olmadığına işaret ederek, AB’yi, iki tarafın meşru hak ve çıkarlarına saygılı davranmaya ve 2004 yılında Kıbrıslı Türkler üzerindeki izolasyonu kaldırma yönünde beyan ettiği iradeyi hayata geçirmeye davet etti.

Cumhurbaşkanlığı, Avrupa Birliği Konseyi Haziran 2021 Liderler Zirvesi Sonuçlarına İlişkin yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Tatar’ın, devletin egemen eşitliğine saygı gösterilmesi ve eşit uluslararası statüsünün kabul edilmesiyle yeni bir zemin oluşturulmasının müzakerelerin başarısı için kaçınılmaz olduğunu savunduğu hatırlatıldı. Açıklamada, “Kıbrıs Türk tarafının hedefi bu zeminde iki taraf arasında kurumsal bir işbirliği geliştirilmesini sağlamaktır” denildi.

AB tarafının açıklamalarının Kıbrıs Türk tarafının bu pozisyonunu en iyi ihtimalle yanlış anladığını gösterdiği, bu nedenle AB’nin güncelliğini yitirmiş BM Güvenlik Konseyi kararlarını referans olarak alma ısrarının, esasen, Kıbrıs şartlarına uygunsuzluğu ve başarısızlığı gün yüzüne çıkmış eski zemin ve parametreler çerçevesinde sonuçsuz müzakere süreçlerini desteklemekten başka anlam taşımadığı belirtildi.

Cumhurbaşkanlığı açıklaması aynen şöyle:

“Avrupa Birliği Konseyi’nin dün (25 Haziran 2021) açıkladığı Sonuç Bildirgesinde ülkemizi de ilgilendiren ve kabul edilmesi mümkün olmayan ifadelere yer verilmiştir. 

Kıbrıs Türk tarafı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın seçilmesiyle birlikte, federasyon çözüm modelini hedefleyen müzakerelerin artık tüketildiğini ve gerçekçi yeni bir zemine ihtiyaç olduğunu dile getirmektedir. Cumhurbaşkanı Tatar, Devletimizin egemen eşitliğine saygı gösterilmesi ve eşit uluslararası statüsünün kabul edilmesiyle yeni bir zemin oluşturulmasının müzakerelerin başarısı için kaçınılmaz olduğunu savunagelmektedir. Tarafların statüleri ve meşruiyetileri eşitlenmeden Kıbrıs’ta gerçekçi ve sürdürülebilir bir uzlaşının mümkün olamayacağı ortadadır. 

Kıbrıs Türk tarafının hedefi yukarıdaki zeminde iki taraf arasında kurumsal bir işbirliği geliştirilmesini sağlamaktır. AB tarafının açıklamaları Kıbrıs Türk tarafının bu pozisyonunu en iyi ihtimalle yanlış anladığını göstermektedir. Bu nedenle AB’nin güncelliğini yitirmiş BM Güvenlik Konseyi kararlarını referans olarak alma ısrarı, esasen, Kıbrıs şartlarına uygunsuzluğu ve başarısızlığı gün yüzüne çıkmış eski zemin ve parametreler çerçevesinde sonuçsuz müzakere süreçlerini desteklemekten başka anlam taşımamaktadır. AB’nin Adadaki siyasi ve hukuki gerçekler temelinde Kıbrıs’a ilişkin siyasetini gözden geçirmesini bekliyoruz.

Kapalı Maraş’ı da içeren güven yaratıcı önlemlerin geçmişte Rum tarafınca reddedildiği ortada iken, Kıbrıs Türk tarafının Kapalı Maraş’a ilişkin açılımının doğru yönde atılmış bir adım olarak değerlendirilmesini beklemekteyiz. Kapalı Maraş açılımı mülkiyet hakkı iddiaları ve uluslararası hukuk gözetilerek ilerletilmektedir. 

Doğu Akdeniz’de gerilimin azaldığını söylemekle yetinen AB, Kıbrıs Türk halkının meşru hak ve çıkarlarını gasp etmeye devam eden Rum tarafının tek yanlı ve hukuk dışı tasarruflarla yürüttüğü çalışmalarını görmezden gelerek desteklemektedir. Hidrokarbon konusunda Kıbrıs Türk tarafının işbirliği tesis etmek ve bölgeye istikrar getirmek amacıyla 13 Temmuz 2019 tarihinde yaptığı önerisinin halen masada olduğunu da bu vesileyle hatırlatmak isteriz.

AB’yi Kıbrıs’ta iki Tarafın meşru hak ve çıkarlarına saygılı davranmaya ve 2004 yılında Kıbrıslı Türkler üzerindeki izolasyonu kaldırma yönünde beyan ettiği iradeyi hayata geçirmeye davet ediyoruz”

Editör: TE Bilisim