Evrensel Hasta Hakları Derneği (EHHD) aktivistler ve derneklerin gündeme getirdiği hak ihlallerinin giderilmesi için devletin üzerine düşeni yapmadığını savundu. 

EHHD’den yapılan yazılı açıklamada, EHHD’nin marjinalize hasta gruplarının yaşadığı hak ihlallerini tespit etmek için derinlemesine bir araştırma yaparak, veri topladığı, çözüm önerileriyle birlikte raporladığı ve raporu, milletvekillerine, İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Teknik Komitesi üyelerine, ilgili Bakan ve müsteşarlara ilettiği buna karşın, EHHD’nin raporunda gerekse sağlık ve insan hakları alanında çalışan diğer aktivistler ve derneklerin gündeme getirdiği hak ihlallerinin giderilmesi için devletin üzerine düşeni yapmadığı kaydedildi. 

EHHD açıklamasında, yaşlı ve engellilerin bakımı ve rehabilitasyonu, toplumsal hayata dahil edilmesi, eğitim, sağlık ve istihdam gibi ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik tek bir adım dahi atılmadığı, Engellileri Koruma, Rehabilite ve İstihdam yasasının (1993) bu yüzden yapıldığı ve bu yasayı uygulamanın da Çalışma Bakanlığı’nın sorumluluğunda olduğu belirtildi.

Açıklamada şunlara yer verildi:

“Son 1 yılda ülkemizdeki yaşlı ve engellilerin yaşadıkları ciddi sorunlara ve hak ihlallerine bakacak olursak; Şubat 2021 tarihinde 65 yaşındaki doğuştan işitme ve konuşma engelli kadın, kendisine cinsel istismarda bulunan kişiyi öldürerek mahkûm oldu.

Ekim 2021’de kayıp olduğu bildirilen 39 yaşındaki engelli kadın Meryem Toprak 20 günlük bir aramanın ardından dağlık alanda ölü bulundu.

Ocak 2022’de Sınırüstü Bakımevi’nde bulunan yaşlı ve engelli kişilerin yıllardır maruz bırakıldığı sağlıksız koşullar ve vahim hak ihlalleri gün yüzüne çıktı. 

Mart 2022 tarihinde Sınırüstü Yaşlı Bakımevi’nde tedavi gören engelli bir kadına oradaki bakım görevlisi tarafından cinsel tecavüz ve cinsel saldırıda bulunulduğu tespit edildi.

Nisan 2022’de ise 21 yaşındaki down sendromlu kadının tecavüze uğradığı belirlendi. 
Yasalar neden var?

Yasanın amaçlarından biri ‘Engelllileri, kendi güçleri ve becerilerini kullanmalarını sağlayarak tüketici olmaktan kurtarıp üretici duruma getirmek ve yaşamlarını huzur, güven, sağlık ve mutluluk içinde sürdürmelerini sağlamak’tır. 

Kıbrıs’ın kuzeyinde sadece bir yıl içinde tüm toplumda infial yaratan birkaç örneği yukarıda paylaşmış bulunmaktayız. O zaman soruyoruz; devlet bakmakla yükümlü olduğu bu gruplara, yasada belirtildiği gibi huzur, güven, sağlık ve mutluluk içinde bir yaşam sürdürebilmeleri için ne yaptı?”