Hakan Dinçyürek, bir televizyon programında sorularını yanıtladı.

“Siyaset düne takılmadan bugünü ve yarını planlayabilmektir” diyen Hakan Dinçyürek, dünden ders alarak ama düne takılmadan yoluna devam ettiğini söyledi. Sadece partili insanlara değil birçok insanın yaşamına dokunduğunu ifade eden Dinçyürek “Mesleğimden dolayı insanlara yardım etmek benim doğamda var. Benim kliniğim bir seçim ofisi değil ama insanlar kliniğime sağlıkları için geldiği zaman sadece sağlıkları ile ilgili sohbet devam etmiyor. İnsanların toplum içerisinde, aile içerisinde, devletle olan ilişkilerinde yaşadıkları sıkıntıları sürekli dile getirirler. Ben de elimden geldiğince gücüm yettiğince insanların sorunlarını çözmek için sürekli çaba sarf ettim ” dedi. Siyasetin hiçbir noktasında geri kalamadan ayrıca diğer bilgelerle de iletişimi kesmeden yoluna devam ettiğini anlatan Dinçyürek, siyasetin insanlara hizmet etmek için vesile olduğunu kaydetti. Ülkedeki insanların güçlü yönetime ihtiyacı olduğundan söz eden Dinçyürek “Bu ülkenin güçlü ve deneyimli kadrolara ihtiyacı var. Bu yüzden yeniden adayım. Siyasette bir şeyleri almaya değil bir şeyleri vermeye talibim” dedi.

“MECLİS SON DÖRT YILDIR İŞLEVSELLİKTEN VE DENGELERDEN UZAK”

Meclisteki aritmetiğe bağlı olarak yaşanılan tablolar sonucunda dengeli bir hükümetin oluşmasına hiç izin vermediğini belirten Dinçyürek, halkın beklentilerini karşılayabilecek hükümetlerin oluşup çalışmasına olanak vermediğini vurguladı. Dinçyürek, seçim halk oylaması yasasının seçime ramak kala gündeme getirilip değiştirilmeye çalıştırılırsa sonuçsuz olacağını kaydetti. Seçim halk oylaması yasasının yeni kurulacak olan meclisin ilk gündem maddelerinden birisi olması gerektiğinden söz eden Dinçyürek “Çünkü seçime ramak kala bunun değiştirmek isterseniz herkes seçime uygun kendisine uygun pozisyonlar düşüncesiyle ilerler. Meclis son dört yıldır işlevsellikten ve dengelerden uzak olmasının en önemli gerekçelerinden bir tanesi küçük partilerin kilit görevler alması azınlığın çoğunluğa hükmettiği bir yapı oluştu. Bu durumu ne siyaset bilimi ne güç dengeleri ne de kamu vicdanı kabul etmez” şeklinde konuşarak meclisin işlevselliğinin de yürümediğine işaret etti.

“SİYASETTE GÜVENİN OLUŞMASI BAŞTA SİYASİLER VE PARTİLERİN GÖREVİDİR”

Dinçyürek, “Siyasette güvenin oluşması başta siyasiler ve partilerin görevidir. Vatandaş kendisine göre seçeceği siyasiyi belirler ve ona göre sandıkta oyunu kullanır” dedi. Tek başına bir partinin oluşturduğu bir hükümetin ülkeyi ileri bir noktaya taşıyacağına işaret eden Dinçyürek ülkede tek başına iktidara talip olan partinin ise UBP olduğunu söyledi. 2022 yılının çok zor geçeceğini anlatan Dinçyürek “Bu zorluluklar ancak güçlü bir iktidar, deneyimli kadrolar ve Türkiye ile ilişkileri iyi olan bir hükümet ülkeyi daha ileriye götürebilecek” şeklinde konuşarak Türkiye ile en iyi ilişkileri sağlayıp götürebilecek olan patinin UBP olduğunu kaydetti.

“CTP İDEOLOJİK SEBEPLERLE BUGÜNE KADAR ANLAŞMALARA İMZA KOYAMADI”

Cumhuriyetçi Tür Partisi (CTP)’nin kendi iç dinamiklerinden dolayı Türkiye Cumhuriyeti ile ekonomik iş birliği protokolünü hiçbir zaman imzalayamadığını anlatan Dinçyürek, CTP’nin UBP döneminde imzalanan protokollerin süresi devam ederken hükümete gelerek UBP döneminde imzalanan protokollerden yararlandığını söyledi. İki ülke ilişkileri sonucunda parasal yardımların gelebilmesi uluslararası işbirliği anlaşmalarından geçtiğini ifade eden Dinçyürek, CTP’nin ideolojik sebeplerle bugüne kadar anlaşmalara imza koyamadığı için Türkiye ile işbirliğini ortaya koyamadığı için hükümeti yürütemediğini kaydetti.