Kıbrıs Türk Tabiplerİ Birliği, diyabetin önlenebilir bir hastalık olduğuna dikkat çekerek, hastalıktan korunmak için; hareketi arttırmak, spor yapmak, sağlıklı beslenmek ve hastalığa dair belirtiler görüldüğünde sağlık kuruluşuna başvurmak gerektiği vurgulandı.

İç Hastalıkları ve Endokrinoloji, Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Serap Soytaç İnançlı, diyabetli bireylerin yaşam kalitelerini artırmak için beslenme, egzersiz, tıbbi tedavi ve eğitimden oluşan dört temel faktörün bir arada düzenlenmesi gerektiğini kaydetti.

İnançlı, 14 Kasım Diyabet Günü nedeniyle yayımladığı mesajda, KKTC’de 2008 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan taramada, yetişkin nüfusta (20-80 yaş aralığı) % 11 diyabetik ve % 18 bozulmuş glukoz toleransı (gizli şeker) saptandığını, 1996 yılında yapılan ilk taramada % 13.5 olarak saptanan gizli şeker oranın giderek artmasının ise düşündürücü olduğunu söyledi.

İnançlı, diyabet hastalığını önlemenin mümkün olduğuna işaret ederek, değişen yaşam koşulları nedeniyle daha küçük yaşlardan başlayan hareketsiz yaşam tarzı, düzensiz beslenme ve besine kolay ulaşım nedeniyle önceleri ileri yaşlarda daha sık rastlanan Tip 2 diyabet hastalığının artık çok erken yaşlarda görülmeye başlandığını kaydetti.  

ÜLKEDE GÖRÜLME SIKLIĞI GİDEREK ARTAN KRONİK BİR HASTALIK

Diyabetin, ülkede görülme sıklığı giderek artan kronik bir hastalık olduğunu vurgulayan İnançlı, diyabetin önüne geçilmediği taktirde, kronik böbrek yetmezliği (diyabetik nefropati), sinir hasarı (diyabetik nöropati) ve diyabete bağlı göz hasarı (diyabetik retinopati) gibi ciddi organ kayıplarına yol açtığını belirtti.

İnançlı şöyle devam etti:

“Diyabetli bireylerin yaşam kalitelerini artırmak için beslenme, egzersiz, tıbbi tedavi ve eğitimden oluşan dört temel faktörün bir arada düzenlenmesi gerekmektedir. Diyabet hastalığını önlemek mümkündür. Değişen yaşam koşullarımız nedeniyle daha küçük yaşlardan başlayan hareketsiz yaşam tarzı, düzensiz beslenme ve besine kolay ulaşım nedeniyle önceleri ileri yaşlarda daha sık rastladığımız Tip 2 diyabet hastalığı artık çok erken yaşlarda görülmeye başlanmıştır.

Yaşam tarzı değişiklikleri ile 2040 yılına kadar 160 milyon diyabetin geciktirilebileceği veya önlenebileceği öngörülmektedir. Birçok ülkede sağlıksız beslenme ve fiziksel olarak aktif olmayan yaşam tarzı sürdürme, çocuk ve gençlerde de Tip 2 diyabet görülme riskini küresel bir halk sağlığı sorunu haline getirmektedir.”

Diyabet hastalığı hakkında bilgiler veren İnançlı, şöyle devam etti:

“Diyabet hastalığının, vücudumuzda insülin hormonunun hiç üretilememesi veya vücudun ihtiyacını karşılayacak kadar üretilememesi, ya da üretilen insülinin yeterince etki gösterememesine bağlı olarak ortaya çıkar. Diyabet kronik bir hastalık olup hayat boyu tedavi gerektirir. En basit teşhis yolu 10 saatlik açlık sonrası kan şekeri ölçümü yapılmasıdır. Açlık kan şekeri >100 mg/dL olan kişilere mutlaka 2 saatlik yükleme testi (75 gr OGTT) uygulanıp erken tanı konmalıdır.  Özellikle ailesinde diyabet öyküsü olan, hareketsiz yaşayan, sağlıksız beslenen ve vücut ağırlığı fazla olan, bel çevresi kadınlarda >88 cm, erkeklerde >102 cm, polikistik over hastalığı olan, kortizon kullanmakta olan kişiler diyabet hastalığı açısından risk grubunu oluşturmaktadır.”

İnsülin direnci olan kişilerin, özellikle çocuk ve gençlere çok önem verilip bu kişilerin hayat tarzı değişikliğini öğretip ileride diyabet hastalığı açısından yüksek riskli olduklarının vurgulandığını belirten İnançlı, “Hazır paketlenmiş gıdalardan uzak tutulmalı, enerji verici fakat besin değeri olmayan sıvı içeceklerden vazgeçilmelidir. Glukoz ve benzeri tatlandırıcılar bulunan içecekler içilmemelidir. Özellikle karaciğer yağlanması ve insülin direnci olan çocukların doktor gözetiminde sağlıklı yaşam ve beslenme alışkanlıkları edinmeleri sağlanmalıdır” dedi.

Diyabetli her iki kişiden birinin tanı almadığını aktaran İnançlı, bu durumun kişileri sakatlık ve erken ölüme neden olan komplikasyonlara karşı riskli hale getirdiğini söyledi.

İnançlı, diyabette tanının gecikmesinin, Tip 2 diyabetli bireylerin komplikasyonlardan en az biri ile karşılaşması anlamına geldiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

“2015 yılında dünyada 415 milyon olan yetişkin diyabetli sayısının 2040 yılında 642 milyona çıkacağı tahmin edilmektedir. Buna göre 2040 yılında her 10 yetişkinden birinin diyabetli olacağı tahmin edilmektedir. Birçok ülkede diyabet körlük, kalp damar hastalıkları, böbrek yetmezliği ve alt ekstremite (ayak-bacak) ampütasyonunun (kayıp) en önemli nedenidir.

Yıllık yapılacak 24 saatlik idrarda protein taraması, 6 ayda bir yapılacak göz dibi muayenesi ve 3 -6 ayda bir yapılacak 3 aylık şeker (HbA1c) takibi ile bireyin komplikasyonlar açısından takibi sağlanabilir” dedi.

HASTALIKTAN KORUNMA…

Hastalıktan korunmak için yapılacaklara da değinen İnançlı, şöyle devam etti:

“Hareketimizi arttırmak, spor yapmak, sağlıklı beslenmek ve hastalığa dair belirtiler görüldüğünde sağlık kuruluşuna başvurmak gerekmektedir.

1921 yılında insülini bularak diyabet hastası milyonlarca hastanın tedavisini mümkün kılan Fredrick Bantig'in doğum günü olan 14 Kasım, Dünya Diyabet Günü olarak kabul edilerek, her yıl çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Dünya Diyabet Federasyonunun bu yılki sloganı ‘’Aile ve Diyabet ‘ olarak belirlenmiş olup diyabeti olan bireylerin ailelerinin korunması ve diyabet belirtilerini öğrenmeleri hedeflenmiştir.

Unutulmamalıdır ki; hastalıktan korunmanın en önemli şartı, hastalık hakkında bilgi sahibi olmaktır.”