Cumhurbaşkanlığı Siyasi İşler ve Tarih Danışmanı, Teknik Komiteler Genel Koordinatörü Meltem Onurkan Samani, Kıbrıs sorununun çözümü için 40 yıldır yürütülmekte olan iki kesimli iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federal çözüm modelinin ana hatlarının ortaya çıktığını belirterek, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın samimiyetle çözümü zorlamasının, Rumların gerçek anlamda siyasal eşitliğe dayalı iki kesimli iki toplumlu federasyonu isteyip istemediklerinin sorgulanmasına neden olduğunu söyledi.

Rumların, nasıl bir çözüm modeli istediğini ortaya koyması gerektiğini vurgulayan Samani, Akıncı-Anastasiadis sürecinin bitmediğini, tarafları dinleyerek, bu sürecin sonunun gelip gelmediğini görmek üzere BM Genel Sekreteri’nin geçici Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute’u görevlendirdiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanlığı’ndan verilen bilgiye göre, Samani, Genç TV’de “Bugüne Dair” programında, Kıbrıs konusundaki gelişmelerle, hidrokarbon aramalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.


Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik olarak son üç buçuk yılda yoğun bir şekilde, Akıncı-Anastasiadis sürecinin yaşandığına işaret eden Samani, bakılan pencereye bağlı olarak “ciddi ilerlemeler sağlandığı” söylenebileceği gibi, Crans Montana’dan itibaren yaşanan hayal kırıklığı nedeniyle “yine hiçbir şey olmadı” da denilebildiğini ifade etti. 

Samani, “Benim penceremden baktığım zaman, gerçekten Akıncı-Anastasiadis sürecinde, aslında Kıbrıs sorununun çözümü için 40 yıldır yürütülmekte olan iki kesimli iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı, federal çözüm modelinin ana hatlarının ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Aslında bütün parametreleri ortaya çıkmıştır. Başta, Kıbrıs’ın iki eşit halkı olmak üzere tüm tarafların kabul edebileceği formülün detaylarına kadar ortaya çıkmış olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

Geriye son adımı atabilmenin kaldığını, onun için tüm tarafların samimi olarak, çözümü içine sindirerek kabul etmeleri gerektiğini kaydeden Samani, Crans Montana’da tüm tarafların o adımı atmaya niyetli gibi görünürken, Kıbrıs Rum tarafının bu adımı atmaya niyetli, istekli ve hazır görünmediğini ve bu nedenle sonuç alınamadığını anlattı.

“AKINCI-ANASTASİADİS SÜRECİ BİTMEDİ”

Akıncı-Anastasiadis sürecinin bitmediğini, “son aşamanın son perdesinin yaşandığını” dile getiren Samani, Rum lider Anastasiadis’in merkezi güçlü bir model versiyonu savunurken, son zamanlarda kanatları güçlü bir yapıdan söz ettiğine işaret etti ve parametreler ve çerçeve yerinde ise kanatların güçlü olmasının da olabileceğini, ancak bunun ortak karar almayı sıfırlamaya çalışan anlam da içerdiğini ve bunun kabul edilebilir olmadığını vurguladı.

Samani, “Eğer samimi olarak, federal merkezi yönetimde parametreler yerinde dursun ama yetkiler daha da azaltılsın diyorsa, bunun olumlu bir adım olacağını, bu konuda hemen anlaşılabileceğini düşündük. Ancak bunun bu anlamda olmayacağı duygusu bizde ağır bastı. Çünkü aynı cümleler içerisinde, federal yönetimde ortak karar alınabilecek yetkilerin azaltılması, ama bununla beraber kararlara Kıbrıslı Türklerin etkin katılımının bertaraf edilmesine yönelik bir anlam ifade ediyordu. Dolayısıyla, eğer ki Kıbrıslı Türklerin tüm kararlara etkin katılımını ortadan kaldırmak ise amaç, bu tabi çok olumsuz bir anlama geliyordu” diye konuştu.

Meltem Onurkan Samani, kararlara ortak katılım ortadan kaldırıldığında, merkezi yönetimin bir Kıbrıs Rum Yönetimi; çoğunluğun karar verebileceği bir yönetim olarak algılanacağını ve bunun da kabul edilebilir bir şey olmadığını söyledi.

DOĞALGAZ KONUSU

Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon aramalarıyla ilgili sürece dair değerlendirmede de bulunan Samani, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, tüm tarafların, doğalgaz ve petrolden yararlanabilmesi için Kıbrıs sorununun çözümünün gerekliliğini ortaya koyduğunu, aksi durumun bir çatışmaya da dönüşebileceğini Cumhurbaşkanı seçildiği ilk günden itibaren söylediğini anımsattı.

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın geçmişte bunu dile getirdiğinde Rum tarafında, “tehdit ettiği” şeklinde eleştirildiğine değinen Samani, “Geldiğimiz nokta tam da o noktadır. Henüz aslında süreç ‘başarısızlıkla sonlandı’ denmemiştir. Bu aslında yeniden bir fırsat penceresidir. Tarafları dinleyerek, bu sürecin sonunun gelip gelmediğini görmek üzere BM Genel Sekreteri, geçici Kıbrıs Özel Danışmanı Sayın Lute’u görevlendirmiştir” diye konuştu.

“CUMHURBAŞKANI AKINCI’NIN POZİSYONU NET”

Lute’un Kıbrıs’ta liderler ve garantör ülkelerle görüşme gerçekleştirdiğini ve bir deneme daha yapmak için birtakım unsurlar gördüğü kanaatine vararak, yeniden, görev tanımı kapsamında bölgeyi ziyaret edeceğini ifade eden Samani, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın pozisyonunun, Kıbrıs Türk tarafının pozisyonu olarak net olduğunu söyledi.

Akıncı-Anastasiadis sürecinin henüz tamamlanmadığını, uluslararası aktörler ve BM tarafından, “başlatılmış olan süreç başarısızlıkla kapandı, bir girişim daha başarısızlığa uğradı” denmediğini dile getiren Samani, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın samimiyetle çözüm modelini zorlamasının, şimdiki Kıbrıs Rum siyasi liderliğinin ve Rum siyasi elit kesiminin gerçek anlamda siyasal eşitliğe dayalı iki kesimli iki toplumlu federasyonu isteyip istemediklerinin sorgulanmasına neden olduğunu ve bu durumla yüzleşildiğini kaydetti.

“AKINCI DÖNEMİNİN FARKI”

Sorgulamaların ve yüzleşmelerin yapıldığı, zaman tahdidi olmayan, ucu açık müzakerelerin sonunun gediğinin kabul edildiği ve bunun BM raporlarına da girmesinin Akıncı döneminin farkı ve başarılarından olduğuna işaret eden Samani, “Tekrar dönelim de 50 sene daha veyahut da ne kadar devam ederse, ‘devam edelim’ denmesinin önü kapanmıştır” dedi.

“KIBRISLI RUMLAR NASIL BİR ÇÖZÜM İSTEDİĞİNİ ORTAYA KOYMALI”

Kıbrıslı Rumlar, iki kesimli, iki toplumlu siyasi eşitliğe dayalı federasyon modelini istemiyorsa, saygı göstermek gerektiğini, ama o zaman hangi çözüm modelinde uzlaşılabileceğini de Rumların ortaya koyması gerektiğini söyleyen Samani, Türk tarafından öneri geldiğinde Türk tarafının “ayrılıkçılıkla” suçlandığını anlattı.

Anastasiadis’in, kanatları güçlü yapıdan bahsettiğinde, KKTC ve Türkiye’de, sanki de Rum lider “iki devleti kabul ediyor”, “iki devletli yapı” öneriyormuş gibi bir algı oluştuğunu, buna inananlar ve “Anastasiadis kabul etti de Akıncı kabul etmiyor” diye konuşmalar olduğunu dile getiren Samani, iki lider bir araya geldiğinde Cumhurbaşkanı Akıncı’nın bunu sorduğunda, Anastasiadis’in öyle bir şey olmadığını açıkça ifade ettiğini, Rum liderin bunu kendi medyasına ve Rum siyasi partilerine de açıkladığını söyledi.

Bir çözüm için iki taraf gerektiğini ifade eden Meltem Onurkan Samani, çözümün modeli her ne olacaksa, en başta Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların kabul edebileceği bir model olması gerektiğini kaydetti.

Akıncı-Anastasiadis sürecinin son aşamasında geriye sayımının başladığını belirten Samani, Lute’un, görev tanımıyla ne getireceğine bağlı olarak, “stratejik bir anlaşmaya varmak üzere görüşebiliriz kanaati ortaya çıkarsa” belli bir zaman sınırında son aşamanın son denemesinin yapılacağını sözlerine ekledi.

Editör: TE Bilisim